Giriş
Bizans surlarının Mevlanakapısından çıkınca caddenin karşısındaki semtte Merkezefendi Mezarlığı, Merkezefendi Camii bulunur. Camiye iki yoldan, biri mezarlık içindeki yoldan diğeri mezarlık çevresini dolanarak gidilmektedir.Tarih
Banisi Yavuz Sultan Selim`in kızı Şah Sultan`dır. Şeyh Muslihiddin Merkez Musa Efendi b.Mustafa için yaptırmıştır. Avlu kapısı üzerindeki yeşil kitabede 1514 ve 1580 ikinci imar tarihi vardır. 1837`de II. Mahmut yenilemiştir.Mimari
Kare planda, kargir, ahşap çatılı, bitişik tek şerefeli minaresi bulunan cami sarı boyalıdır. Cami ve çevresi şöyle yapılanmıştır: Cami, türbe, çilehane, mezarlıklar, Abdülbaki Paşa Kütüphanesi, Hamam, Kurs, Gasilhane ve Adak yerleri.Camiye avlu kapısından girildiğinde solda küçük bir türbede Merkez Efendi`nin iki torununun sandukaları bulunur. Buranın karşısında Merkez Efendi Türbesi vardır. Sağda cami dış giriş kapısına 4 basamaktan çıkılır. Cami zemin ve tavan ahşaptır. İç giriş kapısı yekpare bir iç alana açılır. Dış giriş kapısından girince sağ ve soldan üst kata çıkılır, burası hanımlar içindir.
Merkez Efendi, cami giriş kapısının açıldığı geniş bahçedeki türbesinde yatmaktadır. Tavanı kubbelidir. P.tesi salı dışında 9-16 arası açıktır. Türbede giriş bölümündeki ahşap tavanlı bölümdeki parmaklıkla çevrili tarafta Şeyh Hüseyin Efendi, Şeyh Ahmed Mesud, Mmustafa Efendi, Nurullah Efendi, Hatice Hanım, Sıdıka Hanım, Fatma Hatun, Şeyh Mehmed Nureddin yatmaktadır. Bağdadi kubbeli bölmede ise Merkez Efendi`nin sandukası bulunur. Önünde Hattat Aziz Efendi`nin bir levhası vardır.
Merkez Efendi
Türbe dış duvarında ve içerdeki duvarda bulunan Türkçe kitabelerde, Kanuni Sultan Süleyman ile harbe gitmiş gazi, hekim, din ve tasavvuf alimi olduğu yazılıdır. 1463`de Denizli`de doğmuş, İstanbul medreselerinde okumuş, müderrislik yapmış, Manisa`ya gitmiş ve burada mesir macununu bulmuş, tekrar İstanbul`a gelerek Sünbül Efendi`ye intisap etmiştir. Halveti tarikatının Sünbüli kolu şeyhi Sünbül Sinan Efendi`nin halifesidir, onun vefatıyla şeyh olmuştur.Çilehane
Türbenin hemen arkasında 15-20 basamaklı bir merdivenle inilen çilehane, bir 30 metrekarelik bir kuyu üzerine oturtulmuş küçük bir kapı ve benekli penceresinden başka birşeyi olmayan bir barakadır. Kırmızı balıkların yüzdüğü havuz çevresini dolanan dar bir yol barakayı kuşatır.Çilehane ön tarafında parmaklıkla çevrili 8 ince sütuna dayalı ahşap tavanlı bir şadırvan ve etrafında iki kilitli kuyu vardır. Bütün bu bölümlerin etrafı mezarlıktır. Mithat Paşa, Sabahattin-Rahmi ve H.Eyüboğlu kardeşler, Halil Nadaroğlu, Tahsin Öz, Tevfik Kut, Mükremin Halil Yinanç, Atatürk`ün hafızı Yaşar Okur burada medfundur.
Külliyenin hamamı camiden 200 m uzaktadır. İç kapısının sağındaki bölmenin üzerinde Merkez Efendi`nin burada yıkandığı yazmaktadır.
Cami avlu kapısından girmeden solda eskiden çocuk kütüphanesi olan Abdülbaki Paşa darülkurrası vardır. Burası küçük bahçesinde paşanın mezarı olan kubbeli taş yapıdır. Araba trafiğinin kütüphane tarafından kapatılmasıyla bu küçük meydanda tıp şenlikleri düzenlenmektedir. Kütaphanenin yan tarafındaki üç katlı ahşap bina metruktur, yanındaki yeni yapılar Kuran kursu ve talebe yurdudur.