Kıstasları ülkeden ülkeye ve hatta bir ülkenin çeşitli kurumları arasında bile değişmekle birlikte, KOBİ kavramı, küçük ve orta ölçekli işletmelerin çeşitli kredi, eğitim, bilgi ve danışmanlık hizmetlerinden düşük bir bedelle veya bedelsiz olarak yararlandırılması amacıyla geliştirilmiştir.
Ülkelerin gelişmişlik düzeyi ve sektörlerin yapısı KOBİ tanımlarını doğrudan etkilemektedir. Nitekim, çalışan sayısı, satış miktarı, sermaye miktarı, kullanılan çalışma alanı, ödenen ücretler, kullanılan hammadde miktarı ve üretim yöntemi çeşitli tanımlarda ölçüt olarak kullanılmaktadır. Bununla birlikte, çalışan sayısı ölçme ve karşılaştırma kolaylığı açısından en fazla kullanılan ölçüt olmaktadır. Bugün ülkemizde farklı ölçütlere göre düzenlenmiş çok sayıda KOBİ tanımı bulunmaktadır. Bunlardan, kanun statüsünde düzenlenmiş olan tek tanım ise 3624 sayılı Küçük ve Orta Ölçekli Sanayi Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı Kurulması Hakkında Kanun’da yapılan tanım olup, bu tanım sadece imalat sanayinde faaliyet gösteren ve 150’nin altında işçi çalıştıran işletmeleri kapsamaktadır.
Diğer düzenlemeler, Bakanlar Kurulu Kararı ve ilgili kuruluşların kendi uygulama esasları çerçevesinde belirledikleri tanımlardan ibarettir.
Örneğin, DİE istatistik çalışmalarında 1-49 arasında çalışanı bulunan işletmeleri küçük, 50-150 arasında çalışanı bulunan işletmeleri ise orta ölçekli işletme sınıfında değerlendirmektedir. Dış Ticaret Müsteşarlığı ve TOSYÖV 1-200; Eximbank 1-250 arasında işçi çalıştıran işletmeleri KOBİ olarak nitelendirmektedir. Yukarıdaki tanımlardan da anlaşıldığı üzere, ülkemizde tüm sektörleri ve kurumları kapsayan genel bir KOBİ tanımı bulunmamaktadır.
Örneğin; Eximbank’in bir işletmeyi KOBİ olarak kabul ederken, KOSGEB kabul etmeyebilmektedir. Bu da uygulamada bir karmaşaya, firmaların da bazı desteklerden yararlanması için ekstra çaba ve maliyetlere katlanmasına neden olmaktadır. Bu konudaki uygulama farklılıklarının giderilmesi, AB mevzuatı ile uyumun sağlanması ve tüm sektörleri kapsayan tek bir KOBİ tanımının oluşturulması amacıyla bir kanun tasarısı taslağı hazırlanmıştır.
Sanayi ve Ticaret Bakanlığı tarafından TOBB başta olmak üzere, sivil ve mesleki kuruluşlar ile ilgili kurumların görüşleri de alınarakhazırlanan “KOBİ Tanımına İlişkin Kanun Tasarısı” 14 Ocak 2004 tarihinde Başbakanlığa iletilmiştir. Tasarıda; kanunun amacı; “Avrupa Birliği (AB) mevzuatına uyumlu tek bir Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletme (KOBİ) tanımı yapılarak, bu tanımın, içinde “KOBİ”, “Orta Büyüklükteki İşletme” veya “Mikro İşletme” terimleri geçen tüm kurum ve kuruluşların mevzuat ve programlarına uygulanmasını sağlamak” olarak belirlenmiştir. Tasarının üçüncü maddesinde kanununun uygulanmasında geçen kavramlar tanımlanmıştır.
Buna göre; √ İşletme, yasal biçimi ne olursa olsun, bir veya birden çok gerçek veya tüzel kişiye ait olup bir ekonomik faaliyette bulunan birimleri, √ Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletme (KOBİ), bu kanunda, Mikro İşletme, Küçük İşletme, Orta Büyüklükteki İşletme olarak tanımlanan ekonomik birimleri, √ Mikro İşletme, on kişiden az çalışan istihdam eden ve yıllık net satış hasılatı ve/veya mali bilançosu bir trilyon TL’sını aşmayan işletmeleri, √ Küçük İşletme, elli kişiden az çalışan istihdam eden ve yıllık net satış hasılatı √ ve/veya yıllık mali bilançosu beş trilyon TL’sını aşmayan işletmeleri, √ Orta Büyüklükteki İşletme, ikiyüzelli kişiden az çalışan istihdam eden ve yıllık net satış hasılatı ve/veya yıllık mali bilançosu yirmibeş trilyon TL’sını aşmayan işletmeleri, ifade etmektedir.
