Tarih
Medeniyetin beşiği olarak kabul edilen Anadolu`nun bir parçası olan Kocaözü Kasabasında Roma ve Bizans devrine ait tarihi kalıntılara rastlanmakta olup, kasaba ve çevresi bu medeniyetlerden izler taşımaktadır. 1950 yılında Kasaba sınırları içerisindeki Kuruçay üzerine yapılan Kesikköprü`nün temeli kazılırken Roma ve Bizans devirlerine ait iki ayrı köprü kalıntısına rastlanmıştır.Çevrede bulunan kırma taş höyük, oyma mağaralar, mezarlar ve kale kalıntıları, bulunan her iki devre ait madeni paralar kasabanın tarihinin Roma ve Bizans medeniyetlerine kadar gittiğinin delilleridir. Ayrıca Bizanslılar dönemindeki ünlü İstanbul-Bağdat yolunun da kasaba sınırlarından geçtiği bilinmektedir. Yine bu devre ait olarak Yukarı Mahalle`de hamam ve yeldeğirmeni kalıntıları halen mevcuttur.
1071 yılındaki Malazgirt zaferinden sonra Türkleşen bu bölgeye Güney ve Orta Anadolu`da yaygın olarak iskan eden Avşarlar yerleşmiştir. Bu yerleşimin izlerine kasabanın Dere Mahallesi sınırları içinde rastlamak mümkündür. Sivas yakınlarında vuku bulan Kösedağ Savaşında Selçuklular`ın yenilmesinden sonra Malatya yönüne hareket eden Moğol ordusu güzergah üzerindeki bütün köy ve kasabaları yağmalamıştır. O yıllarda Kocaözü topraklarında kurulu bulunan Pazar köyü`de bu yağmadan nasibini almıştır. Daha sonra burada yerleşmiş olan Avşar boyuna mensup halk bölgeyi terk ederek bugünkü Kahramanmaraş iline bağlı Pazarcık İlçesinin olduğu yere yerleşmiş ve bu yerleşim birimini kurmuşlardır.
“Kocaözü” Adı Bugünkü Kocaözü kasabasını kuranların geçmişi Cizre Beyliğine dayanmaktadır. Cizre beylerinden Kel Nasır ve Kel Hacı kan davasından dolayı Cizre`yi terk ederek Adıyaman iline bağlı Gölbaşı ilçesi civarına yakınları ile birlikte yerleşirler. Ancak burası da onlara fazla çekici gelmez ve daha yeşil, daha sulak bir yer ararlar. Bu amaçla batıya doğru ilerlerken şu anda Kocaözü kasabasının yerleşim alanının bulunduğu yeşil Kocaözü vadisiyle karşılaşırlar. Boydan boya yemyeşil, içinden sular geçen bu vadi tabanı Kel Nasır ve Yanınkilerin çok hoşuna gider. Vadinin en yukarısı yani suyun kaynağı olan Yukarı mahalleye yerleşirler. Bugün kasabada Nasır uşağı diye anılan aileler bulunmaktadır. Baştan başa sazlık ve çayırlarla kaplı bu vadiye büyük yeşillik veya büyük çayır manalarına gelen “Koca öz” derler. Daha sonraları bu günümüzde kullanıldığı şekliyle “Kocaözü”ne dönüşür. Zamanla değişik kişilerin de gelip yerleşmesiyle büyüyen Kocaözü 1964 yılında belediye teşkilatının kurulmasıyla Hekimhan ilçesine bağlı olur.
Kültürel Yapı
MAHALLİ DİL ÖZELLİKLERİMalatya ağızları içinde; Kocaözü ağzının oluşumunda; yabancı dillerden gelen sözcükleri Türkçe`nin yapısına uydurma, yazı dilinde kullanılmayan, artık terk edilmiş bir takım eski Türkçe ve Osmanlı kelimeleri hala kullanılıyor olması gibi sebepler rol oynamıştır. Kocaözü de konuşulan Türkçe ağız özellikleri bakımından Azeri Türkçesine yakındır. Kocaözü Kasabasında konuşular dilin başlıca ağız özellikleri şöyledir:
1-Günlük hayatta kullanılan kelimelerde ünsüz değişmelerine oldukça sık rastlanır.
