Ki
1 . Anlam bakımından birbirleriyle ilgili cümleleri birbirine bağlayan bir söz:
"Uzun değneklerine dayanmış çobanlar iddia ederler ki memba sularının her biri bir ayrı derde devadır."- R. H. Karay.
2 . Özneyi, tümleci güçlendirerek cümlenin temel bölümüne bağlayan bir söz:
"Siz ki beni tanırsınız, niçin böyle düşünüyorsunuz? Bir adam ki söz dinlemez..."- .
3 . "Öyle, o kadar, o denli" vb.nden sonra, kullanıldığı cümleye güç katan bir söz.
4 . İkinci cümledeki yargının birincideki hareketin yapılışı sırasında görülerek şaşıldığını bildiren bir söz:
"Kapağı kaldırmış ki sandık bomboş. Bir de ağzıma aldım ki şeker gibi tadı var."- .
5 . İki cümlede anlatılan durumların uyuşmazlığını bildiren bir söz:
"Ama o bir şey yapmamıştı ki onun hiç kabahati yoktu."- O. C. Kaygılı.
6 . Yakınma, kınama vb. duygular anlatmak için bir cümlenin sonuna getirilen bir söz:
"O beni sevmez ki! Sana güvenilmez ki!"- .
7 . Bir soru cümlesinin sonuna getirildiğinde şüphe veya endişe anlatan bir söz:
"Acaba gelmez mi ki? Bunu bana bırakırlar mı ki? Acaba ceza verirler mi ki?"- .
8 . Bazı kelimelerin sonuna bir ek gibi eklenerek birtakım zarflar, yeni edatlar oluşturan bir söz: Belki, çünkü, halbuki, mademki, sanki gibi.