Kınıklar, Selçuklular`ın kuruluşunda ve Anadolu`nun fethinde büyük rol oynadılar. On üçüncü yüzyılda kalabalık bir kitle halinde Suriye`de bulunan Türkmen grubu arasında, Kınıklar da bulunuyordu. Diğer boylarla birlikte Kınıklar da, Memluklar`ın yanında yer alarak Çukurova`nın fethine katıldılar. Çukurova`da, Ceyhan Irmağından Gavur Dağına kadar uzanan bölgede ve bugünkü Osmaniye kazası ile Ceyhan kazasının bir kısım topraklarını içine alan bölgede yurt tuttular.
On dördüncü yüzyılın son yarısında, Memluklarla araları açıldı. 1378`de üzerlerine gelen Memluk ordusunu, diğer Üç-oklu Türkmenlerle beraber yendiler. Fakat Memluklar, Üç-ok boyları arasına tefrika (bölünme) soktular. 1383`te Kınıklar, Yüreğirlere saldırdılar. Daha sonra, Kadı Burhaneddin`in ülkesinde kargaşalıklar çıkardılar. Bu hadiselerden sonra, Kınıkların adı, siyasi sahnede gözükmez oldu.
Kınıklar, Osmanlı fethinin ilk yıllarında toprağa bağlandılar. On dokuzuncu yüzyıla kadar, Çukurova`da Kınık adını taşıyan bir kaza vardı. Muhtemelen, bugünkü Toprakkale, eski Kınık Kalesi olmalıdır. Kalenin kuzey doğusunda yer alan kasabada, 1522`de iki mahalle, 1547`de beş mahalle vardı. Ayrıca, kazaya yetmiş beş köy ve mezra bağlı idi. Kınık kasabası ve köyleri, 17. yüzyılda harap oldu. On altıncı yüzyılda Halep`te, Ankara`da ve Aydın`da Kınık boyuna mensup toplulukların yaşadığı bilinmektedir. On yedinci yüzyılda, Sivas`ta da bir Kınık cemaatinin mevcudiyeti görülmektedir. Bugün Anadolu`da, Kınık adını taşıyan pek çok köy ve İzmir`e bağlı Kınık kasabası vardır.