K>H : Alçak-Alçah, Çakmak-Çakmah, Tokmak-Tohmah
D>T : Diken-Tiken, Dut-Tut,
J>C : Jandarma-Cenderme, Jilet-Cilet
K>G : Kasa-Gasa, Kaba-Gaba, Kız-Gız
N>Ä : Sonunda-Suğonda, Önünde-Öğünde
V>F : Vişne-Fişne, Kahve-Gayfe
2-Yabancı kökenli kelimeler büyük ünlü uyumuna uydurulur.
í‚fet-Affat, Ali-Alı, Ahmet-Ehmet, Selamet-Salamat, Merhamet-Merhemet
3-Aynı sözcükte yer alan ünsüzler yer değiştirilir.
Toprak-Torpah-, Köprü-Körpü, Yaprak-Yarpak
4-Ünlü değişmelerine sıkça rastlanır.
Çanta-Çente, Heves-Havas, Sahip-Sahap, Beraber-Barabar
5-Kelime ortasındaki sessiz harflerde ikizleşme görülür.
Döşek-Döşşek, Eşek-Eşşek, Tezek-Tezzek, Beşik-Beşşik, Yedi-Yeddi, Küçük-Küççük, Yazık-Yazzık, Kazık-Kazzık
6-Ünsüz düşmesi sonucu ünlülerden ikincisi uzatılır.
Bana-Baa, Sana-Saa
ATASÖZLERİ
Türk milletince dini hükümler, hukuk prensipleri kadar benimsenen ve saygı gösterilen atasözleri hemen her hürlü konyu içine alırlar. Kocaözü Kasabasında halkın günlük hayatında konuşmaları esnasında yeri geldikçe kullandığı atasözleri şunlardır.
Allah kulunu darda komaz. Allah dağına göre kış verir. Aç doymam, tok açıkmam sanır. Atlar tepişir, arada kel eşek ölür. Aç it fırın yıkar. Ağaç yaş iken eğilir. Başa gelen çekilir. Bekara avrat boşamak kolay gelir. Can çıkar, huy çıkmaz. Çürük tahta mıh tutmaz. Çirkefe tas atma, üstüne sıçrar. Çok gezen ayak bok getirir. Dere geçilirken at değiştirilmez. Dinsizin hakkından imansız gelir. Ev dururken mescit haramdır. El atına binen tez iner. El eli yur, elde döner yüzü yur Gününden kalan iş yılından kalır. Gezen ayak bok getirir. Hafif yorganı yel atar. Hazıra dağ olsa dayanmaz. Her yiğidin bir yoğut yiyişi vardır. İt ite buyurur, it de kuyruğuna. Irgat gibi kazan, bey gibi ye. Kendi düşen ağlamaz. Kızını dövmeyen dizini döver. Ortaklı kazan kaynamaz. Ya herk et, ya terk et. Zorla güzellik olmaz. Zor oyunu bozar. Zarar da karın kardeşidir.
DEYİMLER
Sade ve temiz bir Türkçe`nin konuşulduğu Kocaözü de halkın günlük hayatta kullandığı deyimler şunlardır:
Ayrı baş çekmek Arsız olmak Ağarınca altınla tartmak Ateş bacayı sardı Ağzıyla kuş tutmak Başı boş olmak Bal etmez arı gibi olmak Büyüyüpte küçülmek Burun bükmek Burnu boktan çıkması Beş kuruşa muhtaç olmak Başa baş gelmek Çiçeği burnunda olmak Çekilecek yarması olmak Dal budak etmek Dil gomayıp dökmek Dara düşmek Dışarı çıkmak Gözü dönmek Göz gözü görmemek İzinin üstüne geri dönmek İnek almıy, dana emmiy Olmuşları dökülmek Özü tutmak Papucu dama atılmak Söz vurmak Siğiliyen sinek olmaması Sıçan düşse başı yarılır Tütün çıbığı gibi attırmak Terden su olmak Taş atarak kolu yorulmak Yerin kulağı vardır Yola düşmek Yükünü tepeye yığmak
DUí‚LAR (ALHIŞ, ALKIŞ)
Kocaözü kasabasından edilen dualar genelde Allah`tan dua edilen kişi ve kişilere yardım etmesi, işlerini rast getirmesi yönündedir. Dua yerine kasabada alhış (alkış) ifadesi kullanılmaktadır. Bu duaların çoğunun ilk kelimesi Allah, ya da Rab`dır.
