Naili-I Kadim
Kısaca: Naili-i Kadim on yedinci yüzyıl divan edebiyatının önde gelen şairlerinden. Asıl ismi Mustafa'dır. Şiirlerinde Naili mahlasını kullandığından Naili diye tanınmış, on dokuzuncu yüzyılda Manastırlı Salih'in de Naili mahlası ile şöhret kazanmasından sonra, ondan ayırmak için son zamanlarda Naili Kadim diye anılmıştır. Pirizade diye anılması ise, babası Maden Kalemi katiplerinden Piri Halife sebebiyledir. Doğum tarihi bilinmemekle beraber 17. yüzyılın başları olduğu kesindir. Naili çok iyi ...devamı ☟
Naili çok iyi bir tahsil görmüştür. Babasından ve özel hocalardan ders alarak yetişti. Arabi ve Farisi'yi öğrendi. Genç yaşta Halveti tarikatine intisab ederek Saçlı İbrahim Efendiden feyz aldı. Bu hocasının vefatından sonra Halvetiliğin bir kolu olan Gülşeniyyeye intisab ederek, tasavvufta ilerledi. Şiir yazmaya başladıktan sonraİran edebiyatının derinlik ve inceliklerini, tedkik ederek bu hususta geniş bilgi sahibi oldu.
Özel hocalardan yaptığı tahsilini tamamladıktan sonra babasının da katiplik ettiği Maliye Kalemlerinden Maden Kalemine girdi. Bu kalemde yetişerek Baş Halife oldu. Şairin yetişmesinde, bütün hayatınca çalıştığı ve derece derece yükseldiği bu kalemin de büyük etkisi olduğu muhakkaktır.
Naili şiire başladıktan kısa bir süre sonra tanınmaya başladı. Devrinin padişahları Dördüncü Murad ve Dördüncü Mehmed'e, sadrazamlardan Merzifonlu Kara Mustafa Paşa,Sultanzade Mehmed Paşa, Defterdar Salih Paşa ve Fazıl Ahmed Paşaya kasideler yazdı ve 1661 senesine kadar Maden Kalemindeki Ser Halifelik görevinden aldığı maaşla sade bir hayat sürdü.
1661 senesinde düşmanlarının iftiraları sebebiyle Sadrazam Fazıl Ahmed Paşa tarafından Edirne'ye sürüldü. Yaklaşık dört sene kadar burada sıkıntı içinde yaşayan Naili, 1665 senesinde, Fazıl Ahmed Paşanın Avusturya Zaferine sunduğu bir kaside sonunda affedildi ve İstanbul'a döndü.
İstanbul'a dönmesinden bir yıl sonra vefat eden Naili, Fındıklı'daki Sünbül Efendi Dergahı Haziresine defnedildi. Bursalı Mehmed Tahir'in Osmanlı Müellifleri'nde belirttiğine göre, sonradan yol genişletme çalışmaları sırasında Beyoğlu Kabristanına nakledilen mezarı, bu kabristanın da kaldırılmasıyla belirsiz hale geldi.
Naili, İran edebiyatının yanısıra zamanındaki şairlerden Şeyhülislam Behai Efendi ve Neşati'den de etkilendi. Hindistan'dan İran'a geçen Molla Cami hazretlerinden sonra büyük İran şairleri tarafından işlenen ve divan edebiyatında en mükemmel şeklini Şeyh Galib'de bulan Sebk-i Hindi (Hind Tarzı) denen akımın, kendi yüzyılında en usta temsilcisi oldu. Naili, şiirde eski, kalıplaşmış mazmunları terkederek bunların yerine yeni mazmunlar buldu. Söz sanatlarına ehemmiyet vermedi. Bunun yerine mana oyunları ile manzumelerini, gelişen hayaller üzerine kurdu.
Dili ağır olan Naili'nin bir kuyumcu elinden çıkmış gibi çok ince ve titizlikle işlemiş, ölçülü, her kelimesi yerinde, kusursuz bir üslubu vardır. Fikrini en kısa yoldan en veciz bir şekilde ifade etmeye, her kelimeyi kıymetlendirmeye çalışmıştır. Bu husus, Naili'nin beğenilip, taklit edilmesine sebep olmuş, şiirleri dilden dile dolaşmıştır. Tesiri çağdaşlarından itibaren Yahya Kemal'e kadar devam etmiş ve yeni bir neo-klasizim şeklinde kendini göstermiştir.
