Antik Mısır`ın Üçüncü, Dördüncü, Beşinci ve Altıncı Hanedanları genellikle Eski Krallık dönemi altında gruplanırlar.
+Dördüncü Hanedan | ||
Ad | Yorumlar | Tarihler |
---|---|---|
Sneferu | - | M.Ö. 2613 – M.Ö. 2589 |
Khufu | Yunanca şekli ``Cheops`` (Keops) | M.Ö. 2589 – M.Ö. 2566 |
Djedefra | Bazen ``Radjedef`` olarak çevrilir | M.Ö. 2566 – M.Ö. 2558 |
Khafra | Yunanca şekli ``Chephren`` (Kefren) | M.Ö. 2558 – M.Ö. 2532 |
- | - | buraya bazı yetkililer Manetho`yu takiben Bikheris`i ekler |
Menkaura | Latince şekli ``Mycerinus``, Yunanca şekli ``Mykerinos`` | M.Ö. 2532 – M.Ö. 2503 |
Shepseskaf | - | M.Ö. 2503 – M.Ö. 2498 |
Djedefptah | Manetho Shepseskaf`in ardından Tamphthis`in hüküm sürdüğünü yazmıştır. | 2498 – M.Ö. 2494 |
Mısır`ın dördüncü hanedanı Eski Krallık`ı oluşturduğu varsayılan dört hanedandan biridir. Bu hanedanının firavunları Mısır`ın simgesi sayılabilecek piramitleri inşa ederek, Antik Mısır`ın en bilinen kralları olmuşlardır. Bu hanedanın her kralı mezar veya anıt mezar olarak kullanılmak için en azından bir tane piramit yaptırmıştır. Üçüncü Hanedan gibi bu krallarda başkenti Memphis`te tutmuşlardır.
Hanedanın kurucusu Sneferu`nun üç piramit yaptırdığı bilinmektedir ve bazılarını ise dördüncü piramitini de yaptırdığına inanmaktadırlar. Her ne kadar kendisinden sonra firavun olan ve Hetepheres I`den olan oğlu Keops (Khufu) Mısır`daki en büyük piramiti yaptırmıştır, ancak Sneferu diğer tüm firavunlardan daha çok taş ve tuğla hareket ettirmiştir.
Keops, oğlu Kefren ve torunu Menkaura piramitlerini yaptırarak sonusuz üne kavuşmayı başarmışlardır. Bu piramitleri yapmak için insan gücünü organize etmek ve beslemek için büyük güce sahip merkezi bir hükümet gerekmekteydi, ve mısırbilimciler Eski Krallık`ın yüksek kültür seviyesinde olduklarına inanmaktadırlar. Her ne kadar, bu anıtları kölelerin yaptığına inanılsada, piramitler ve çevrelerindeki araştırmalar bunların Mısır`ın her tarafından, Nil`in yıllık taşmalarında tarlalarının sular altında kaldığı zamanlarda, gelmiş olan köylülerden oluşan iş gücü (corví©e) ile yapıldığını göstermektedirler. Piramitler Mısır`ın Dördüncü Hanedan boyunca benzeri olmayan bir refah içinde olduğu gösterirken, yine piramitler o topraklarda yaşayanlara zorla çalıştırmanın anımsatıcı olarak kalmışlardır ve kralların özellikle Keops`un tiran olarak hatırlanmasını sağlamıştır: ilk olarak Westcar Papirüsü`nde, bin yıl sonra ise Herodotus (``Tarihler``, 2.124-133) tarafından yazılmış olan efsanelerde.
Torino Kral Listesi`nin ilk örneğinde, iki kral hariç tüm kralların isimleri kayıtlıdır. Yazıcı eksik olan isimlerin yerine Mısır dilinde kayıp anlamına gelen ``wsf`` kelimesini ekleyerek belirtmiştir. Sextus Julius Africanus Manetho`nun bu kayıp yerlere Bikheris ve Tamphthis isimlerini yerleştirdiğini rapor etmiştir, ancak Eusebius her ikisindende bahsetmemektedir. Bazı yetkililer (K.S.B. Ryholt gibi) Africanus`u takip ederek listeye bu isimlerin muhtemel Mısırca karşılıklarını eklemektedirler; diğerleri ise hiç eklememektedirler.
Mısır`ın komşuları ile bilinen kayıtlı ilk ilişkileri bu hanedan zamanında başlamıştır. Palermo taşındaki kayıtlara göre Sneferu zamanında kereste yüklü 40 geminin adsız yabancı bir ülkeden geldiği yazılıdır. Keops ve Djedefra`nın isimleri Abu Simbel`in 65 km. kuzeybatısında Batı Çölü`nde gnays taşocaklarında yazılı olarak bulunmuştur; Keops, Kefren ve Menkaura`nın hüküm sürdüğü zamanlara ait nesneler Biblos`da açığa çıkartılmıştır ve Kefren`in hükmünde daha uzağa giderek Ebla`ya ulaşmıştır, bu ise diplomatik hediyelerin veya ticaretin kanıtıdır.
Bu hanedanın nasıl son bulduğu bilinmemektedir. Tek bilinen Dördüncü Hanedan`a ait bazı yöneticilerin Beşinci Hanedan`dan Userkaf`ın yanında kalmalarının tasdik edildiğidir.
Kaynaklar
- }