Topkapı Sarayının her tarafından görülen dört köşeli büyük kulesinin üstünde olan kubbealtına orta kapıdan girilir. Bina, beyaz mermer ve yeşil parafinden gayet güzel sütunlar üzerine saçak konularak inşa edilmiştir. Saçak, önündeki taşlığın üzerini de örtmektedir. İlk kubbealtı, Fatih Sultan Mehmed Han devrinde yapılmıştı. Şimdiki kubbealtı binası Üçüncü Selim ile İkinci Mahmud Han zamanında tamir edildiklerine dair iki kitabe taşımaktadır.
Kubbealtındaki üç salonun soldakinde divan toplanırdı. Salonun etrafındaki sedirlerde divan azaları, ortadaki makamda ise sadrazam otururdu. Padişah bu salona açılan Kasr-ı Adil adı verilen kafesli pencereden divan müzakerelerini takib ederdi. İkinci salon Divan-ı Hümayun Kalemi olup, divan kanunları burada tasdik edilirdi. Kubbealtının arkasındaki dört köşeli yüksek kuleden etrafta olan hadiseler seyredilirdi.
Üçüncü kubbenin altındaki salonda devletin asıl defter ve kayıtlarını kapsayan ruznameler, piyade ve süvari mukabeleleri, cizye mukataa, mevkufat gibi defterler sandıklar içerisinde saklanırdı. Burası her divan günü sadrazamdaki mühr-i hümayun ile mühürlenirdi. İlk kubbe arasındaki yerde reisülküttap ile divan-ı hümayun katipleri otururdu. Bu üç kubbenin dışında, sekiz kubbealtında dış hazine saklanırdı.
Kubbealtında devleti idareye memur olan heyet toplanırdı. Burada devlet işleri görüşüldüğü gibi halkın önemli davalarına da bakılırdı. Divan toplantıları; Pazartesi, Salı, Cumartesi ve Pazar günleri olurdu. Görevliler sadrazamdan önce gelir beklerlerdi. Sadrazam gelince bütün görevliler karşılar, onun selam verip odaya girmesinden sonra arkasından onlar da içeri girerlerdi. Vezirler, kadıaskerler, defterdarlar ve nişancı yerlerini alırlar özel merasimle toplantı açılırdı.
Toplantı bittikten sonra kubbealtında yemek yenirdi. Üç sofra kurulur, herkes kendi sofrasındaki yerine otururdu. Yemekten sonra yapılan işler hakkında sadrazam padişaha arzda bulunur ve emirlerini alırdı. Belli günlerin haricinde, ordunun harbe gidiş ve gelişlerinde, bayramlarda, saltanat değişikliklerinde, yabancı elçiliklerin kabulünde kubbe altında toplantılar olurdu.
Devlet meseleleri Babıali’de görüşülmeye başladıktan sonra, kubbealtı kısmen önemini kaybetti.