Narrow
1. anlamı s., i., f. dar, ensiz; sınırlı; dar düşünceli, dar fikirli; darlık içinde; cüzi, az; sıkı, dikkatli; İng., leh. hasis, tamahkar, cimri; i. dar geçit, çoğ. dar boğaz; f. daraltmak, eninden almak; sınırlamak; kısmak; daralmak, çekmek, ensizleşmek.2. anlamı dar. kısıtlı. sınırlı. daraltmak. kısmak. daralmak. az. anca yeten. kıt kanaat.