1909`da Osmanlı ordusuna subay olarak katıldı. I. Dünya Savaşı sırasında İngilizlerle yapılan çarpışmalarda görev aldı. İngilizlere tutsak düşmesinin ardından, 1916`da İngiltere`nin desteklediği Arap isyanına önderlik eden Hüseyin bin Ali`nin kuvvetlerine katıldı. Hüseyin`in oğlu Faysal`ın yanında görev alarak Osmanlılara karşı sürdürülen askeri harekata katıldı. Savaş sonunda Faysal`ın Şam`da kurduğu kısa ömürlü Arap devletinin yöneticileri arasında yer aldı. Bu devletin 1920`de Fransızlarca yıkılmasından sonra, Faysal 1921`de İngilizlerin denetimindeki Irak`ta I. Faysal adıyla tahta çıktı. Nuri Said Irak yönetiminde bir dizi etkili görev üstlendi. 1930`da da başbakan oldu. Bu görevi sırasında İngiltere ile, ülkedeki İngiliz nüfuzunun güvence altına almakla birlikte Irak`ın bağımsızlığını da öngören 20 yıllık bir antlaşma imzaladı.
Çeşitli dönemlerde 14 kez başbakanlık yapan (1930-1958) Nuri Said her zaman İngiliz yanlısı politikasını ve Faysal`ın temsil ettiği Haşimi hanedanına olan bağlılığını sürdürdü. II. Dünya Savaşı`nın başlarında İngiltere`yi desteklemek amacıyla Almanya`ya savaş ilan etti ve İtalya ile diplomatik ilişkileri kesti. Bu politikaya karşı çıkan ordudaki etkili subaylar Nisan 1941`de Raşid Ali önderliğinde bir darbe düzenledi. Nuri Said genç kral II. Faysal`la birlikte yurtdışına kaçtı. İngiltere`nin doğrudan müdahalesiyle Raşid Ali hükümetinin devrilmesinin ardından Irak`a döndü. İngilizlerin desteğiyle 1941-1944 arasında başbakanlığı yeniden üstlendi. Bu dönemde Arap ülkelerinin tek bir devlet altında birleşmesini savundu. Polisi ve basını etkili biçimde kullanarak muhalefeti denetim altında tuttu ve orduya müdahale bulunma fırsatı vermedi.
1955`te ABD`nin desteğiyle imzalanan Bağdat Paktı`nı etkin biçimde destekleyerek Irak`ın Arap ülkeleri arasındaki konumunu güçlendirmeye, böylece halkın desteğini kazanmaya çalıştı. Ama ülkede Batı karşıtı milliyetçi akım giderek güç kazandı. 14 Temmuz 1958`de, Ürdün ile birleşme girişimleri sırasında Abdülkerim Kasım yönetimindeki askeri darbe monarşiyi yıktı. Said, darbeden bir gün sonra kadın kılığında kaçmaya çalışırken yakalandı, aynı gün vurularak öldürüldü ve defnedildi. Ancak daha sonra kızgın bir kalabalık tarafından cesedi gömüldüğü yerden çıkarıldı, sokaklarda sürüklendikten sonra bir direğe asılarak yakıldı.