17. yüzyılın başından itibaren dünya denizciliğinde büyük gelişmelerin ve keşiflerin ortaya çıkması ile Avrupalı devletler modern gemilere ve yetişmiş bir presonele sahip olmaya başladılar. Bu sıralarda Osmanlı Devletinde duraklama devri göze çarpıyordu. 1774 Çeşme deniz mağlubiyetiyle Osmanlı Devletinde deniz muharebe sanatında mahir denizciye olan ihtiyaç açık bir şekilde ortaya çıktı. Bu sebeple 1734 yılında Sultan Birinci Mahmud zamanındaÜsküdar’da kara ve deniz okullarına esas olan bir mühendishane (askeri mektep) açıldı. Fakat bozulmuş olan yeniçerilerden çekinildiği için hemen kapandı.
Bilahare 1776’da Kasımpaşa’daki tersanede Mühendishane-i Bahri-i Hümayun adıyla bir sınıf açıldı. Deniz Harp Okulunun kuruluş yılı bu tarih olarak kabul edilmektedir. (Bkz. Harp Okulları)
Mühendishane-i Berri-i Hümayun
Topçu ve istihkam subayı yetiştiren okul.
Osmanlı Devleti yükselme devrinden sonra, bilhassa başta 1683 Viyana bozgunu olmak üzere, birbirini takip eden mağlubiyetlerle karşılaştı. Bu durum, askeri sahada yeni bilgilerle mücehhez bir orduya sahip olma zaruretini ortaya çıkardı. Bu sebeple orduda ilk defa modern bilgilerle talim ve terbiye, 1728’de Sultan Üçüncü Ahmed zamanında humbaracı (topçu) sınıfında başladı. Sonra 1734’te Sultan Birinci Mahmud, Üsküdar’da bir Mühendishane (mühendis mektebi) açtı. Mühendishane 1759’da Kağıthane’den Karaağaç’a nakledildi. 1784’te BirinciAbdülhamid zamanında Mühendishane-i Bahri-i Hümayun ve Mühendishane-i Berri-i Hümayun olmak üzere ikiye ayrıldı. Mühendishane-i Berri-i Hümayun, topçu ve istihkam subayı, askeri mühendis yetiştirmeye devam etti. 1793’te Kasımpaşa’dan Eyüp’teki Bahariye Sarayına, sonra Hasköy’e, daha sonra Maçka’ya taşındı. 1796’da Üçüncü Selim zamanında Mühendishaneye kırk talebe alındı. Cebir, trigonometri (ilm-i müsellesat), mekanik, atıcılık, hey’et (astronomi), harp tarihi, hendese, coğrafya ve istihkamcılık okunan dersler arasındaydı.
Mühendishane, yüksek matematik okutan tek mektep olduğundan ve asker arasında yüksek matematik okuyanlara Erkan-ı Harp denildiğinden, Mühendishanenin ilk mezunları, Sultan İkinciMahmud zamanında kurulan Asakir-i Mansure-i Muhammediyye ordusunda, Erkan-ı Harplik (kurmaylık) vazifesine tayin edildiler.
Mühendishanenin başında nazır denilen bir yetkili bulunmakla beraber, esas sevk ve idareyi baş hoca adındaki vazifeli yapardı. Baş hoca, baş mühendis ve Mühendishanenin en bilgili ve lisan bilen subayı idi. Talebenin talim ve terbiyesi (eğitim-öğretim) ve idaresi ile meşgul olurdu. Mühendishanede başhocalık yapanlar arasında en meşhuru İshak Efendidir. Fen ilimlerinde mütehassıs, lisan bilen bu zatın koyduğu fenni ıstılahlardan bazısı, dilimizde hala kullanılmaktadır. 1830 senesinde Sultan Üçüncü Selim’e Mühendishanenin ıslahı hususunda bir layiha (rapor) vermiştir.
Mühendishanenin (mektebin) iki kat üzerine dört dershanesi, hocalara mahsus odaları, kütüphanesi ve matbaası vardı.
1834’te Harbiye Mektebi açıldığında Harbiyeye ve Mühendishaneye hoca, askeri fabrikalara teknik eleman yetiştirmek üzere Mühendishane hocalarından iki zabit (subay) ile on talebe tahsil için Avrupa’ya gönderildi. Dönenler orada öğrendiklerini öğretmeye ve tatbike başladılar.
Avrupa’da tahsilini tamamlayıp dönen tophane nazırı Bekir Paşanın teklifiyle bir nizamname çıkarıldı. Buna göre, 64 senelik Mühendishane, topçu ve mimar yani istihkam mektebine çevrildi. Mevcut mektep idadi kabul edilip, ayrıca dört senelik Harbiye ve mimar sınıfları açıldı ve binaya ilaveler yapılarak, Avrupa askeri mekteplerindeki gibi fen dersleri okutulmaya başlandı.
Yine mektebin hoca ihtiyacını gidermek için çeşitli tarihlerde Avrupa’nın muhtelif merkezlerine pekçok zabit gönderildi. Bununla beraber topçu mektebini daha da geliştirmek için Avrupa’dan mütehassıslar getirildi.
1864’te bütün askeri idadilerin Galatasaray’da birleştirilmesi kararı üzerine, topçu mektebi de Galatasaray’a nakledildi. Ancak 1867’de Galatasaray’daki İdadi-i Umumi, Kuleli Kışlasına kaldırılarak Galatasaray’da sivil mahiyette ve Mekteb-i Sultani adı ile umumi bir idadi açıldı.
1871’de ise, harbiye öğrencileri, tatbikatlı talim yaparak mesleklerinde yetişebilmeleri için Harbiye Mektebine nakledildiler. 1878’de Harbiye’deki topçu ve istihkam sınıfları tekrar Harbiye’den ayrılıp mekteplerine döndüler.
Mühendishane-i Berri-i hümayun, Yüksek Mühendis Mektebi adıyla kurulup, 1944’te İstanbul Teknik Üniversitesi adını alan okulun çekirdeğini teşkil etmiştir.
Mühendishane-i Sultani
Sultan Üçüncü Selim Han (1789-1807) zamanında, fen bilgileri öğretmek için açılan okul. Padişah olduğu andan itibaren bir takım ıslahatlara teşebbüs eden Üçüncü Selim Han, açtığı okullarla dikkat çeken bir padişahtır. Okul, Enderun ağalarının kabiliyetli ve en genç olanlarının seçilip, başlarına fenni ilimleri çok iyi bilen öğretmenlerin tayin edilmesiyle, 1792-93 senesinde Eyüp Bahariye’deki sarayda öğretime başladı.
Burada iki yıl öğretim gören talebelerden fen dallarında öğrenim yapabilecek seviyeye gelenler Mühendishane-i Bahri-i hümayuna gönderilirdi.