Kelimenin tam olarak ne zaman, nerede ve nasıl geçtiği bilinmemekle tarihi akış içerisinde birlikte hep batı yönünde ilerlemenin bir sembolü olmuştur.
İstanbul'un Fethi'nden sonra, Kızılelma'nın, Roma'da bulunan Saint-Pierre Kilisesinin mihrabındaki altın top olduğunu ileri sürülmektedir.
Kızıl Elma ülküsü
Kızılelma, Türkler tarafından değişik şekillerde tasvir edilmiş olup bazen bir belde bazan bir taht yada parıldayan ve dünya hakimiyetini temsil eden bir som altından yapılma kızıl renkli bir küre olmuştur.Bu altın top bazen zaferin işareti, bazen hakimiyetin sembolü, bazen de fethedilmek üzere hedef seçilen yerin sembolü olarak ifade olunmuştur. Çok eski bir Türk inanç ve töresi olan Kızılelma, Türkistan'dan Hazar Denizi'nin doğusundan gelen Oğuzların, Hazar kağanının ipek çadırının üzerinde hakimiyetin ifadesi olarak bulunan altın top (Kızılelma'yı) ele geçirmeyi ülkü edinmişler.
Türkler, inandıkları Tek Tanrı'nın dünya hakimiyetini kendilerine ihsan ettiğine iman etmişlerdi.
Bu Bilge Kağan'ın ;
Yine
sözlerinden anlaşılmaktadır.
Oğuz Kağan'ın Tanrı tarafından ilahi kudretle techiz edilmesinin yanında yardımcısı ve rehberi de gökten indirilmiş Gök-Börü'nün de (Bozkurt) aynı kaynaktan beslendiğine inanılmaktadır. Oğuz'un seferleri sırasında ona kılavuzluk yapar. Oğuz Kağan Destanı'nda geçen şu mısralar bunu en güzel şekilde izah etmektedir:
Kızılelma, çoğu kez Türk birliği idealinin ismi olmuştur. Bugün de Türk milletinin birleşme ideali, Turan Devleti fikri olarak yaşamaktadır.
Bu gün için Kızıl Elma sözünün anlam değiştirmeye başladığı görülmektedir. Türkçülere göre Kızıl Elma;literatüre girmiş yabancı kaynaklı bütün doktrinlerden farklı olarak, İnsanın, Dünya imkanlarını adilce paylaşacağı,açlığın,sefaletin,savaşın ve gözyaşının olmadığı bir yönetim düzenini ifade etmektedir.
Kızıl Elma Doktrini'nin temel ideolojileri, hedef stratejisi bakımından üç ana başlık altında incelenmektedir.
1-Türkiye'deki Türk Varlığı,
2-Dünya'daki Türk Varlığı,
3-Kızıl Elma.
Türkçülük, hedef stratejisinin birinci aşamasıdır. Atatürk ilkeleri çerçevesinde belirlenmiş şu temel politikalar üzerine oturur:
A-Türk Kimliği(soy bilinci)
B-Tarih Bilinci,
C-Türk Kültür Bilinci(Türk Dili,yazılı-sözlü kültür mirası)
D-Tam bağımsız Türk Devleti.
Kızıl Elma Ülküsü'nün birinci aşamasını teşkil eden Türkçü İdeoloji ilk olarak Atatürk tarafından hayata geçirilmiştir. Bu yüzden Türkçüler Atatürk'e "Başbuğ" demektedir.
Türkçü Doktrin:
1-Emperyalizmin boyunduruğundan kurtulmuş, Türklerin yönettiği, güçlü, kuvvetli bir Türk Devleti ister.
2-Bu güçlü devlet önce Anadolu Türklüğü'ne,insanca yaşayacakları bir Ülke yaratır. Eşsiz coğrafyasının verdiği avantajlarla, cennet vatanın bütün olanaklarını, Ulusungönençini, erkinliğini, egemenliğini sağlamak üzere "seferber" eder.
3-Atatürk bu hedefe varılması için gereken tüm politikaları üretmiştir.
4-Türkçü Devlet,diğer Türk devletleri ile kültürel,ekonomik,siyasi ilişkilerini ana hedefe yönlenecek şekilde planlar.Genç Türk Devletlerinin kalkınması,güçlü birer devlet olarak Dünya Devletleri arasına katılması için %100 Türk sermayesi,%100 Türk teknolojisi ilkesi ile hareket eder.
5-Yaşadıkları coğrafyalarda söz sahibi,tutarlı,her yönden çağdaş medeniyeti yakalamış Türk Devletleri, Kızıl Elma'nın ikinci safhasına hazır duruma gelmişlerdir.
Coğrafya bütünlüğü sağlandığında, Turan ilan edilecektir. 350 milyon Türkün ve bir o kadar da başka uluslardan insanların yaşadığı, üzerinde güneşin batmadığı bir ülke, Turan Ülkesi yaratılmış olacaktır.
Kızıl Elma Ülküsü'nün son amacı ise;
Türkler tarafından bütün halkların adilce ve kardeşçe yönetildiği bir dünya düzeni yaratmaktır.