Hayatı
Doğum yerinin nerede olduğuna dair tarihçiler arasında tartışmalar bulunmaktadır.Atayı Sahayık Zeyli (s. 615); Naima Tarihi ve Hadikatü'l-vüzera Gümülcine'li olduğunu bildirler. Naima Tarihi (c.2 s.89) Arnavut asıllı olduğunu beyan eder. Uzunçarsılı ise Drama köylerinde olduğunu açıklar. Devşirme olarak İstanbul'a getirilmiş ve Zülüflü Baltacılar ocağında eğitim almıştır. Saraydan müteferrkalıkla çıkmış ve Divan-ı Humayun çavuşluğu yapmıştır. Oradan Zile voyvodalığına gönderilmiş ve sonra İstanbul'a dönerek kapılar kethudası ve küçük imrahorluk görevlerini yapmıştır. Padişah I. Ahmet'in 3 yaşında olan kızı Ayşe Sultanı nişanlamıştır. Fakat karekterinin hiddetli ve kırıcı olması dolayısıyla devlet ricali ile arası açılmıştır. Özellkile şeyhülislam Hocazade Mehmet Efendi ile ilişkileri gayet kötüleşmiştir. Nasuh Paşa'nın kendisi aleyhinde olanların yerine, gayet değerli ve tecrübeli olmalarına aldırmadan, kendi adamlarını getirmesi de hükümet ve devlet ricalinin kendinden nefret edercesine aleyhinde olmalarına yol açmıştır. Diğer taraftan Sultan I. Ahmet'in devlet işlerine karışmasına da endişelenmiş; ve ona kafa tutarcasına icraat yapmaya başlayıp onu kendinden soğutmuştur. Naima tarihine göre Nasuh Paşa Sultan I. Ahmet'eYa ben dersem amel edip hayırhahliğima itimad ile dediğimi yaparsınız veyahut bana sedaret lazım değil, mührü başka kulunuza verirsinis, aksi takdirde kendimi zehirlerim.demiştir ve padişah da bu sözlerden onun Kuyucu Murat Paşa'yı zehirlediği anlamını çıkarıp çok hiddetlenmiştir. Ertesi gün onun azledilmesine karar vermiştir. 1614'de bir sayaklı Kazak gücünün Karadeniz'i geçip Sinop'u basmasını ve Sinop'ta halktan birçok kişiyi öldürüp birçok esir alıp götürmeleri üzerine Sinopluların merkezi devlete gönderdikleri şikayetnamelerini ve istedikleri desteği sultan bu olay hakkında ona sorunca tam gerçek olarak bildirmemiş ve küçük önemsiz bir olaymış gibi aksettirmiştir. Fakat sadrazam Nasuh Paşa ile ihtilaflı olan Şeyhülislam Hocazade Mehmed Efendi sultana gerçeği ayrıntıları ile açıklamıştır. 17 Ekim 1614'de İstanbul gergin bir gün yaşamıştır. I. ahmet Cuma selamlığına çıkmamış ve saray çevresinde koruma tedbirleri alınmıştır. Tüm kapıkulu askerleri saray duvarları dışında dizilip bir duvar gibi sarayı korumaya almışlardır, Sadrazam ikematgahı olan Paşakapısına Bostancıbaşı Ohrili Hüseyin Ağa ve silahlı 100 kadar bostancı gönderilmiştir. Orada Sadrazam Nasuh Paşa bostancıbaşının eliyle boğulup idam etmiştir. İdam edilmesi için açıklanan neden Sakaoğlu'na göre:
Padişahla Edirne'deyken Cebrail adlı bir ağasının, bir seyyidin evine girip karısının ırzına geçmesi, seyyidin de cuma selamlığında cami içinde sarığını çözüp İ. Ahmet'in duyacağı bir sesle "Allah'a hanginizden şikayetçi olayım?" diye bağırmasıydı.Sadrazamın malları müsadere edilmiştir ve servetinin milyonlarca düka altını olduğu görülmüştür; bu yüksek mal varlığı aldığı rüşvetlere atıf edilmiştir. Naaşı ya Okmeydanı'na ya da Şahkulu mezarlığına gömülmüştür. Değerlendirme Naima Tarihi Nasuh Paşa'nın iyiliği, kusurları ve katledilmesi hakkında çok ayrıntılı bilgiler sunmaktadır. Uzunçarsılı onu şöyle değerlendirmektedir:
Müsekke, ilim ve fazilet sahibi; iyi görüşlü, zeki, natuk ve aynı zamanda cesur ve cömert idiyse de hiddetli ve ve kalp kırıcı ve garezkar (idi)Ayrıca bakınız *I. Ahmet *Duraklama Dönemi Osmanlı Sadrazamları listesi