Nakibüleşraf

Kısaca: Nakibüleşraf (Nakîbüleşrâf, Nakîbü'l-Eşrâf) İslam devletlerinde seyyidlerin ve şerîflerin doğum ve vefât kayıtlarını tutan ve işleriyle ilgilenen müessesenin idârecisi. ...devamı ☟

Nakibüleşraf (Nakibüleşraf, Nakibü'l-Eşraf) İslam devletlerinde seyyidlerin ve şeriflerin doğum ve vefat kayıtlarını tutan ve işleriyle ilgilenen müessesenin idarecisi.

Hazret-i Fatıma ile Hz. Ali’nin evladından Hz. Hüseyin’in soyundan gelenlere seyyid; Hz. Hasan’ın soyundan gelenlere şerif denir. Evlad-ı Resul olan bu kıymetli insanlara Abbasiler, Memlukler gibi İslam devletlerinde hürmet gösterilirdi. Osmanlı Devletinde de gösterilen hürmetin yanında, onlara ait işleri görmek için vazifeli memur tayin edilmiştir. Nakibüleşraf adı verilen ve sadattan (seyid ve şeriflerden) seçilen bu memur, Peygamber efendimizin torunlarının işlerine bakar, neseplerini kayd ve zapteder, doğumlarını ve vefatlarını deftere geçirir, onları adi işlere ve şanlarına uygun olmayan sanatlara girmekten men ederdi. Fena hallere düşmelerine mani olur, haklarını korurdu. Fey ve ganimetten onların hisselerini alıp aralarında dağıtırdı. Bu sülaleden olan kadınların küfvü, dengi olmayanlarla evlenmelerini men eylerdi. Nakibüleşraf bütün bu vazifeleriyle, Peygamber efendimizin torunlarının umumi bir vasisi durumunda idi.

Osmanlı sultanları, Osmanlı topraklarına gelen seyyid ve şeriflere, başka memleketlerde misli görülmeyen bir sevgi ve saygı gösterirlerdi. Onların rahat ve huzur içinde yaşamaları için gereken her türlü hizmeti yaparlardı. Onları her çeşit vergiden muaf tutarak, bunları belgeleyen birer berat verirlerdi.

Osmanlı Devletinde Nakibüleşraf olarak ilk tayin edilen zat, Emir Sultan’ın talebelerinden olan Seyyid Ali Natta bin Muhammed’dir. Seyyid Ali Natta, Yıldırım Bayezid Han zamanında, devlet dahilindeki sadatın (seyyidlerin ve şeriflerin) Osmanlı Devletiyle münasebetlerini temine başlamıştır. Tayin beratı ile birlikte bu zata Bursa’daki İshakiye Zaviyesi vakfının idareciliği de verilmiş ve bu vazifenin evlatlarına intikali şart olarak, beratta belirtilmiştir. Seyyid Ali Natta’nın vefatından sonra yerine Seyyid Zeynelabidin tayin edildi.

Nakibüleşraflık bir ara lağvedildiyse de, seyyid ve şerif olmadıkları halde hürmet görmek için bu iddiada bulunan bazı sahtekarların ortaya çıkması üzerine, Sultan İkinci Bayezid Han devrinde 1494 yılında yeniden ihdas edildi. Nakibüleşraf ismi de bu tarihte verildi. Bu teşkilatın başına Seyyid Mahmud tayin edildi. Zamanla nakibüleşraflar yeni tahta çıkan padişaha kılıç kuşattılar.

Nakibüleşraflık müessesesi ilmiye sınıfından olmakla beraber, tayinler on yedinci asırda mutlaka yüksek dereceli ulemadan olmazdı. Bu asırdan itibaren seyyid ve şerif olup da, İstanbul kadısı veya kazasker olanlardan emekliye ayrılan zatlar, nakibüleşraf tayin edilmeye başlandı. Bu makamda kalmanın muayyen bir süresi olmadığından, tayin edilenler uzun müddet vazife yaparlardı. Nakibüleşraflık vazifesine yeni tayin edilecek olan zat, Paşa Kapısına yani Bab-ı aliye davet edilir, burada Sadrazam tarafından ayakta karşılanır, kahve, gülsuyu ve buhur ikram edildikten sonra, samur erkan kürkü giydirilerek, memuriyeti ilan edilir ve beratı kendisine takdim edilirdi.

Nakibüleşrafın resmi kıyafetleri kazaskerlerin kıyafetinin aynısı olup, sarıkları farklı idi. Kazaskerler örf denilen sarığı, nakibüleşraflar ise küçük tepeli denilen sarığı sararlar, sadatta yeşil renkli tülbentle sararlardı. Seyyid ve şerifler ise, halk arasında belli olmaları ve gerekli hürmetin gösterilmesi için, kıyafet olarak yeşil sarık sarar ve yeşil cübbe giyerlerdi. Bu usul ilk defa Harun Reşid ve oğlu halife Me’mun zamanında adet olmuştu. Zamanla unutulmuşsa da Türk-Memluk Sultanlarından Melik Eşref Şaban, sadatın gerekli hürmeti görmesini temin için yeniden yeşil sarık sarmalarını istemiştir. Yeşil sarık ve cübbe ananesi Osmanlı Devletinde de devam etti. Osmanlılar seyyidlerin başlarına sardığı yeşil sarığa “emir sarığı” ismini vermişlerdir. Osmanlı Devletinde sadattan biri şeyhülislam olursa, ancak o zaman yeşil sarığını çıkarıp şeyhülislamlık makamına mahsus beyaz sarık sararlardı.

