Kanser

Kanserler (Habis tümörler, Malign tümörler), genellikle sürekli ve hızlı büyüyen tümörlerdir. Kapsülleri yoktur, büyürken sınır tanımazlar, çevresindeki dokuların ve damarların içine girerler (invazyon, infiltratif büyüme). Sıklıkla metastaz yaparlar. Tedavi edilmeyen ya da tedavisi gecikmiş kanserler öldürücüdür.

Çağdaş tıpta bir oluşumun “kanser” olarak adlandırılabilmesi için ise 5 niteliği içermesi gerektiği öngörülür;

  1. Hücrelerde sınırsız proliferasyon yetisi,
  2. Büyümesini engelleyen faktörlere karşı duyarsız olması,
  3. Hücrelerinin ölümsüzlüğü (apoptozis görülmemesi),
  4. Yeni damarların oluşumunu uyarabilmesi (angiogenezis),
  5. Dokuların içine girebilmesi (invazyon) ve yeni koloniler oluşturabilmesi (metastaz).

Mikroskop incelemelerinde, normal hücrelere daha az benzerler ya da hiç benzemezler. Bazı olgularda taklit çabasının başarılı olmaması nedeniyle kanserin kökeni ya da taklit ettiği hücrelerin kaynağı anlaşılamaz. Bu olguya anaplazi, bu tür tümörlere anaplastik tümör ya da indiferansiye tümör nitelemesi yapılır.  Mitozlar sık olabilir (1.000 hücreden 20 tanesinde veya daha fazlasında). Kanserlerde DNA yapısı genellikle yoğunlaşma içerir; yoğun DNA hücre çekirdeklerinin koyu renge boyanmasına neden olur. Sitogenetik (hücre genetiği) incelemelerde çok sayıda gen anomalileri saptanır.

Tümör oluşumunda etkili çok sayıda faktör vardır. Kanser yapan etkilere kanserojen (cancerogen) ya da karsinojen (car­cinogen) denilmektedir. Karsinojen karsinom doğuran anlamındadır; kapsamına sarkom girmemektedir. Kanserojen kavramı sarkomları da içine alan tanımlamadır. Karsinojen ve kanserojen nitelemeleri günümüzde eşanlamlı sözcükler gibi kullanılmaktadır. Bazı etkiler doğrudan doğruya kanser yapamadıkları halde, kanserin oluşmasına yardım ederler. Bunlara kokarsinojen (cocarcinogen) denir. Kanserleşmeyi önleyen maddelere antikarsinojen (anticarcinogen) adı verilmiştir.

Tümör oluşumunda üç temel neden vardır:

  • Çevreden gelen (ekzojen) kanserojenler (Fiziksel nedenler, Kimyasallar, Canlı etkenler)
  • Organizmanın kendisinde bulunan (endojen) kanserojenler (Hormonlari vd)
  • Yardımcı faktörler (Yaş, Cinsiyet, Beslenme, vd)

Kanser, hücredeki DNA'nın hasar alması sonucu hücrelerin kontrolsüz bir şekilde büyümesi ve çoğalmasıdır. Günde vücudumuzda (DNA'da) yaklaşık 10.000 mutasyon olmasına rağmen bağışıklık sistemimiz her milisaniye vücudumuzu tarar ve kanserli hücreleri yok eder.

Vücutta mutasyona uğrayan hücrelerin ancak çok küçük bir kısmı kansere yol açar. Bunun birçok nedeni vardır:

  1. Mutasyon gösteren hücrelerin yaşama kabiliyetleri normal hücrelere göre daha azdır. Bu sebeple oluşturdukları sinyaller ile kendilerini yok ederler (apoptoz).
  2. Mutasyon gösteren hücrelerin pek çoğunda bile hâlâ aşırı büyümeyi önleyen DNA tamir mekanizmaları (Tümör baskılayıcı genler) bulunur. Hayatta kalabilen mutant hücrelerin bir kısmının kanserli hücreye dönüşme potansiyeli vardır.
  3. Sıklıkla, kanser potansiyeli taşıyan (hasarlı ya da az sayıda mutasyon içeren) hücreler çoğalarak kanser oluşturmadan önce vücudun bağışıklık sistemi tarafından hedeflenirler. Fakat bazı mutant hücreler immün sistemden kaçabilmektedir.

Bağışıklık sisteminin etkinliğini bozan durumlar kanseri hazırlayıcı etmenler (predispozan) olarak bilinir. Bağışıklık sistemi tarafından yok edilmemiş olan bu hücreler kontrolsüz biçimde üreyerek bulundukları dokuyu işgal ederler. Sadece o dokuyla sınırlı kalmayıp komşu dokulara da yayılırlar (invazyon). Kan ve lenf dolaşımı yoluyla vücudun ilgisiz bölgelerine de taşınabilirler (metastaz).

Bazı hastalıklarda görülen lezyonlar ya da iyi huylu tümörler zamanla kansere dönüşebilirler; bunlara "prekanseröz lezyon" denir.

Bu konuda henüz görüş yok.
Görüş/mesaj gerekli.
Markdown kullanılabilir.