79 yıllık bir gayretin ve emeğin sonunda yaratılan Koç Topluluğu'nun binek otomobil, ticari otomobil, otomotiv yan sanayi, dayanıklı tüketim malları, gıda ve perakendecilik, enerji ve maden, turizm ve hizmetler, dış ticaret, bankacılık, sigorta ve inşaat sektörlerinde faaliyet gösteren 157 şirkette, 62.000 çalışanı, 12.000 bayi, acenta ve satış sonrası servisi ile Türk ekonomisinde ve özel sektörün gelişmesinde önemli bir rolü vardır.
Koç Topluluğu'nun Kuruluşu ve Gelişmesi
Vehbi Koç (1901-1996), 1917 yılında 16 yaşındayken, babasını bir bakkal dükkanı açmaya ikna ederek Ankara'da ticaret hayatına başlamıştı.Bugünkü Koç Topluluğu'na doğru ilk adım sayılabilecek bu küçük iş yeri, Birinci Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı yıllarında fazla bir varlık gösterememiş, ancak Cumhuriyetin ilan edilmesinden sonra yavaş yavaş büyümeye başlamıştır.
Ankara'nın 1923 yılında başkent oluşu bu ufak kentte hızlı bir bayındırlık faaliyeti doğurmuş, Vehbi Koç da işlerini inşaat malzemesi ve hırdavat alanlarını kapsayacak şekilde genişletmişti.
Vehbi Koç'un iş hayatının başlangıcı olan bu dükkan babasının adına kurulmuştu, ancak Vehbi Koç 31 Mayıs 1926'da Koçzade Ahmet Vehbi adıyla Ankara Ticaret Odası'na kaydolarak kendi üzerine geçirmiş ve işinin gerçek sahibi olmuştur. İşte bu tarih, aynı zamanda Koç Topluluğu'nun doğuşunu simgelemekte ve Topluluğu'nun resmi kuruluş tarihi olarak kabul edilmektedir.
Bu yıllara bakıldığında tablo şudur: milli mücadele yeni bitmiştir. Türkiye harplerden yılmış, tüm insan ve maddi kaynaklarını uzun süren savaşlarda tüketmiştir. Ülke fakir, ekonomisi güçsüz bir durumdadır.
Daha sonraki aşama, Vehbi Koç'un Ankara'dan İstanbul'a gelişi olmuştur. Vehbi Koç İstanbul piyasasını gördükten sonra geniş bir ekonomik ortam olan İstanbul'da da ticarethaneler açmış, bazı müteahhitlik işleri deruhte etmiştir. Bu arada çeşitli bayilik ve mümessilliklerle faaliyet alanını genişletmiştir.
İlk Anonim Şirket
Koç Topluluğu'nun gelişmesindeki en önemli aşamalardan biri de kurumlaşma çabasıdır. 1938 yılında Vehbi Koç, şahıs firmalarının uzun ömürlü olmadıklarını görerek girişimlerini bir anonim şirket olarak düzenlemiş ve Koç Ticaret Anonim Şirketini kurmuştur. Bu şirket, zamanla Koç Topluluğu'nu meydana getiren girişimlerin temeli ve gelişme merkezi olmuştur. Şirketin bir özelliği de Koç Topluluğu'nun ana ilkelerinden biri olan yönetici ve çalışanların yönetime katılmaları hususunun ilk olarak bu kuruluşta uygulamaya konulmasıdır.Endüstriye geçiş
Ankara ve İstanbul'da işlerini geliştirerek, piyasa bilgisini artıran Vehbi Koç, bazı yabancı temsilcilikleri aldıktan sonra ilk Avrupa ve Amerika seyahatlerini gerçekleştirmiştir. Bu geziler kendisinin ticari ufkunu genişletmiş ve gelecekteki gelişmeleri sezerek yeni atılımlar yapma noktasına getirmiştir. Türk halkının ihtiyacını karşılayacak bazı malların üretimi için yerli bilgi ve teknolojinin yetersiz olduğunu görerek dış ilişkiler kurma yoluna girmiştir. Bu dönemde lisans anlaşmaları yaparak bilgi ve teknoloji açığını kapatacak girişimleri üstlenmiştir.Topluluğun gelişmesinde bir başka önemli olay da, Türkiye Cumhuriyeti'nin benimsediği endüstrileşme ilkesine uygun olarak 1940'ların sonuna doğru imalata yöneliştir. Vehbi Koç, 1948'de General Electric firmasıyla işbirliği yaparak ilk ampul fabrikasını kurmuştur.
O tarihte ise yerli birikime dayanarak ampul fabrikası kurmak mümkün değildi. Bu sınai teşebbüsü başarılı olmuş ve Türk halkının gerçek ihtiyacı karşılanmıştır. Vehbi Koç' un dış ülkelerle ilişkisi bilgi eksikliğinin giderilmesi şeklinde yorumlanabileceği gibi, ekonomide dış ilişkilerin zaruretini ve ihtiyacını görme ve dışa açılma şeklinde de yorumlanabilir.
