Müşebbihe Allahü tealayı cisim ve varlıklara benzeten, Kur'an-ı kerim'deki müteşabih ayetleri zahir (görünüşteki) manasına göre açıklayıp, Allahü tealanın el, yüz gibi organlarının olduğunu iddia eden sapık fırka.
Bid'at fırkalarından biri olan müşebbihe, esasta ikiye ayrılır. Birincisi, Allahü tealanın zatını insana benzetenlerdir (Bkz. Mücessime). İkincisi ise, Allahü tealanın sıfatlarını insanların ve diğer yaratılmışların sıfatlarına benzetenlerdir.
Abdu'l-Kahir el-Bağdadi (öl. 429/1037). Müşebbihe'yi iki kısma ayırır. Biri; Allah'ın zatını O'nun dışındakilere benzetmiştir. Öteki ise; O'nun sıfatlarını, O'nun dışındakilerinin sıfatlarına benzetmiştir (el-Bağdadi, el-Farku Beyne'l-Fırak, Beyrut (t.y.), s. 225). Allah'ın zatını insanlara benzetenlerden, Abdullah b. Sebe' Ali'yi ilah olarak vasıflandırmıştır. Müşebbihe'nin bir çok fırkaları vardır. En meşhurları ise, Hişamiyye fırkasıdır. Müşebbihe denildiğinde ilk akla gelen bu fırkadır. Bu fırkanın ilk kurucusu Hişam b. el-Hakem'dir. Daha sonra gelen Hişam b. Salim el-Cevaliki de aynı yolu izlemiştir.
Hişam b. el-Hakem, Mutezili Ebu'l-Hüzeyl ile aralarında geçen bir tartışmada Allah'ın cisim olup boyutlarının bulunduğunu, boyunun kendi karışıyla yedi karış olduğunu iddia etmiştir (Şehristani, a.g.e., II, 21).
Hişam; İslam Peygamberinin "Kimin mevlası isem Ali de onun mevlasıdır" "Senin benim yanımda durumun, Harun'un Musa'nın yanındaki durumu gibidir. Ne var ki benden sonra peygamber yoktur". "Ben ilim şehriyim, Ali de onun kapısıdır" gibi sözleriyle Ali'yi kendisinden sonra halife tayin ettiğini iddia etmiştir. Ayrıca Ali'nin masum olduğunu, yanılma ve bilgisizlikten, gafletten tamamen uzak bulunduğunu ileri sürmüştür (el-Malati, Ebu'l-Huseyn Muhammed b. Ahmed, et-Tenbih ve'r-Redd ala Ehli'l-Ehvai ve'l-Bida ; Beyrut 1968, s. 25).
Allah'ın sıfatlarını insanların sıfatlarına benzetenler ise, Mutezile'den Basralı ekolden bazı kimselerdir ki bunlar, Allah'ın iradesinin insanların iradesi gibi olduğunu, Allah'ın konuşmasının da insanların konuşması gibi ve aynı nitelikleri taşıdığını söylemişlerdir (el-Bağdadi, a.g.e., s, 229-230).
Gerçek Müşebbihe Allah'ın zat ya da sıfatlarını yaratıkların zat ve sıfatlarına benzetip bunların aynı niteliklere sahip olduğunu söyleyen fırka olmakla birlikte; bir takım mütalaalarla ban fırkalar diğerlerini Müşebbihe olmakla şuçlamışlardır. Mesela, Mutezile, Ehl-; Sünnet mensuplarını ahirette Allah'ın görüleceğini söylemeleri ve Allah'ın sıfatlarını kabul etmeleri sebebiyle Müşebbihe olmakla suçlamışlardır. Onlara göre Allah'ın görüleceğini söylemek, aynı zamanda Allah'ın cisim olduğunu, belli bir mekanda ve belli bir yönde olduğunu söylemekle eş anlamlıdır ve bu sebeple de Allah'ın görüleceğini söyleyenler Müşebbihedir. (İbnu Ebi'l-Hadid, Şerhu Nehci'l-Belağe, Beyrut (t.y.), I, 19)
Kaynak:
http://dunyadinleri.com/musebbihe.htmlMüşebbihe mezhebi taraftarları İslam dinine mensup bazı kişiler tarafından sapkınlıkla suçlanmaktadırlar..