John Anthony Frusciante 5 Mart 1970`de NYC`de doğdu. 1978`de anne ve babasının boşanması nedeniyle annesi ile birlikte Florida`ya ertesi sene de Santa Monica`ya taşındı. Kaliforniya eyaletine geçtikten sonra rock müzikle tanıştı. İlk dinlediği gruplar Kiss, Aerosmith ve Germs 11 yaşında onu gitar dersi alma isteğine kadar itti. Gitar dersi aldıktan sonra müziğin teknik yönüyle daha çok ilgilenmeye başladı ve daha 14 yaşındayken Jimi Hendrix, Jimmy Page, Jeff Beck gibi gitaristlere odaklanmaya başladı. 17 yaşında annesinden ve üvey babasından ayrılarak kendi evinde yaşamaya ve de günün 15 saati gitar çalışmaya başladı. Bu arada müzikal vizyonu giderek genişledi ve Red Hot Chili Peppers başta olmak üzere Led Zeppelin, Lou Reed, David Bowie, Frank Zappa gibi grup ve müzisyenler Frusciante için vazgeçilmez hale geldi.
Aynı yıl Red Hot Chili Peppers`ın o dönemki bateristi D.H. Peligro ile tanıştı. Peligro Frusciante`nin gitardaki yeteneğinin ve gruba olan sevgisinin farkına varınca Frusciante`yi grubun basçısı Flea(Michael Balzary) ile tanıştırmaya karar verdi. Aynı dönemde grubun gitaristi ve kurucularından, Flea`nın ve grubun vokalisti Anthony Kiedis`in liseden arkadaşı olan Hillel Slovak madde bağımlısı olmuş ve grupla olan çalışmalarına ara vermişti. Flea, Slovak`in yokluğuna Frusciante ile birlikte müzik yaptı ve Pretty Little Ditty adında bir şarkı kaydetti. Bu kayıttan birkaç ay sonra Slovak tüm tedavileri reddetmiş olduğundan uyuşturucudan öldü ve grup, gitaristini ve müzikal yeteneği en yüksek olan üyesini kaybetmiş oldu. Hillel Slovak Kiedis`e verdiği solfej dersleriyle nasıl şarkı söyleneceğini Flea`ya nasıl bas gitar çalınacağını öğretmiş olmakla beraber, Frusciante`nin son zamanlarında en sevdiği gitaristi olmuştur. Öyle ki Frusciante Slovak`ın sahnede gitarı ile yaptığı görsel hareketleri bile taklit etmeye başlamıştır.
Slovak`ın ölümüyle Flea, Frusciante de gördüğü ışığı değerlendirip kendisini gruba davet etmiştir. Bu arada Frusciante genç yaşta Flea ve Peligro ile olduğu gibi diğer müzisyenlerle de tanışmaya devam etti. Bob Forrest`in önderliğindeki Thelonious Monster adlı grup aynı dönemde Frusciante`nin kendi gruplarında gitar çalmasını istedi. Ancak Frusciante hiç düşünmeden Forrest`in değil Flea`nin çağırısını kabul etti. 18 yaşında gruba dahil olan Frusciante grubun diğer üyelerinden oldukça küçük olmasına rağmen müzikal açıdan hiçbir şekilde zorlanmadı ve 1989 yılında ortaya gruba katılmadan önce Flea ile Frusciante`nin yaptığı Pretty Little Ditty adlı şarkı da eklenerek Mother`s Milk adlı bir albüm çıktı. Bu albümle birlikte albümün tanıtımı amacıyla turnelere çıkmaya başlayan grup ünlü Prodüktör Rick Rubin tarafından keşfedildi ve bu kez “Warner Bros” müzik şirketi altında çalışmalarına devam etti. 1991 yılında Blood Sugar Sex Magik adlı yeni bir albümle tekrar piyasa çıkan grup, bu sefer tarihinin en yüksek başarısını yakaladı. “Give it Away” ve “Under the Bridge” adlı şarkılarına çektikleri videolarla dönemin en ünlü gruplarının önüne geçti. John Frusciante 21 yaşında yakaladığı bu başarıyla tüm eleştirmenlerin dikkatini çekmeye başladı. Albümden söz edilirken Frusciante`nin diğer grup üyeleriyle