Kazan Ruhani Akademisi`nde öğrenim gördü ve daha sonra orada öğretmenlik yaptı. 1861`de Kazan Üniversitesi Türk-Tatar kürsüsü profesörü oldu. Tatarca ve Arapça bilirdi. Türk lehçeleri ve ilahiyat üzerine çalışmalar yürüttü. Rusya egemenliğinde yaşayan halkları Ruslaştırmak için uğraş verdi.
İlminskiy, Rusya`nın Rus olmayan halklar üzerinde uyguladığı zorla Hıristiyanlaştırma yerine yeni yöntemler önerdi. Dil, bu yöntemlerde çok önemli bir görev üstleniyordu. İncil`in Kiril alfabesiyle fakat her halkın kendi dilinde basılması gerektiğini savundu. Türk lehçeleri üzerine derin araştırmalarda bulunan İlminskiy, lehçeleri kendine özgü ayrı bir dil haline getirmek düşüncesini ortaya attı. Bu doğrultuda Rus olmayan milletlerin kendi dillerini Rus harfleriyle yazmaları düşüncesindeydi. İlminskiy tarafından ortaya atılan bu fikir 31 Mart 1906`da Rusya Eğitim Bakanlığı tarafından ilan edilen Rus olmayan milletlerin eğitimi ile ilgili layihada yer aldı. Her lehçe için ayrı bir yazı dili ve edebi dil yaratma faaliyetlerinde bulundu. Her boyun kendi şive-lehçe özelliklerine göre Kiril alfabesiyle ayrı ayrı kitaplar hazırlanması için uğraştı. Böylece Türk boyları arasındaki ayrışmanın artacağını ve Ruslaştırma faaliyetlerinin hız kazanacağını düşünüyordu.
İlminskiy`in düşünceleri hem Çarlık Rusyasında hem de Sovyetler Birliği`nde uygulama alanı bulmuştur. Rus olmayan halklar arasındaki lehçe farklılıkları güçlendirilmiş ve bu halklar iç içe yaşadıkları diğer halklarla anlaşabilmek için Rusça kullanmak zorunda bırakılmıştır.