Konfüçyüsçülüğün Tarihçesi
Kısaca: Konfüçyüs'ün M.Ö. 479'da Çiyu-fu'da ölümünden sonra öğrencileri onun öğretisini sessiz sedasız sürdürdü. İki önemli izleyicisi Mensiyüs ile Hsun Tzu, Konfüçyüsçü düşünceye kendi fikirlerini, kendi vurgularını da katarak, seçkinlerin eğiticisi oldu. Onların çağı, yöneticilerin saraylarında ahlak ile siyasete ilişkin pek çok düşünsel tartışmanın geliştiği bir dönemdi. Tartışmalar düzenlenir, bilgili kişiler davet edilirdi. Bunlar, siyasal karmaşanın, Çin devletleri arasında süre giden çatışmal ...devamı ☟
Bundan böyle Konfüçyüsçülük -daha doğrusu Yeni Konfüçyüsçülüğün çeşitli biçimleri- Çin kültüründeki ana akışın bir parçası olarak varlığını sürdürdü, eğitimin Konfüçyüsçü temel yapıtlara dayanmasından ötürü halka yayıldı. Böylece Konfüçyüsçülük geniş, değişken bir ülkede yaşayan milyonlarca insanı birleştirdi. Hem kişisel hem kamusal ülküler sunduğu, kişi ile kamu arasında net bir halka oluşturduğu için ayakta kaldı.
Konfüçyüs ile izleyicilerine atfedilen özdeyişlerle öğretiler, M.Ö. 6. yüzyıldan 1911'de Ch'ing hanedanlığının kaldırılışına kadar geçen 25 yüzyıl boyunca, Çin'in ahlaksal, toplumsal, siyasal yapısını biçimlendirdi. Çin İmparatorluğu'nun neredeyse tüm kurumları, gelenekleri, amaçları, özlemleri Konfüçyüs'ün erdemli birey, erdemli toplum anlayışına dayanıyordu. 20. yüzyılın ilk yıllarına kadar Çin'de eğitim, hemen hemen tümüyle, Konfüçyüs'ün ilkelerine göre biçimlendirilmişti. 1313'ten 1905'e kadar sürdürülen devlet görevliliği sınavları Konfüçyüs'ün �Dört Kitap� diye bilinen yapıtlarını okumayı gerektiriyordu.
20. yüzyıl ortalarında Çin'de Konfüçyüsçülük neredeyse tümden yadsınmıştır. Çin, Batı dünyası karşısında kendisini değerlendirmeye giriştiğinde, Konfüçyüsçülüğün katılığına, geçmişten devşirme ülkülerine, sıradüzen ile tören saplantısına yönelik eski eleştiriler yeniden gündeme geldi.
1960 Kültür Devrimi*'nin, Halk Cumhuriyeti'nin ilk yıllarında ortaya çıkan Konfüçyüs karşıtı eleştirileri pekiştirmesine karşın, Konfüçyüsçülüğü ortadan kaldırmayı hedefleyen yenilikler de Konfüçyüsçülük çizgisine, biçemine uydu. Komünizmin, işçi sınıfına yaraşır tutumlara göre kişiliği yeniden biçimlendirmeyi amaçlamasının, Konfüçyüsçü kendini yetiştirme öğüdüne pek benzediği; önder Mao'nun sözlerine gösterilen büyük saygının, eskiden Konfüçyüs'e gösterilen saygıyla türdeş olduğu sık sık dile getirildi.
Bu konuda henüz görüş yok.