Nakş-I Kadem-I Şerif
Kısaca: Nakş-ı Kadem-i Şerif Peygamberimiz Muhammed aleyhisselamın mübarek ayak izleri. Peygamber efendimizin bir mucizesi de yumuşak maddelere mesela kuma bastığı zaman ayak izlerinin belli olmaması fakat, taşa, sert maddelere bastığında izlerin çıkması idi. Mübarek ayağının bastığı ve iz bıraktığı bazı taş ve mermerler bir yadigar olarak asırlarca saklanmış elden ele emanet edilerek bereketlenilmiştir. Özellikle Müslüman devlet adamları, padişahlar bu kıymetli yadigarları önemli yerlerde özel ...devamı ☟
Nakş-ı kadem-i şeriflerden bilinen ve muhafaza edilenlerin en Ünlüları şunlardır:
1. Hindistan'da Firuz Şah Tuğluk'un oğlu Feth Hanın türbesinde bulunan nakş-i kadem-i şerif.
2. Kahire'de Kayıtbay Türbesinde bulunan mübarek iki ayak izi.
3. Kahire'de asar-un-Nebi Camiindeki mübarek iki ayak izleri.
4. İstanbul'da, Halid bin Zeyd Ebu Eyyub-el-Ensari (Eyyub Sultan) Türbesinde mübarek sağ ayak izleri. Bu Nakş-i kadem-i Peygamberi, Birinci Mahmud Hanın emri ile 1734'te Saraydan türbeye getirilmiştir.
5. Birinci Abdülhamid Hanın türbesinde Yeni Cami tarafındaki duvarda dolap içinde muhafaza edilen iki ayak izleri.
6. Laleli'de Sultan Üçüncü Mustafa Hanın Türbesinde duvarda özel olarak yapılan dolap içinde muhafaza edilen taş üzerindeki iki mübarek ayak izleri.
7. İstanbul, Topkapı Sarayında Mukaddes Emanetler Dairesinde bulunan ayak izleri.
Topkapı Sarayı Hırka-ı Seadet dairesinde dördü taş, ikisi tuğla nevinden olmak üzere altı Nakş-ı kadem-i şerif mevcuttur. Bunlardan biri Peygamber efendimizin, Miraca çıkarken bastığı kayanın üzerine çıkan mübarek ayak izidir ki, Hırka-i Saadet odasında bir dolap içinde muhafaza edilmektedir. Resulullah efendimizin Miraca çıkarken bastıkları bu mübarek kayanın üzerine Kubbet-üs-Sahra adıyla bilinen bina inşa edilmiştir.
Nakş-ı kadem-i şerifler, bulundukları yerlere intikal ettirilmeden önce asırlarca değişik yerlerde muhafaza edilmiştir. En son bugünkü yerlerine konmuştur. Bu şekilde nakledilerek gelmeyen ve bir taşı yontarak “kadem-i şerif” adını takıp, Peygamberin ayağının izidir, demek resimlere, putlara tapmak gibidir. Gerçek olan Nakş-ı kadem-i şerifler ise teberrüken ziyaret edilir.
On üç yaşında tahta çıkan ve yirmi sekiz yaşında vefat eden Osmanlı Padişahı Birinci Sultan Ahmed İslamiyete ve Resulullah efendimize gönülden bağlı idi. Bahti mahlasıyla şiir de yazan Sultan Birinci Ahmed, Nakş-ı kadem-i şerif şeklinde murassa bir sorguç yaptırmış, ortasına da mavi mine üzerine altınla kendisine ait şu mısraları yazdırmıştı:
N'ola tacım gibi başımda götürsem daim Kadem-i resmini ol hazret-i şah-ı Rüsülün Göl-i gülzar-ı nübüvvet o kadem sahibidir. Ahmeda durma yüzün sür kademine o gülün.
Sultan Birinci Ahmed, cuma ve bayram günlerinde ve diğer mübarek günlerde başına bu sorgucu takardı.
Ayıntablı Mehmed Münib Efendi, Sultan Birinci Abdülhamid Türbesindeki Nakş-ı kadem-i şerifin bulunuşunu ve türbeye konulmasını anlatan, asar-ul-Hikem fi Nakş-il Kadem adlı bir eser yazmıştır.
Kaynak: Rehber Ansiklopedisi
Bu konuda henüz görüş yok.