Karst

Kısaca: Karst, kayaçların erimesiyle yer altı akıntıları olan, kireç taşı ve dolomit bölgesi. ...devamı ☟

karst
Karst

Karst: İtalyanca Karst Coğrafyada kayaçların erimesiyle yer altı akıntıları olan, kireç taşı ve dolomit bölgesi. Karst kelimesi İtalyanca olup (carso), Triestenin doğusundaki bir kalker platonun adıdır. Bugün kalker gibi eriyebilen kayaçların fenomenine verilen isim olan "karst" kelimesi buradan alınmıştır ve anlamı "taşlık arazi"dir.

Karst kelimesi daha sonra yeryüzünde görülen karstik şekilleri ifade etmek için kullanılan uluslararası jeomorfolojik bir terim niteliği kazanmış ve literatüre geçmiştir. Karstik şekilleri içeren reliyefe de "karst reliyefi" adı verilmiştir.

İtalya ve eski Yugoslavya sınırında bulunan Triestenin doğusunda Adriya kıyıları boyunca kuzeyden güneye doğru uzanan bir platolar sahası bulunmaktadır. Karst ismi, kalkerin erimesi dolayısıyla yüzeyde ve derinde oluşan makro ve mikro şekilleri ifade eden bir jeomorfoloji terimi olarak ilk defa bu platolar sahasına atfedil mistir. Söz konusu saha, ortalama 2000 m. yükseklikte ve 80 km. genişliktedir. J. CVIJIC (1893 ve 1918) burada detaylı bilimsel çalışmalar yapmış ve kalker reliefine ait özellikleri ilk defa dünyaya tanıtmıştır.

Karst morfolojisinin klasik çağına, Eckert, Grund, Cvijic, Krebs, Kat Martel ve Penck gibi bilim adamlarının çalışmaları önderlik etmiştir. Bu klasik çağın özelliği ise, Orta ve Güney Avrupa karstını (özellikle Günev Fransanın Causse bölgesi ve Dinar dağlarının karst şekilleri) bütün dünya için genelleştirmek; bu nitelikleri tam anlamıyla taşımayan karstlaşmış yöreleri karstik olarak kabul etmemektir (Jakucs, 1978). Örneğin, kireçtaşlarının değişik türdeki denüdasyonunu inceleyen ve bunları da karştlaşma olarak niteleyen çalışmalar (Danes 1914, 1916; Lehmann 1936; Meyerhoff 1938 vd.) bu çağda pek ilgi görmedi. Daha sonra, Sovyet jeomorfologların Maksimovic (1964), Aprodov (1948) ve Gvozdeckıj (1947, 1950), Dokucaevsin eserine (1883) dikkatleri çekerek, karst terimlerinin, iklim kuşaklarının belli kıstasları göz önünde tutularak genişletilmesi gereğini vurguladılar. Bu yazarlar, olağan karstlaşma ve karst şekillerinden başka kutup iklimi ve tundra bölgelerinin termokarstından (kryokarst) bahsederek hem bu prosesin işleyiş biçimi hem de özgün şekillendirmesinden söz ettiler.

Hemen bu araştırmaların ardından yüksek dağ karstının kendine özgü şekillerini konu alan önemli çalışmalar (Rathjens 1951, 1954) yayınlandı. Bunları, Lehmann (1948) ve Büdelin (1951) Tropikal kuşağın kendine has karst şekillerini jenetik ve sistematik açıdan ele alan ve Sovyet jeomorfologların yaptıkları araştırmalarla hemen aynı zamana rastlayan araştırmalar izledi.

Klimatik karst jeomorfolojisi araştırmaları, 1950 ve 1960h yıllarda sıçrarcasına arttı. Özellikle tropikal karst proseslerinin açıklanmasında büyük adımlar atıldı. Genel karakterli karstik çalışmalar ve yeni bölgesel karstik incelemeler yapıldı.

İlk gruptan, Lehmann (1954, 1956, 1960), Wissmann (1954), Kosack (1952), Corbel (1954, 1955, 1959, 1961), Szabo (1957), Gvozdeckij (1958, Klimaszevvski (1958), Birot (1959), Renault (1959), Büdel (1963) ve Sweeting ve Gerstenhauerin (1960) çalışmalan en önemi il erindendir. İçlerinde bölgesel arazi tanımlamaları ile klasikleşmiş olanları ise şunlardır: Lehmann (1954, 1955), Cramer (1955), Glennie (1956), Wissmann (1957), Gvozdeckij (1958), SaintOurs (1959), Sunartadirdja ve Lehmann (1960), Gerstenhauer(1960, 1966), White (1962), Smith (1963), Douglas (1964), Maksimovıc (1964), Verstappen (1964), Cıkısev (1965).