Tasarıda, çalışan sayısına özel bir önem verilmiş, AB tanımına uygun şekilde çalışan sayısının hesaplama yöntemi açıklanmıştır. Nitekim, bir işletmede tam, yarım gün ve mevsimlik olarak çalışan işçi sayıları toplamı çalışan sayısını vermemektedir. Bir işletmede çalışan sayısının belirlenmesi için yıllık iş birimleri (YİB) diye bir kavram kullanılmaktadır.
Bir işletmede veya işletme adına bir yıl boyunca tam gün çalışanların sayısı YİB sayısına karşılık gelmekte, yarım gün çalışanlar ve mevsimlik işçiler YİB sayısının kesirlerini oluşturmaktadır. Dikkate alınması gereken yıl, işletmenin son mali yılıdır. Örneğin; yıl boyunca tam gün çalışan 20 kişi, yarım gün çalışan 10 kişi ve yılda üç ay çalışan 40 kişi mevcutsa, çalışan sayısı bu çalışanların toplamı olan 70 değildir.
Bunun yerine; Yıllık tam gün çalışan 20 kişi x 1 = 20 Yıllık yarım gün çalışan 10 kişi x0,5 = 5 Yıllık üç ay çalışan 40 kişi x0,25= 10 Toplam 35’tir.
YİB kapsamında çalışanlar, işletme sahip ve yöneticilerini, işletmede düzenli hizmet veren ortakları, ücretli yada ücretsiz çalışan aile bireylerini, başka işletmeler adına çalışmadıkları sürece ticari temsilcileri, dağıtımcıları, onarım ve bakım ekipleri gibi işletme dışında çalışmakla birlikte işletmenin bir kısmını oluşturan ve ücretleri işletme tarafından ödenen kişi ve/veya kişileri kapsar.
Ücretsiz çalışan aile bireyleri; işletme sahibiyle birlikte yaşayan ve işletme sahibi adına düzenli çalışan, fakat iş sözleşmesi olmadığı gibi hizmetleri karşılığında ücret almayan kişilerdir. Bu tanım, verdikleri hizmetler için bir başka işletmenin bordrosunda yer almayan kişilere aittir. Stajyerler, çıraklar, en az üç ay süreli sözleşmeleri yoksa, dikkate alınmazlar. Üç aydan fazla süreli iş akdine sahip stajyerler ve çıraklar için, muhasebede dikkate alınacak mesai saatlerine, işletme dışında verilen eğitim saatleri dahil edilmez. KOBİ vasfına ilişkin koşullar yerine geldiği zaman, KOBİ niteliği kazanılır, yada belirli bir süre zarfında koşullardan biri veya birkaçı yerine getirilmemesi durumunda KOBİ niteliği kaybedilir.
Son bilanço tarihinde; en az çalışan sayısı, yıllık net satış hasılatı yada yıllık mali bilanço rakamları öngörülen değerleri aşan veya bu değerlerin altına düşen işletme, bu durumun birbirini izleyen iki hesap döneminde tekrarlanması halinde, KOBİ statüsünü kazanır yada kaybeder. Yeni kurulan işletmeler, iki hesap dönemini doldurana kadar, mevcut durum göz önünde bulundurularak değerlendirilir. Kanunda yer alan işletme kategorilerini belirleyen net satış hasılatı ve mali bütçe tutarlarını belirlemeye Bakanlar Kurulu yetkili kılınmıştır.
Sonuç
KOBİ tanımına ilişkin kanun tasarısını, tüm sektörleri kapsaması, AB mevzuatına uygun ve tüm kurumlarda geçerli olacak bir KOBİ tanımının getirmesi nedeniyle faydalı olacağı kanaatindeyiz. Böylece, çeşitli destek, kredi, eğitim ve bilgi paylaşım hizmetlerinden yararlanmak için uygulamada çıkan aksaklıkların giderileceğini düşünüyoruz. Ama, bu KOBİ’lerin bir tanıma kavuşmasıyla, her kurumun kredi musluklarını sonuna kadar açacağı anlamına gelmiyor.Bankalar başta olmak üzere, kredi kullandıracak kurumlar işletmelerin önceden olduğu gibi kredi değerliliğini mutlaka analiz edecek ve buna göre tavrını belirleyecektir. KOBİ tanımıyla birlikte, firmaların, yarattığı katma değer, istihdam, ihracat ve ithalat gibi göstergeler açısından yapılacak uluslararası değerlendirmelerde de karşılaştırılabilir bir ölçüt elde edilecektir. Sonuç olarak; bugün Başbakanlıkta bulunan KOBİ Tanımına İlişkin Kanun Tasarısı’nın bir an önce Meclise sunulması, kabul edilmesi ve Resmi Gazetede yayınlanması gerektiği düşüncesindeyiz.