Yunan kolonileri siyaseten bağımsızdılar; ana-şehir ``metropol`` ile özel bağları bulunabilse de pek çok konuda bir bağımlılık söz konusu olmazdı. Klerukyalar ise belirgin şekilde farklı yapılardı; göçmenleri, ya da ``Kleruklar``, Atina vatandaşlıklarını korurlardı ve bu topluluklar Atina`nın siyasi birer uzantısıydılar.
Klerukyalar üretim fazlalıklarını, hatta fakir toplulukları elverişli yerleşimlere ihraç etmede birer aracıydılar. Klerukyanın tertibinde katılımcı bir vatandaşa tarım arazisinden bir arsa (``kleros``) verilirdi, böylelikle geçimini sağlayacak bir yol sağlanmış olurdu. Klerukyadaki vatandaş bu yolla mülk sahipleri sınıfına (``zeugitai``) yükselmiş olurdu. Ayrıca tüm kleruklar kolonilerini birer hoplit olarak savunmakla yükümlüydü.
Klerukya sistemi Atina`ya üç yoldan fayda sağlardı:
- Atina`nın kendi içindeki nüfus yoğunluğunu hafifletmek;
- Klerukların birer askeri garnizon olmaları sayesinde Atina`nın askeri etkinliğini yaymak;
- Daha çok vatandaşı mülk sahibi yaparak Atina ekonomisini güçlendirmek.