Kadızade

Kısaca: Kadızade Osmanlı alimlerinden. Edirne’de yetişen Hanefi mezhebi fıkıh alimlerinden olup, Osmanlı şeyhülislamlarının on altıncısıdır. İsmi, Ahmed bin Mahmud el Edirnevi er-Rumi olup, lakabı Şemseddin’dir. Kadızade diye tanınır. 1512 (H.918) senesinde dünyaya geldi. 1580 (H.988) senesinde İstanbul’da vefat etti. Kabri, Fatih Camii yakınında bulunan Küçük Karaman’daki çeşme yanındadır. Babası Bedrüddin Mahmud Efendi de alim bir zattı. İlim tahsiline Edirne’de İshak Çelebi’nin huzurunda ba ...devamı ☟

Kadızade Osmanlı alimlerinden. Edirne’de yetişen Hanefi mezhebi fıkıh alimlerinden olup, Osmanlı şeyhülislamlarının on altıncısıdır. İsmi, Ahmed bin Mahmud el Edirnevi er-Rumi olup, lakabı Şemseddin’dir. Kadızade diye tanınır. 1512 (H.918) senesinde dünyaya geldi. 1580 (H.988) senesinde İstanbul’da vefat etti. Kabri, Fatih Camii yakınında bulunan Küçük Karaman’daki çeşme yanındadır. Babası Bedrüddin Mahmud Efendi de alim bir zattı.

İlim tahsiline Edirne’de İshak Çelebi’nin huzurunda başladı. Yine Edirne’de bulunan Üç Şerefeli Medreselerinde, o zamanın Ünlü alimlerinden Şeyhülislam Çivizade Muhammed Muhyiddin Efendiden okudu. Bundan sonra İstanbul’da Sahn-ı Seman Medreselerinde, Şeyhülislam Ebüssü’ud Efendinin derslerine devam etti. Ayrıca Sa’di Çelebi ve Mevlana Kadri Efendi gibi yüzyılının en büyük alimlerinden ders ve feyz alarak kemale gelip, zamanının önde gelen alimlerinden oldu.

Kadızade Ahmed Efendi, sıra ile Bursa’daki Ferhadiyye, Veliyyüddin oğlu AhmedPaşa ve Kaplıca medreselerinde daha sonra da İstanbul’da Atik Ali Paşa Medresesinde müderrislik yaptı. 1555’te Haleb kadısı oldu. 1559 senesinde müfettişlik memuriyeti verildi. 1563’te İstanbul kadısı ve 1566 Rebiülahir ayında Rumeli kazaskeri oldu. Bu sırada Sadrazam MehmedPaşa ile aralarında meydana gelen bir soğukluk sebebiyle Edirne’ye gitti. Orada Darülhadis Medreselerinde ders vermekle meşgulken, oğlu Kadı Abdürrahman Çelebi’nin vefatı üzerine İstanbul’a geldi.

O sırada tahta geçen Sultan Üçüncü Murad Hanın iltifatına kavuşan Kadızade, hatırı hoş edilerek, 1575’te Süleymaniye Darülhadisine tayin edildi. Aynı sene kendisine tekrar Rumeli kazaskerliği vazifesi verildi. 1577’de Hamid Efendinin vefatıyla şeyhülislam oldu. Vazifesini hakkıyla ifa edip, herkesin hürmet, takdir ve tebrikini kazandı. 1580’de vefatı üzerine yerine Ma’lulzade Nakib Mehmed Efendi getirildi.

Pekçok üstün ve güzel sıfatları kendinde toplamış ilim, ihlas ve ihsan sahibiydi. Akıl ve zekası pek kuvvetliydi.

Allah rızası için çok çalışıp, çok eser bıraktı. Çukurhamam yakınındaki evinin karşısında yaptırdığı cami ve darülkurrası vardır. Edirne’de babasının yaptırdığı camiyi genişletip tamir ettirdi. Caminin gelirlerini de genişletip çoğalttı.

Eserleri:

1) Netaic-ül-Efkar fi Keşf-ir-Rümuz vel-Esrar: Bu kitap, İbn-i Hümam hazretlerinin Feth-ul-Kadir isimli Ünlü eserine tekmiledir. Feth-ul-Kadir, vekalet bahsine kadar olup, sonra tekmile başlamaktadır. Bu eser sekiz cilt olarak 1900’de Mısır’da basılmış ve 1968’de Beyrut’ta fotokopisi yapılmıştır.

2) Ta’likatün alet-Telvih: Sa’düddin-i Teftazani’nin Tenkih-ul-Usul şerhine ta’liktir.

3) Şerh-uş-Şerifi li Miftah-ıl-Ulum lis-Sekkaki, 4) Haşiyetün ala Tecrid-il-Kelam, 5) Şerhu Hidayet-ül-Hikme lil-Ebheri, 6) Haşiyetün ala Evaili Sadr-üş-Şeri’a, 7) Ta’likatün alel-Mevakıf, 8. Haşiye-i Beydavi.

Kaynak: Rehber Ansiklopedisi

Bu konuda henüz görüş yok.
Görüş/mesaj gerekli.
Markdown kullanılabilir.