Tapınaklar
Genellikle Keltlerin tapınak yapmadığı ve dışarıda korularda tapındıkları söylenir. Fakat arkeolojik bulgular bunun doğru olmadığını göstermiştir; Kelt dünyasının farklı bölgelerinde çeşitli tapınak yapıları keşfedilmiştir. Romalıların Kelt dünyasını fethiyle, ayrı bir Kelto-Roman tapınak tipi ortaya çıkmıştır. Bu tipe ``fanum`` denir.Keltlerde Tapınma
İlk Keltler bazı ağaçların kutsal olduğuna inanırlardı. Ağaçların Kelt dinindeki önemi Eburonian kabilesinin isminde görülebilir; bu isim porsukağacı ile ilişkilidir. Ayrıca İrlanda mitlerinde sıkça geçen Mac Cuilinn (çoban püskülü oğlu) veya Mac Ibar (porsukağacı oğlu) gibi isimler de bunun bir göstergesidir.Romaı yazarlar Keltlerin insan kurban ettiğini belirtmiştir ve İrlanda kaynaklarında bu fikre uzaktan da olsa bir destek var olsa da, bu bilgilerin çoğunluğu ikinci elden ve söylenti şeklindedir. Kurban etme işlemini doğrulayan çok az sayıda arkeolojik bulgu vardır, bu nedenle çağdaş tarihçilerin çoğu Kelt kültürlerinde insan kurban etmenin çok nadir olarak mevcut olduğunu düşünmektedirler.
Kelt kültüründe bir savaşçı kültü de bulunmaktaydı. Bu kültün merkezinde düşmanların kesilmiş kafaları vardır. Ayrıca Keltlerin ölülerini silahlar ve diğer aksesuarlarla birlikte gömdükleri bilinmektedir ki bu onların bir tür ahiret inancına sahip olduklarını göstermektedir. Definden önce ölü kişinin kafasını keserler ve kafatasını kırarlardı; bu belki de hayaletin çıkıp dolaşmasını önlemek içindi.
Druidler
Özellikle modern kültürde olduğundan çok farklı bir şekilde lanse edilen ve modern literatürde fazlasıyla romantikleştirilen druidler aslında Keltlerin mitolojik ve dini geleneklerini uygulayan, bunların devamından sorumlu rahip sınıfıdır. Büyük oranda verasete dayalıdır, yani atalardan miras yoluyla yeni fertlere kalan bir görevdir. Druidlerin görevleri ve pozisyonları Hindistan`daki Brahmin kastı veya İran`daki magi ile karşılaştırılabilir, bu sınıfların hepside büyük oranda büyü, kurban ve kehanetle iştigal etmişlerdir. Hint-Avrupa kökenli bu toplulukların barındırdığı bu tip sınıfların birbirlerine olan benzerliklerinden dolayı, en başta proto-Hint-Avrupalılarda da bu tür bir sınıfın var olduğu öne sürülmüştür.Druidler özellikle meşe ağacı ve ökseotu ile özdeşleştirilmişlerdir; belki de ökseotunu ilaçlar veya halusinojenik karışımlar hazırlamakta kullanmaktaydılar. Çoğunlukla druid kelimesinin "meşe" anlamına gelen bir kökten türediğine inanılsa da bu büyük ihtimalle proto-Hint-Avrupalı kök genel olarak "sağlamlık" anlamına gelmekteydi.
Bardlar ise Kelt topluluklarında yönetici vasfındaki ailenin tarihini veya kabilenin savaşçılarının cesaretini anlatan şarkılar söyleyen bir tür ozandı. Kelt kültüründe tarihi bir kültür mevcut değildi, Akdeniz uygarlıklarıyla karşılaşana kadar Keltlerin herhangi bir yazılı tarihleri veya yazılı tarih kültürleri yoktu. Fakat sözel tarih gelenekleri vardı ki bu bardların hafızalarından topluluğa yayılırdı. Benzeri yazma geleneği olmayan kültürlerdeki gibi bardlar bu tür tarihi bilgileri ezberlerken şiir ölçüleri ve kafiye kullanmışlardır.
Ayrıca, ilaveten bir "kahin" veya "peygamber" sınıfı bulunmuş olabilir. Strabo bunları "vate" olarak anar; bu isim Keltik "esinlenmiş" veya "esrik" anlamlarına gelen kelimeden türemiştir. Buradan Kelt toplumunun druidlerin ayinsel ve tomaturjik dini dışında, öteki dünya ile iletişime geçmeye dayanan şamanizm-vari bir öğe de barındırığı sonucu çıkarılabilir.