Frankenstein ya da Modern Prometheus, İngiliz yazar Mary Shelley (1797–1851) tarafından yazılan ve genç bir bilim insanı olan Victor Frankenstein'ın yarattığı alışılmışın dışında bir bilimsel deneyde garip şekilli ama akıllı bir yaratığın hikâyesini ele alan romandır. Shelley, hikâyeyi 18 yaşındayken yazmaya başladı ve romanın ilk baskısı, 1 Ocak 1818'de yazar 20 yaşındayken Londra'da isimsiz olarak yayımlandı. Yazarın adı ilk kez 1823'te Fransa'da yayımlanan romanın ikinci baskısında yer aldı.
Shelley, 1814'te Avrupa boyunca seyahat ederek Gernsheim'de verdiği bir molada iki yüzyıl önce bir simyagerin deney yaptığı Frankenstein Kalesi'nden 17 km uzakta olan Almanya'nın Ren Nehri boyunca yolculuk etti. Daha sonra hikâyenin geçtiği yer olan Cenevre (İsviçre) bölgesine gitti ve burada arkadaşları arasında -özellikle de sevgilisi ve gelecekteki kocası Percy Shelley- yaptığı sohbetlerin konusu arasında galvanizm ve benzeri esrarengiz fikirler yer aldı. Mary, Percy, Lord Byron ve John Polidori, en iyi korku hikâyesini kimin yazabileceğini görmek için bir yarışma düzenlemeye karar verdiler. Günlerce düşündükten sonra Shelley, canlı birini yaratan ve yaptığı şey yüzünden dehşete düşmüş bir bilim insanını tasavvur etti ve hayal ettiği şey, daha sonra romanının olay örgüsüne dönüştü.
Frankenstein, Gotik roman ve romantizm hareketleri unsurlarından etkilenmiştir. Yazdığı eser aynı zamanda, bilimkurgunun ilk örneklerinden biridir. Brian Aldiss, romanın daha sonraki bilimkurgu romanlarına benzeyen fantastik ögelerle önceki öykülerden farklı olarak merkezi karakterin "kasıtlı bir karar vermesi" ve fantastik sonuçlar elde etmek için "laboratuvarda modern deneyler yapması"ndan ötürü ilk gerçek bilimkurgu öyküsü olarak düşünülmesi gerektiğini savunmuştur. Edebiyatta ve popüler kültürde önemli bir etkiye sahip olan Frankenstein; korku hikâyelerine, filmlere ve oyunlara etki etmiştir.
Romanın yayımlanmasından bu yana, canavarı nitelemek için "Frankenstein" ismi kullanılmaktadır. Bu kullanım bazen yanlış kabul edilir fakat bu ifadeyi kullanan eleştirmenler bu tanımlamayı, oturmuş ve kabul edilebilir bir ifade sayarlar. Yaratık romanda "yaratık", "canavar", "iblis", "başarısızlık", "sefil", "arkadaş" ve "o" olarak adlandırılır. Victor Frankenstein ile konuşmasında kendini "Âdem olması gerekirken haksız yere mutluluktan mahrum edilen, cennetinden kovulmuş bir meleğe" benzetir. Ayrıca yaratığın okuduğu ve kitabın alt başlığıyla da bağlantılı olan Kayıp Cennet'teki Lucifer ile de kendini durumunun timsali olarak görür.