Naili'nin bilinen tek eseri, sağlığında tertip ettiği Divan'ıdır. Muhtelif kütüphanelerde otuz kadar yazması bulunan Divan'ında; 2 münacaat, 6 na't, 3 mersiye, devrin padişahları ve devlet büyüklerine sunulmuş kasideler, 388 genel, müseddes, terkib ve terci-i bendler, 6 tarih, muhtelif kıt'a ve rubailerle 12 şarkı vardır. Naili Divanı bir defa Bulak Matbaasında 1837'de basılmıştır.
Şiirlerinden bir örnek:
İLaHi
Gönül biganelerle aşinadır ya Resulallah Der-i devlet-meabundan cudadır ya Resulallah
Zer-i hurşid-i mahşer kursadır iksir-i halünden Reh-i ışkunda ol kim hak-i padır ya Resulallah
Sarardır zikrü fikrün çehresün erbab-ı tevhidün Siyeh haki zer eyler kimyadır ya Resulallah
Dil-i meyyali de bir şebnem-i naciz farz eyle Gül-i bağ-ı cemalün pür-nemadır ya Resulallah
Sözün makbul-i dergah-i Samed dillerde evsafun Şefi-i halk u mahbub-i Hudadır ya Resulallah
Olan hadi sırat-ı müstekime şer-i pakündir Bu alem berzah-ı havf u recadır ya Resulallah
Ne denlü Naili şayan-ı tertib-i ceza olsa Cenabündan şefaat mültecadır ya Resulallah
Kaynak: Rehber Ansiklopedisi
Nâ'ilî
6 yıl önceşair, şiirlerinde anlam derinliğine inmiştir. Sebk-i Hindi akımının temsilcilerindendir. Naili-i Kadim olarak da anılmıştır. Özlü, ahenkli, topluma yönelik...
Hasan Nail Canat
3 yıl önceHasan Nail Canat (d. 25 Ekim 1943, Kayseri - ö. 21 Ekim 2004, İstanbul) Türk şair, yazar, tiyatrocu, oyuncu. 25 Ekim 1943 yılında Kayseri'de doğan Hasan...
Sebk-i Hindi
3 yıl önceSebk-i Hindi'nin edebiyatımıza ses, kafiye ve yeni kelime bulma yönünden etkileri olmuştur. [kim?] XVII. yüzyıl divan sanatçılarından Nef'i, Naili, Neşati...
Sebk-i Hindi, Divan edebiyatı, Hindistan, Nabi, Neşati, Naili, Nef’iAydaki Kadın
6 yıl önce(son müsveddede, kardeşi Nail) sansüel, iradesiz, içkiye düşkün bir adamdır. hastadır, fakat hiçbir şey bilmez. Kadınların rahat bırakmadığı adam. Romanda...
Aydaki Kadın, Ahmet Hamdi Tanpınar, Kitap, TaslakCemal Şan
3 yıl önceCemal Şan - En İyi Senaryo Ödülü Fırat Tanış - En İyi Erkek Oyuncu Ödülü Nesrin Cevadzade - En İyi Kadın Oyuncu Ödülü Nail Yurtsever - En İyi Müzik Ödülü...
Şehsuvar Sultan
3 yıl öncetelkinleri neticesinde serbest bırakılarak yerine 18 Mayıs 1755 tarihinde Naili Abdullah Paşa sadrâzam olarak tâyin edildi. Bu dönemin Temmuz ayında Kadırga...
İehsuvar Sultan, İehsuvar SultanMünire Sultan
6 yıl önceTopkapı Sarayı’nda dünyaya geldi. Babası Sultan Abdülmecid, annesi Verd-i Cinan III. Kadın Efendi’dir. Abdülmecid’in isteği üzerine Batı musikisi öğretilerek...
Şarkı (edebiyat)
3 yıl önceve eğlence konularında yazılır. Divan edebiyatının ilk şarkı yazarı Nail-i Kadim'dir. Lale Devri'nin en önemli temsilcisi ise Nedim'dir. En çok şarkıyı...
Åarkı (edebiyat), Divan, Dize, Edebiyat, Murabba, Nazım, Taslak, Türkü