Nikolay İvanoviç İlminskiy (1822-1891) Rus Ortodoks misyonerdir.
Kazan Ruhani Akademisi’nde öğrenim gördü ve daha sonra orada öğretmenlik yaptı. 1861’de Kazan Üniversitesi Türk-Tatar kürsüsü profesörü oldu. Tatarca ve Arapça bilirdi. Türk lehçeleri ve ilahiyat üzerine çalışmalar yürüttü. Rusya egemenliğinde yaşayan halkları Ruslaştırmak için uğraş verdi.
İlminskiy, Rusya’nın Rus olmayan halklar üzerinde uyguladığı zorla Hristiyanlaştırma yerine yeni yöntemler önerdi. Dil, bu yöntemlerde çok önemli bir görev üstleniyordu. İncil’in Kiril alfabesiyle fakat her halkın kendi dilinde basılması gerektiğini savundu. Türk lehçeleri üzerine derin araştırmalarda bulunan İlminskiy, lehçeleri kendine özgü ayrı bir dil haline getirmek düşüncesini ortaya attı. Bu doğrultuda Rus olmayan milletlerin kendi dillerini Rus harfleriyle yazmaları düşüncesindeydi. İlminskiy tarafından ortaya atılan bu fikir 31 Mart 1906’da Rusya Eğitim Bakanlığı tarafından ilan edilen Rus olmayan milletlerin eğitimi ile ilgili layihada yer aldı. Her lehçe için ayrı bir yazı dili ve edebi dil yaratma faaliyetlerinde bulundu. Her boyun kendi şive-lehçe özelliklerine göre Kiril alfabesiyle ayrı ayrı kitaplar hazırlanması için uğraştı. Böylece Türk boyları arasındaki ayrışmanın artacağını ve Ruslaştırma faaliyetlerinin hız kazanacağını düşünüyordu.
İlminskiy’in düşünceleri hem Çarlık Rusyasında hem de Sovyetler Birliği’nde uygulama alanı bulmuştur. Rus olmayan halklar arasındaki lehçe farklılıkları güçlendirilmiş ve bu halklar iç içe yaşadıkları diğer halklarla anlaşabilmek için Rusça kullanmak zorunda bırakılmıştır.
İlminskiy’nin Eğitim Sistemi:
Çarlık Rusya’sı 19. yüzyılın ortalarına doğru, birçok dilin konuşulduğu, farklı gelenek ve kültürlerin var olduğu bir imparatorluk haline gelmişti. Çeşitlilik ve farklılığın yoğun olması Rus milliyetçilerinin geliştirmek istediği ulus inşası ve ulusal bütünlükle çelişmekteydi. Milliyetçi Rus elitler tek dil, tek kültür ve tek bir kimliği paylaşan ulus inşa sürecini gerçekleştirmek istemişlerdi. En büyük saç ayağı ise eğitim olmuştur. Rus milliyetçileri, Çarlık sınırları içerisinde tek ve baskın bir ulusun inşa edilmesi amacıyla etnik ve dini açıdan toplumsal birimlerin daha homojen olmasını savunmuş ve bu doğrultuda Rusçanın eğitim dili olmasını, Kiril alfabesinin yaygınlaştırılmasını ve farklı inançlara sahip grupların Ortodokslaştırılmasını hedeflenmişlerdi. Ortodoksluğu merkez alan bu eğitim sistemi, Çarlık sınırları içerisinde geniş bir alanda uygulanmıştır. Kazan Üniversitesi ve Kazan İlahiyat Akademisinde Türk Dilleri Profesörü olan Nikolay İvanoviç İlminskiy, Volga bölgesinde genel eğitimin Rusça olduğu, yerel dillerde Hıristiyan eğitimi verilen yeni bir okul sistemi geliştirmiştir.Bu geliştirilen sistem Eğitim Bakanı D. Tolstoy tarafından desteklenmiştir.1863 yılında, Kazan’da Kreşin Tatarları (vaftiz edilmiş Tatarlar) için öğretmen ve misyoner yetiştirmek isteyen İlminskiy, eğitim sistemini uygulamaya başlamıştır. ‘‘Hıristiyanlaştırılmış Tatarlar Merkez Okulu’’ adını taşıyan bu okullarda Tatarca eğitim dili olarak kullanılmıştır. hazırlanan eğitim materyallerinin içeriği ise çoğunlukla dini ağırlıklı olmuştur.Kreşin Tatarları için açılan bu okuldaki ilk uygulama oldukça başarılı sonuçlar vermiştir. İlminsky’nin daha sonra bu tür okullarda imparatorluk sınırları içerisinde bir ağ oluşturma önerisi Eğitim Bakanı Tolstoy’a sunulmuştur. İlminskiy’nin ilkokulu, iki yıllık iki dönemden oluşan dört yıllık bir eğitimi kapsamıştır. İlk iki yılda, çocuklar tarih, anadillerinde okuma, kilise şarkıları ve aritmetiğin temellerini öğrenilmesi ve daha sonra Rusça eğitimin aşamalı bir şekilde verilmesi hedeflenmiştir. İlminskiy, mevcut Çarlık eğitim sistemine adapte olma konusunda zorluk çeken veya bu sistemi kabul etmeyen etnik gruplara kendi dillerinde eğitim vermiş ve Ruslaştırmayı aşamalı bir şekilde uygulamaya koymuştur. İlminskiy tasarladığı eğitim sisteminin başarılı olması için bölgedeki halkla iyi ilişkiler kurmuş ve kendisini modernleşme yanlısı biri olarak tanıtmıştır. İlminskiy’nin geliştirmiş olduğu eğitim sistemi, çoğunlukla dinsel eğitim alanına yoğunlaşmış, yerel dillerin yanında Rusçanın da öğretilmesi amaçlanmıştır. Sistematik bir şekilde Ortodoksluğun, Rus dili ve kültürünün ön plana çıkarıldığı bu eğitim sisteminde, yerel diller öğrencileri okullara çekmek için araç olarak kullanılmıştır.İlminskiy eğitim sisteminin Tatar Türklerinin Hıristiyanlaştırılması, Rusçanın diğer etnik gruplar arasında yaygınlaştırılması ve kendisinden sonra gelen Ruslaştırma politikalarına zemin hazırlaması açısından oldukça etkili olduğu görülmüştür.