Gerilla fikri bu devrimle büyük prestij topladı. Küba’nın ABD’nin arka-bahçesi konumu onu popüler kıldı. Bu devrim iki kişinin şahsında bulur tüm anlatımını. Biri Guevera, diğeri Castro’dur.
Che Guevera
Bu devrimin önderlerinden biri, 1967’de Bolivya’da öldürüldükten sonra bir efsaneye dönüşen Che Guevera idi. Ölmediğine dair hikayeler yayıldı, ölümsüz addedildi. İsa benzeri bir kurtarıcı figürle özdeşleştirildi. İsa’yı çarmıhta Che olarak gösteren resimler var. Cesedi öldürüldükten 30 yıl sonra bulundu. Elleri kesilmişti. Kemikleri dahil kalıntıları Küba’ya gönderildi. Gömüldüğü sıradaki resmi (delil olsun diye öldürenlerin çektiği fotoğraf) İsa’ya benzetildi. 1960’ların protestosunun sembolü oldu. 1968 kuşağının elinde ve dilinde her yanda bir slogana dönüştü. O, özel mülkiyetten ve paradan nefret ederdi. Ulusal Banka’nın başına getirildiğinde parayı tasfiye etmeyi düşündü. Hedefi “Dünyayı istiyorum ve şimdi istiyorum” idi. Onun afiş ve posterlerini, resmini taşıyan tişörtleri üreten global bir sanayi sektörü doğdu.Che, sosyalist idealleri temsil ediyordu ve bu uğurda ölen büyük bir devrimciydi.
Fidel Castro: Küba devriminin bir nolu önderi ise Castro’dur. Bir Avukat’tır. Batista’nın Amerikancı rejimine karşı Kübalı kahraman Jose Marti’nin etkisi altında ve izinde silah temin etmek için yüzlerce kişiyle 1956’da Küba ordusuna ait Moncada Kışlası’na bir baskın yaptı. Çatışma çıkarsa savaşarak dağlara çekileceklerdi. Baskıncıların çoğu, hemen hepsi öldürüldü. Kendisine sempati duyan bir askeri görevli sayesinde F. Castro sağ yakalandı ve yargılandı. Bu yargılama onu Jose Marti’den sonraki dönemde Küba’nın en büyük kahramanına dönüştürdü. Mahkemede “History will absolve me” (tarih beni berat ettirecek) dedi ve bu savunmasında öncülük ettiği hareketin programının esasını açıkladı. 15 yıla mahkum edildi. Çıktı veya kaçtı. Moncada baskının tarihi olan 26 Temmuz’dan dolayı “26 Temmuz Hareketi” olarak bilinen hareketi kurdu ve onun mahkeme savunması bu hareketin programının özünü oluşturdu. Sierra Maestra’da bir gerilla grubu kurdu ve iki yılda bir gerilla ordusuna dönüştürdü bunu. Ocak 1959’da zafer kazanarak Havana’ya girdi. Amerikancı Batista rejimi yıkıldı, Batista kaçtı. Havana’ya girişinden birkaç gün sonra Havana’da halka muazzam bir nutuk verdi. Hemen sonra kurulan mahkemelerde Amerika ve Batista işirlikçilerini yargılattı. Rejimi sevmeyenler Amerika’ya kaçtı ve oradaki bu Kübalı kaçkınlar ABD tarafından Küba’ya karşı kullanılmak üzere organize edildiler. ABD’ne karşı dünyanın en küçük ülkelerinden biri olan Küba SSCB’ne yaklaşmaktan başka çare bulamadı. ABD ambargosu ve yaptırımlarına karşı ekonomisi şekere ve tütüne/sigaraya bağımlı Küba ancak bu sayede ayakta durabildi. ABD-SSCB ilişkilerinde kriz konusu oldu.
Küba modeli ve Che Guevera’nın çabaları Latin Amerika’da benzer gerilla gruplarını ve devrimleri özendirdi.
misafir - 9 yıl önce