50'li yıllarda ise,Türkiye'de hızla gelişmekte olan yerli imalata paralel olarak, Koç Topluluğu'da ithal malların yerini alacak yerli imalat yatırımlarına girişmiştir. Döviz tasarrufu sağlayacak üretim şirketleri kurmaya başlamış ve bitmiş ürünlerin dağıtımını sağlamak için yurdun bir çok bölgesinde ticaret şirketleri kurmuştur. Aslında Koç Topluluğu'nun gelişimi ve ulusal ekonomiye katkısı ülkemizin endüstrileşme ve kalkınma çabaları açısından düşünülünce ayrı bir nitelik kazanmaktadır.
Bu imkanlardan yararlanılarak Uluslararası şirketlerle ortaklık,işbirliği veya teknik yardım alınarak çeşitli sanayi tesisleri kuruldu.Bunlar ilk otomobil, ilk traktör, ilk kamyon, ilk ampul, ilk buzdolabı, ilk çamaşır makinası, ilk şofben, ilk kompresör, ilk LPG gazı, ilk camyünü, ilk motor bloku, ilk kablo fabrikası...
Böylece lisans anlaşmaları ile sağlanmak istenen bilgi ve teknolojik aktarım kısmen yabancı ortaklıklara dönüştürülmüştür. Fiat ile ortak kurulan Tofaş, Siemens ile ortak kurulan Türk Siemens, Magneti Marelli ile ortak olarak kurulan Mako, Ford ile ortaklığa dönüştürülen Ford-Otosan işbirliği bu anlaşmaların ürünleridir. Yabancı ortaklıklar, lisans anlaşmaları ile öngörülen bilgi, teknoloji ve yeni bilgi aktarım unsurlarının daha uzun ömürlü hale dönüştürülen bir işbirliği şeklindedir.
Bir taraftan bu gibi ortaklıklar geliştirilirken, diğer taraftan çeşitli lisans anlaşmaları yapılarak teknolojik açık kapatılmaya çalışılmaktaydı. Nitekim bir zamanlar "montaj sanayi" diye biraz da küçümsenerek nitelenen bu işbirliği sayesinde Topluluğa dahil şirketler teknolojilerini, bilgi ve tecrübelerini arttırmış bir kısmı kendi teknolojilerini üretecek hale gelmişlerdir.
1960 yıllarından sonra yeni ürün grupları ve çeşitlerinin de eklenmesiyle, Koç Topluluğu kuruluşlarının imalat alanları önemli ölçüde genişlemiştir. Artık zırai aletlerden mensucata çeşitli büro malzemesinden ısıtma teçhizatına, radyo ve televizyon alıcılarından buzdolabı, çamaşır makinası ve elektrik süpürgesi gibi ev aletlerine, ocak, fırın, cam yünü, kazan, radyatör ve likid petrol gazından, iki, üç ve dört tekerlekli taşıt yapımına ve otomotiv yan sanayii kuruluşlarına, gıda sanayiinden zincir mağazalarına, turizm, finans ve sigortacılık hizmetlerine kadar yaygın bir alanda çalışıyordu. Türkiye'nin ilk yerli otomobili Anadol'dan sonra yurdun ekonomik gelişmesinin hızlanmasıyla Koç Topluluğu, Murat, Tempra, Ford Taunus ve Ford Escort'u da gerçekleştirdi.
Otomotiv sanayii için çeşitli dökümler yapabilecek Döktaş fabrikası 1973 yılında devreye girdi. 1977 yılında Ardem, Tekersan, Endiksan, Kimkat, Eko, Sedko, Takosan, Tekiz, Tarko adlarıyla 9 kuruluş daha Koç Topluluğu'na katıldı.
1979 yılında özel sektörün en büyük ağır sanayi tesisi olarak yapılan Asil Çelik, kur garantisinin kaldırılması sonucu 1982 yılında devlet sektörüne devredildi. Aynı yıl Peugeot ticari araç üreten Karsan üretime başladı
Her çeşit sınai, tıbbi ve gaz üretimi yapan Birleşik Oksijen Sanayi Gebze'de, treyler üretimi yapan İstanbul Fruehauf Sakarya'da devreye sokuldu.
1986 yılında Ford-Otosan İnönü'de dizel motor üretimine başladı. Koç Topluluğu aynı yıl için American Express Company ile ortak olarak kurduğu Koç-Amerikan Bankası ile ekonomik hayatımıza girdi, banka daha sonra Koçbank adını aldı.
Yeni yüzyıla globalleşen yeni bir vizyonla girmiş olan Koç Topluluğu'nun hedefi; Teknoloji ve marka gücünü artırarak, yaptığı her işte liderlik iddiasını sürdürmek, rekabet gücü olan işlerde yoğunlaşmak, yurt dışı satışlarını artırmak ve her yıl sağlıklı büyüyerek dünyanın sayılı şirketleri arasında yer almak gelmektedir.