Allah iman baylığı vere Allah şifa versin Allah göstermesin Allah kavuştursun Allah acını göstermesin Allah derdini def etsin Allah bağışlasın Allah beterinden saklasın Allah yazgısını iyi yazsın Allah komşulara versin Kesene bereket Mekanı cennet olsun Ömrün su gibi uzun olsun Rabbim ahiret memnunluğu vere Rabbim işini gücünü rast getire Rabbim tekerine taş değdirmesin Rabbim imandan, Kuran`dan ayırmasın
BEDDUí‚ (GARIŞ, KARGIŞ)
Kocaözü`de karışların büyük kısmı ölüm ve ölümle alakalıdır. Bunların yanında insanların bir zarar görmesini istemeyen, sadece o anki sinir ve kızgınlığı yansıtan karışlar da vardır. Kasabada beddua yerine “garış” kelimesi kullanılır ve bunlar genellikle kadınlar tarafından söylenirler.
Halk arasında ana ya da babanın ahının tutacağına inanılarak ebebeynden karış alınmamaya dikkat edilir.
Adın bata Ağu yiyesin Allah canını ala Adın kalksın Allah`ından bulasın Ağzının buğu kesile Allah cezanı versin Başşına ağlayım Burnundan gelsin Başını yesin Canın çıksın Ciğerin ağzından gelsin Çenen çekile Duvar diplerinde kalasın Dişinin dibinde kalsın Gelmez yola gidesin Garartın kayıp ola Gençliğine doymayasın Gövdene yapışa Geberesin Gözüne, dizine dura Hanen harap ola İki yakan bir olmaya Kör yılan vurasıca Kahrınan gazap olasın Ocağın bata Ocağında incir ağacı bite Sırtının üstüne çıkasın Toprak başına Ürsümeyesin Yaşın kesile Yiği yanın yere gele Yüzünü yuyucu görsün Yüzünde firek gele Yapın yerde geçe Yağlı kurşunlara gidesin Yüreğinde kara baba çıka Zıkkımın kökünü yiyesin
Mí‚NİLER
Kocaözü kasabasında mani söyleme özellikle kadınlar ve genç kızlar arasında yaygın olan bir gelenektir. Mani söylemek için yer ve zaman aranmaz. Herhangi bir durumla karşı karşıya gelince hemen o konu ile ilgili maniler söylerler. Bu günlük işlerin yapımında olabileceği gibi, düğünlerde, bayramlarda veya diğer özel günlerde, tarlada, bağda, bahçede de olabilir. Ayrıca bu mani söyleme bazen atışmaya dönüşüp karşılıklı devam eder.
AÄITLAR
“İnsanoğlunun ölüm karşısında veya canlı-cansız bir varlığını kaybetme, korku, telaş ve heyecan anındaki, üzüntülerini, feryatlarını, isyanlarını, talihsizliklerini düzenli düzensiz söz ve ezgilerle ifade eden türkülere “ağıt” adı verilir.”*
Kocaözü kasabasında ağıt yakmaya “ağlama veya deme demek” gibi adlar verilir. Özellikle kadınlar tarafından yakılan ağıtlar da ölen kişinin ailede ve toplumdaki yeri, hatıraları, güzel hasletleri dile getirilerek dinleyenlerin de duygulanmaları sağlanır ve dinleyiciler de ağlatılır. Ağıtlar daha çok cenaze defin işlemleri sırasında ve daha sonra da ölenin mezarına yapılan ziyaretlerde irticalen söylenirler.
MASALLAR
Kocaözü kasabasında eskiden çocukları oyalamak ve eğitmek maksadıyla anlatılan masalların sayısı oldukça fazlaydı. Ancak son yıllarda radyo, televizyon gibi aletlerin yaygınlaşmasıyla masal anlatma ve dinlemeden hızla bir uzaklaşma başlamıştır. Yörede anlatılan masallarda kahraman olarak en çok Keloğlan, dev ve padişah gibi tiplere rastlanır.
