Birbirine aşık olan ancak kavuşamayan iki gencin trajik öyküsünü anlatır. Bu hikaye milattan çok önceden bu yana halk arasında söylenen ve mitolojik nitelik kazanan bir destandır. Ozan bu destandan ilham alarak o hikayeyi kendi çağının yaşantısına göre somut bir kalıba dökmüş, çağdaş bir uslupla yazmıstır. Bu suretle hem destanı kaybolmaktan kurtarmış, hem de insanliğa ölmez bir eser armağan etmiştir.
Bu eserde Mem ve Zin`in aşkı etrafında çağının yaşantısını, o zamanın sosyal, kültürel ve idari durumunu da güçlü bir maharetle tasvir etmiştir.
İyiliği, doğruluğu, suçsuzluğu, zayıflığı ve çaresizliği Mem ve Zin`in şahsında toplayarak; kötülüğü, dalkavukluğu, fitneciliği ve ikiyüzlülüğü de Bekir karekterinde somutlaştırarak gözler önüne sermişti.
Eserden bir alıntı
``Zin bı fındera dı peyive`` (Zin muma sesleniyor)``dem,şem`e dı kır jıbo xwe demsaz`` (bazen mumu ederdi kendine muhattap)
``ey hemser u hemnışın u hemraz`` (ey sır ve oturma arkadaşım,baş arkadaşım)
``herçendı bı sohtıne wekı mın`` (gerçi yanmak yönünden benim gibisin sen)
``emma ne bı gotıne wekı mın`` (fakat konuşma yönünden benim gibi değilsin)
``ger şıbhete mın te jı bı gota`` (eğer sen de benim gibi söyleseydin)
``de mın bı xwe dıl qewi ne sohta`` (benim de gönlüm fazla yanmazdı)
``derde mın u te jı yek bı ferqe`` (benimle senin derdin farklıdır)
``ew ferqe jı xerbe ta bı şerqe`` (o fark doğudan batıya kadardır)
``meşrıq tuyı,agıre te zahırsen`` (doğusun ateşin görünüştedir)
``mexrıb ez,u batıne mın agır`` (batı da benim, içim ateştir)
``daim dı sojıt me rışteye can`` (her zaman yanıyor canımızın damarı)
Ahmed Hani, Mem u Zin`nin girişinde der ki: Ben bu kitabı diğer Kürt aydınları gibi Farsça ya da Arapça (zamanın gözde dillerinde) yazmıyorum. Kendi dilimle (Kürtçe) yazıyorum ki daha sonra çıkıp da sizin diliniz yok, sizin edebiyatınız yok demesinler.
vikikaynak|Mem u Zin
Edebiyat-taslak
Mem u Zin