
Mecidiyeköy Mahallesi, güneyde Büyükdere Caddesi ve Fulya Mahallesi, batıda Kuştepe Mahallesi, kuzeyde dar bir boyunla Gültepe, doğuda Esentepe ve onun batısında bulunan Gülbahar Mahallesi ile sınırlıdır.
Bölgede ilk iskan hareketi Osmanlı padişahı Abdülmecit'in döneminde (1839-1861) muhacirlere bugünkü Mecidiyeköy'de toprak verilmesiyle ve buraya iskan edilmeleriyle başladı. Mecidiyeköy'ün adı da Abdülmecid'den gelmektedir. 1950'lere kadar çevresi dut bahçeleri ile dolu olan Mecidiyeköy, 1950'lerden sonra hızla iskana açılarak İstanbul'un en yoğun konut, iş ve trafik merkezlerinden bir haline geldi. 1970'lerden itibaren daha hızlı bir biçimde yapılaşarak bir yandan Şişli öte yandan Levent ile kesintisiz ve yoğun biçimde birleşti. Yapılaşma süreci içersinde kırsal yapı hızla yok olurken, onun yerini Büyükdere Caddesi'nin iki yanından başlayarak, işyerleri, banka ve şirket merkezleri aldı. 1970'lerin başlarında Boğaziçi Köprüsü'nün ve çevre yolunun Mecidiyeköy bölgesinden geçmesiyle, özellikle çevreyolu ve ona paralel uzanan Büyükdere Caddesi ve çevresi tümüyle bir iş merkezine dönüştü.
Galatasaray Spor Kulübü'nün maçlarını oynadığı Ali Sami Yen Stadyumu idari birim olarak Fulya Mahallesi içinde kalmakla birlikte Mecidiyeköy'ün bir parçasıdır. Cevahir ve Profilo alışveriş merkezi burada yer almaktadır. İdari olarak küçük bir alan kaplamasına karşın, genellikle halk arasında Esentepe, Fulya, Gülbahar ve Şişli Merkez mahallelerinin de içinde olduğu bir alan olarak bilinir.
Mecidiyeköy İstanbul Avrupa yakasında en çok Bilgisayar Şirketinin olduğu semtlerden birisidir. Bilişim Sektörünün en eski bilgisayar şirketleri bu semtte kurulmuş ve birçoğu halen bu semttedir.