EFSANELER
Efsaneler de diğer anonim halk edebiyatı ürünleri gibi sözlü gelenekle kuşaktan kuşağa aktarılarak günümüze dek gelebilmişlerdir. Kocaözü kasabasında anlatılan efsaneler şunlardır: Dokuz Gardaş, Kekliğin Gagasının Kırmızı Olmasının Sebebi, Doksancılık Kuşu
HALK İNANÇLARI
Toplumca kabul gören bu inançların tümüyle iyi ya da kötü oldukları hiç bir zaman söylenemez. Ancak bunların içinde insanları faydalı ve mantıklı davranmaya sevk edenlerin olduğu gibi, aynı şekilde gereksiz, zararlı ve mantıksız bir takım davranışları ön gören inançlar da vardır. Günümüzde insanların çoğu zararını bildiği inançlardan hızla uzaklaşmakta, onları terk etmektedir.
Kocaözü`de toplum ve fert hayatında inançların yeri büyüktür. Kasabada geniş bir inanç kültürü olup, kasaba halkının günlük hayatında önemli etkiye sahiptirler. Yani davranışlar üzerinde belirleyicidirler.
MUTFAK KÜLTÜRÜ
Kocaözü kasabasında geçmişten gelen yemek alışkanlığı ile yöreye has bir mutfak kültürü oluşmuştur. Ekonomisinin tarım ve hayvancılığa dayalı oluşu; iklim nedeniyle sebzenin az yetişmesi gibi nedenlerden yemeklerin büyük bölüm et ve tahıl ürünlerine dayanmaktadır.
Kocaözü`de eski evlerde mutfak bulunmayıp bunun yerine “evlük veya ev içeri” diye adlandırılan; evlerin giriş kapısının sol tarafında bulunan bir oda kullanılırda. Evlüklerin bir çoğunda baca da bulunurdu. Buralar aynı zamanda yiyeceklerin saklandığı veya istif edildikleri bir kiler görevi de görürlerdi. Bu yüzden oldukça geniş olup; duvar diplerine yerleştirilen yerden 15-20 cm yükseklikteki yük ağaçlarının üzerine buğday, un, bulgur çuvalları üst üste dizilirdi.
Ayrıca yemek yapımında evin içinde yer alan bacaların yanı sıra, bir çok evin yanına inşa edilmiş bir ekmek damı bulunurdu. Buralarda da ekmek ve yemek pişirmede kullanılan bacalar yer alırdı. Tüpün henüz kullanılmadığı devirlerde bacaların ortasında yer alan ocaklar yemek pişirilen yerlerdi.
HALK OYUNLARI
Kocaözü kasabası coğrafi olarak halk oyunlarında genel manada halay yöresine girmektedir. Bunun yanında düzensiz olarak oynanan kol oyunu veya tek oyun da denilen oyun çeşitleri de kasabada oynanan oyunlardandır. Yöre halk oyunları kültürünün çok zengin olduğu bir yöre olmasına rağmen kasabada yöresel oyunların yanı sıra Sivas, Adıyaman, Elazığ ve Malatya yörelerinin halk oyunlarının oynanışına da rastlanır. Kocaözü`de bayramlarda, düğünlerde vb. özel günlerde oynanan halk oyunlarının tamamı davul-zurna eşliğinde oynanır ve ayrıca başka çalgılar kullanılmaz.
ÇOCUK OYUNLARI
Önceleri televizyon, radyo vb. diğer eğlence araçları yokken çocuklar ve hatta gençler arasında hoşça vakit geçirmek ve eğlenmek maksadıyla bir çok oyunlar oynanırdı. Yukarda bahsi geçen bu araçların ve bir takım yeni uğraşıların teknoloji ile birlikte hayatımıza girmesiyle oynanan oyunlarda bir azalma görülmektedir. Kasabada oynanan çocuk oyunlarının bir kısmı hemen her yörede biliniyor olmasına karşın, bir kısmı ise tamamen yöreseldirler.
EL SANATLARI
Geçim kaynağı tarım ve hayvancılık olan Kocaözü`de el sanatları faaliyetleri de bu yönde gelişmiştir. Bu faaliyetlerin çoğu günümüzde modern tekniklerin kullanılmasıyla önemini yitirmiştir.