Karstik şekiller, dünyada olduğu gibi Ülkemiz in bazı yerlerinde de çok tipiktirler. Bilindiği gibi bu şekiller, eriyebilen kayaçlar (kalker, jips, tebeşir, dolomit, tuz ve mermer) içersinde oluşup gelişmişlerdir. Yani bu topografyanın meydana gelmesinde kaya karakteri asıl etkendir. Bu kayaçlar ne kadar saf, kalın ve çatlaklı olursa iklim ve vejetasyon şartları da elverişli bulunduğu takdirde çok tipik şekillere rastlamak mümkün olur. Yukarıda saydığımız bu çok elverişli koşullar altında meydana gelmiş olan karsta "holokarst" denir.

Diğer taraftan karst topografyası, farklı şekiller göstermekle birlikte hemen bütün iklim bölgelerinde gelişebilir. Kalkerin eriyebilmesi için, şu üç unsurun birleşmesi gerekir. 1. Oldukça saf bir kalker (CaC03), 2. Su (H20), 3. Karbondioksit (C02) Bunların dışında sülfürik asitler (H2S04) ve nitrik asitler (H2N03) de erimede rol oynar.

Olay şu şekilde gelişir: H20 + C02 + CaC03 _> Ca (HC03)2

Su, karbondioksit ve kalsiyum karbonatın kimyasal birleşmesi ile kalsiyum bikarbonat Ca(HC03)2 oluşur. Bu şekilde kalker, eriyik hale geçmiş olur.

Eğer sonuçta erime şekli söz konusu ise mevcut yarık ve çatlaklarda büyümeler görülür; şekiller ise lapyadan doline, mağaraya vs. kadar çeşitlenir. Birikim şekli söz konusu ise hidrostatik dengenin bozulması ile C02in uçması ve suyun akıp gitmesi sonucunda travertenler, sarkıtlar, dikitler vs. oluşabilir.

Karstlaşma karbondioksit, su ve kalkerin gösterdiği özelliklere bağlı olarak farklı şekiller arzeder. Yukarıda formülle de açıkladığımız karstlaşma olayı, aynı zamanda tersine de dönüşebilir. Örneğin kalsiyumbikarbonatlı sular, traverten kalkerini oluşturduktan sonra bunlar üzerinde su ve karbondioksit etkisi ile tekrar erime meydana gelir. Böylece eski duruma geçilmiş olur.

Karstik alanlarda göze çarpan başka bir özellik de, yüzeyde akarsulara az rastlanmasıdır Söz konusu sahalarda yüzey sulun, genellikle kalkerin geçirimli» çatlaklı olması dolay isiyle yeraltı mecralarında dolaşımına devam ederler Karstik sahalarda bulunan akarsuların ise, dik yamaçlı kanyon vadiler içinde aktıkları gözlenir.

Diğer taraftan karst topografyası, hem yüzey şekilleri hem de derinlik şekillerini içermektedir. Yapılan pek çok karstik araştırmada belki de en çok zorluk çekilen konu, derinlik karstmı (mağara ve galerileri) ilgilendirenlerdin Nitekim bu tip araştırmalar yapılırken alet kullanma zorunluluğu vardır* Mağara bilimine "speleolojr\ bu bilimle uğraşanlara da "speleolog" adı verilir. Speleoioji* karst jeomorfolojisinin bir dalıdır. TürkiyeMe de, karst jeomorfolojisi ile ilgilenen ve mağaraları detaylı bir şekilde etüd eden birçok mağara bilimci vardır (T\ Aygen, N. Güldalı, ML Güler, M. Başar, L, Nasyonel Sosyalistk v,s. gibi).

Karst şekilleri o kadar çeşitli ve zengindir ki, karstik alanlara sahip bütün ülkelerde halkın bunlara özel isimler verdiği, Kızan da aynı bir şekil için birden fazla terim ürettiği görülmüştür. Bazı isimler ise uluslararası karstik terimler olarak kullanılmıştır. Bu terimlerin pek çoğu ise Slav dilinden alınmışttr: Dolin (vadi), jama (karstik kuyu), polye (ova), hum (polyeler içersindeki aşınım artığı tepe), ponor (suyuuın) gibi. Bazı bölgelerde ise kendilerine özel isimler verilmiştir. Örnek: Karrene veya schrattan (Alm. lapya, karrenfield Alm. çok büyük lapya, bu balamdan yüıünmesi çok güç arazilere verilen ad), karstgasse (Alm. karstik boğaz), tava, kokardan, koyak (Türkçede dolin anlamında), sink veya sinkhole (İng. dolin anlamında), cockpikt karst (İng. delikli karst), aven veya igue (Fr. da obruk anlamında), pepino hills (Puerto Rıcoda hum anlamında), mogotes (Küba dilinde hum anlamında), subatan veya düden (Türkçe ponor anlamında). schlondloch (Alm. ponor), swallowhole (tng. ponor). katavotr (Yunanca karstik kaynak) vs.

İlgili linkler

Karst Topografyası

karst

Kayaçların erimesiyle yer altı akıntıları olan, kireç taşı ve dolomit bölgesi.

Bu konuda henüz görüş yok.
Görüş/mesaj gerekli.
Markdown kullanılabilir.

karst Resimleri