Naguri
Kısaca: Naguri on dördüncü yüzyılın sonlarında Hindistan'da yetişen tıp alimi. İsmi, Şihabüddin bin Abdülkerim'dir. Doğum yeri ve tarihi bilinmediği gibi vefat yeri ve tarihi de belli değildir. 1392 senesine kadar hayatta olduğu anlaşılmaktadır. Naguri'nin ailesi, Hindistan'da Sultan Şihabüddin Guri zamanında yerleşti. Dedelerinden Muhammed Melik, Hindistan'ın Ünlü şehirlerinden Nagur'a vali tayin edildi. Bu devirde ailesi varlık içinde yaşadı. Muhammed Melik'in vefatı ile fakirleştiler. Bunda ...devamı ☟
Naguri'nin ailesi, Hindistan'da Sultan Şihabüddin Guri zamanında yerleşti. Dedelerinden Muhammed Melik, Hindistan'ın Ünlü şehirlerinden Nagur'a vali tayin edildi. Bu devirde ailesi varlık içinde yaşadı. Muhammed Melik'in vefatı ile fakirleştiler. Bundan sonra ailesi hattatlık sanatında isim yaptı. Naguri, ilk tahsiline Ünlü alim Şeyh Hüsam Ali'nin yanında başladı. Yetişkinlik çağında tıp ilmine merak saran Naguri, Afganistanlı Muhammed isimli bir tabipten tıp ilmini öğrendi. Aynı zamanda, zamanının Ünlü Hindu yogileriyle beraber bulunarak tıp bilgileri edindi. Kısa zamanda Ünlü olarak, hastaların akınına uğradı.
Naguri'nin en önemli eseri Tıbb-i Şihabi'dir Bu eserini kimseye ithaf etmemiş ve bunun sebebini kitabında; “Sultanların Sultanı Allahü tealadır ve herkes O'nun kölesidir. Bu yüzden eserimi O'nun adına topladım ve mükafatı O'ndan beklerim.” şeklinde açıklamıştır. Eser, 168 sayfa, yani 84 varaktır. Yazı türü nestaliktir ve her sayfada 21 satır yer almaktadır. 1388 senesinde derlendiği anlaşılan eserin yer yer kaynakları zikredilmiştir. Mesela istenmeyen kılların temizlenmesini anlatırken; Tıbb-ı Alai'yi; çeşitli ateşli hastalıklardan bahs ederken de Tıbb-ı Şemsi'yi referans vermektedir.
Eserde, önce patoloji ve tedavi bilgisi verilmektedir. Daha sonra, önce hastalığın sebepleri ve belirtileri anlatılmakta, son olarak Farsça şiir halinde çeşitli tedaviler bildirilmektedir. Naguri, hastalıkların tedavisinde, bileşik ilaçlar yerine basit ilaçları tercih etmiştir. Eserde verilen ilaçların kendi tecrübelerine dayandığını ve başarıyla kullanıldığını bildirmektedir. Pekçok ilaç ve hastalıklar Hindçedeki isimleriyle verilmiştir. Bir hastalığın tedavisi için birkaç ilaçtan söz edilmiştir. Atların önemli olduğu devirlerde yaşadığı için, yüz altmış ikinci bölümde at hastalıkları ve tedavileri konu edilmektedir. Ayrıca silahların bilenmesi, parlatılması ve yağlanmasından bahseden bölümler de mevcuttur. Yüz altmış dördüncü bölümde simyadan bahsedilmektedir. Yazar, bu konuya ahlaki ve dini yönden karşı durmuş, okurlarına para ve zamanlarını böyle şeylerle ziyan etmemeleri tavsiyesinde bulunmuştur.
Bundan başka Ferheng-i Şahabi adlı eserini de zikretmek gerekir. Eserleri pekçok defa yayınlanmış ve Urducaya tercüme edilmiştir.
Kaynak: Rehber Ansiklopedisi
Bu konuda henüz görüş yok.