Nakibüleşrafların resmi daireleri, kendi konaklarında bulunur, maiyetinde çalışanlar da bu konaklarda hizmet ederlerdi. Taşrada da yine sadattan olmak üzere, nakibüleşraf kaymakamları, seyyid ve şeriflerin isimlerini ihtiva eden defterler tutarlardı. Merkezde ve taşrada tutulan bu defterlere Secere-i Tayyibe defteri denilirdi. Buraya bütün seyyidlerin ve şeriflerin isimleri Peygamber efendimize kadar silsileleri, evladı, ahfadı, ikametgahları kaydedilirdi.

İstanbul’da nakibüleşraftan sonra en yüksek rütbe alemdarlık idi. Vazifeleri, sefere çıkılacağı zaman, padişah tarafından nakibüleşrafa teslim edilen sancak-ı şerifin taşınması idi. Padişah sefere gittiğine, nakib efendi, beraberinde seyyid ve şerifleri de götürürdü. Sefer sırasında nakibüleşraf Sancak-ı şerifin dibinde yürürdü. Savaş sırasında seyyid ve şerifler Sancak-ı şerif altında tekbir ve salevat-ı şerife getirirlerdi.

Nakibüleşraflar, yaptıkları kıymetli hizmet dolayısı ile iltifat görürlerdi. Padişahlar tarafından kendilerine yazılan ferman ve beratlarda, makamlarına ve yaptıkları hizmetlerin üstünlüğüne uygun tazim ifadeleri kullanılırdı. Onlara sikayet, yani zemzem dağıtma vazifesi ve divan-ı mezalim, yani adalet divanı reisliği gibi yüksek memuriyetler verilirdi.

Ayrıca Bakınız

Osmanlı Devleti Kurumları

Nakibüleşraf

Peygamber soyundan olanların işlerine bakmak üzere kendi aralarından seçtikleri görevli.

İlgili konular

nakibü'l-eşraf

Saithan Akçan - 4 yıl önce
Seyitolduğumu biliyorum dedemiz seyitBilal kaydı nasıl bulabilirim.Adanada 100ayleye yakınız.

berrin - 3 yıl önce
TRABZON TONYA dan gorevli olarak Antakya ya yerlesmis buyuk ddem hakkında bilgi arıyorum, Tonya da Seyidoglu ailesinden olup soyagacımızda varmıs , dedem erken yasta oldugu icin buyuk dedem hakkında kımse bilgi vermiyor, 4 oglu 2 kızı varmıs, gorevi muftu ımıs nasıl bilgi alabilirim, tesekkurler

Görüş/mesaj gerekli.
Markdown kullanılabilir.

1674
7 yıl önce

XV. Louis'nin naibidir (ö. 1723). 8 Kasım - John Milton, İngiliz şair ? - Zeyrekzade Abdurrahman Efendi, Osmanlı Devleti nakibüleşraf, hattat (d. ? )...

1674, 16. yüzyıl, 1629, 1669, 1670, 1671, 1672, 1673, 1675, 1676, 1677
1657
3 yıl önce

Neokonfüçyüsçü filozof (ö. 1725) Uşakizâde Abdullah Efendi Osmanlı Devleti nakibüleşraf (ö. 1726) Solakzâde Mehmed Hemdemi Efendi, Osmanlı şâir, bestekâr ve...

1657, 16. yüzyıl, 1652, 1653, 1654, 1655, 1656, 1658, 1659, 1660, 1661
Hasan Tahsin (şair)
7 yıl önce

Rumeli Kazaskerliği de yapmıştır. Ünlü hattatlardan dersler almştır. Nakibüleşraf olduğu yönünde bilgiler de bulunmaktadır. 1860 yılında ölen Hasan Tahsin'in...

Dürrizade Abdullah Efendi
3 yıl önce

sırasında Mekke kadılığı payesi aldı. Ardından Anadolu kazaskeri ve nakibüleşraf oldu. II. Mahmud'a Eyüp Sultan Camii'nde kılıç kuşandırdı ve bir süre...

Paşmakçızade Abdullah Efendi
7 yıl önce

(1714-1715)'te İstanbul kadısı oldu. Üç yıl sonra bu görevinden azledildi ve nakibüleşraf tayin edildi (1718). Damat İbrahim Paşa'nın sadrazamlığı döneminde önce...

1726
3 yıl önce

Britain (b. 1666) 2 Aralık – Samuel Penhallow, American colonist and historian (b. 1665) Uşakizade Abdullah Efendi, Osmanlı Devleti nakibüleşraf (d.1657)...

1726, 17. yüzyıl, 1721, 1722, 1723, 1724, 1725, 1727, 1728, 1729, 1730
Hüseyin Hüsnü Özdamar
6 yıl önce

1903'te Isparta Kutlubay Camii vaizliğine tayin edildi. 1906 tarihinde Nakibüleşraf Kaymaklığı'na atanmıştır. 1908 tarihinde ilmiye rütbesi olarak Edirne...

Hüseyin Hüsnü í–zdamar, 15 Mayıs, 16 Ocak, 17 Haziran, 1875, 1885, 18 Ekim, 1902, 1910, 1911, 1914