Karpaz Yarımadası (Yunanca: Καρπασία), Kıbrıs adasının kuzeydoğu ucundan uzanan, sivri ve uzun yarımada. Fiilî olarak Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin kontrolündedir.
Mesarya Ovası'nın kuzeydoğu sınırından başlar, Zafer Burnu'na kadar devam eder. 817 km²'lik alanıyla yaklaşık olarak Kuzey Kıbrıs'ın İskele ilçesinin sınırlarını kapsar.
Karpaz Yarımadası, Kıbrıs Adası ana kütlesinden KD yönünde incelerek uzanır. Yaklaşık 10–15 km genişlik ve 80 km uzunluğa sahiptir. Yarımada üzerinde kurulu İskele ilçesinin yönetim alanında İskele Bucağı, Yenierenköy Bucağı ve Mehmetçik Bucağı yer alır.
Tarihî ve doğal görünümüyle Kıbrıs'ın önemli bölgelerinden biridir. Yüz ölçümüne oranla küçük bir nüfusun yaşadığı Karpaz Yarımadası'nın Dipkarpaz etrafındaki bir bölgesi, millî park statüsünde olduğu için koruma altındadır.
Karpaz Yarımadası, tarih boyunca medeniyetten kaçmak ya da inzivaya çekilmek isteyenlerin uğrak yeri olmuştur. Bu nedenle de, yarımadada çok sayıda manastır inşa edilmiştir. Bu manastırların en ünlüsü de Apostolos Andreas Manastırı'dır.
Karpaz Yarımadası, birçok antik kenti, manastırları ve çeşitli uygarlıkların izlerini barındırmaktadır. Antik Karpasia kenti yarımadada yer alır. Bu kent, Dipkarpaz ile bu noktanın 5 km kuzeyindeki kayalık koylar arasında kalan yerdedir.
Karpaz yarımadasının güneyinde Dipkarpaz köyünden yaklaşık 15 Km uzaklıkta "Altın Kum" sahilleri yer almaktadır. İki sahilden oluşmaktadır. Sahillerin toplam uzunluğu yaklaşık olarak 3700 m dir. Kıbrıs’ın doğal güzellik ve kumulların bulunması bakımından en güzel sahillerinden biridir. Altın kum sahilleri Caretta caretta ve Chelonia mydas türü deniz kaplumbağalarının üreme alanlarıdır.
Boğaz, Yenierenköy ve Bafra bölgelerinde turizm faaliyetleri yoğundur.
Bölge halkının geçim kaynağı esasen tarım ve hayvancılık olup, 1990'lardan itibaren başlayan turizm gelişimine dek yeni yapılaşma fazla gerçekleşmemiştir. Bu bağlamda eski ve geleneksel yapılar da günlük hayat içerisinde kullanılmaktadır. Geleneksel Karpaz evleri, bahçe duvarı ile çevrelenmiş bir avlu içerisinde yer alır. Tuvalet, hamam gibi mekânlar geleneksel olarak avlunun uç bir noktasına yerleştirilir. Genelde evler tek katlı olup, yatmak için kullanılan yaşam alanı kemerli büyük bir odadan oluşur. Mutfak bu odaya bitişik veya ayrı olabilir, avlu içerisinde ayrıca hayvan barınağı, ambar gibi mekânlar da yer alır. Bununla beraber, yüksek sosyal statüye sahip kimselerin "hanay" adı verilen iki katlı evleri de bulunur. Dış cephede kemer kullanımı ön plana çıkar, iklim koşullarından dolayı hava sirkülasyonunu sağlayacak şekilde pencereler bulunur, sıklıkla bir de tepe penceresi yer alır. Yapı malzemesi genelde kerpiç olup az sayıda sarı taş kullanılan yapı da gözlemlenir, duvarın üstü alçıyla sıvanır. Çatıda mertek, hasır, kamış ve toprak kullanılır.