olan yaş farkından ve yeteneğinden de bahsedilmekteydi. Bu Frusciante`yi oldukça rahatsız etmeye başlamıştı. Mother`s Milk ile Blood Sugar Sex Magik albümleri arasındaki üç sene diğer müzisyenlerle de çalışmış Kristen Virgard`ın albümünde de gitar çalmıştı. Son albümlerinde artık Slovak`ın etkisinden kurtulup kendi tarzını ortaya koymak istiyordu ve bunu başarmıştı. Blood Sugar Sex Magik, Chili Pepper`sın funk rock müzik anlayışının yanında ilk defa melankolik melodilerin ve minör bütünlüğünün ortaya çıkışı idi. I could Have Lied, Breaking the Girl, Under the Bridge gibi şarkılar grubun “sahneye çıplak çıkan Kaliforniyalı sokak müzisyenleri” tanımına duygusallığı da eklemiş olması, aslında Frusciante`nin müzikalite özünün gruba eklenmesiyle ortaya çıkmıştır. Son albüm özellikle “Under the Bridge” adlı şarkının biranda inanılmaz bir şekilde ünlenmesiyle grubu bütün dünyaya tanıtmıştır. Frusciante`yi üzen şey ise tam olarak bu ün meselesidir. Hillel Slovak`ın grubu kurarken istediği şeyin ün değil yaptıkları müziği gerçekten anlayabilecek insanlarla paylaşmak olması ve grubun evrenselleşmeye başlaması Frusciante`yi oldukça rahatsız ediyordu. Bu dönemde uyuşturucu kullanmaya başladı. Grup üyerlerinin maddi açıdan kazandıklarını daha çok önemsemeleri Frusciante`yi agresifleştirmeye başladı. En sonunda 1992`deki Japonya turnesi sırasında, Kiedis ile hiçbir şekilde konuşmayan Frusciante`nin sahnede Flea yoluyla Kiedis`le iletişime girmeye başlaması ve tercih etmediği şarkıları çalmak zorunda kalması ile birlikte gruptan ayrıldığını medyaya belirtti.
Frusciante bu sırada kendini binlerce seyircinin önünde çalmaktan soyutladığı gruptan ayrılmasına rağmen hiçbir kırgınlığı olmayan Flea ile bir daha aynı sahneyi paylaşamayacak olması ve grubun gitarist Dave Navarro ile anlaşması sonucunda çelişkilerle dolu bir yaşam tarzı edindi, uyuşturucunun ve biranda kaybolan şöhretin yalnızlığında bir dönem müziğe ara verdi. Bu dönemde resim çizmeye ve kısa hikayeler yazmaya başladı. Resimlerini empresyonist ressamlarla paralel, tanımı ikinci planda bırakan, izlenim temalı, özün açılımı sırasında karşılaştığı çarpıklaşmalar üzerine yaptı. Kısa hikayelerini sadece kendi web sitesinde yayınladı. Bu arada sadece akustik gitarı ile besteler yapmaya ve şarkı sözleri yazmaya başladı. Görüşmeye devam ettiği arkadaşları Flea, Johnny Depp ve River Phoenix yaptığı kayıtları bir albümde toplamaya karar verdi ve o dönemde ve halen Red Hot Chili Peppers`ın prodüktörlüğünü yapan Rick Rubin sayesinde 1994`te “Niandra Lades and Usually Just a T-shirt” adlı albüm ortaya çıktı. Albümde bazı stüdyo manüplasyonları dışında tamamen Frusciante tarafından ortaya çıktı. Albüm çoğunlukla deneysel müziğin ve melankoliğin daha çok madde bağımlısı olan Frusciante`nin müzikal deneyimlerinin aksine ruhsal tematikliğini işleyen bir bütünlük içerisindeydi. Aynı dönemde Red Hot Chili Peppers yeni gitaristleri Dave Navarro ile birlikte “One Hot Minute” adında bir albüm çıkardı. Bu sırada kendini yakın çevresinden bile soyutlamaya başlayan Frusciante kız arkadaşından ayrıldı ve hayatını yalnız geçirmeye başladı. Uzun bir süre yalnız yaşadıktan sonra maddi sıkıntı çekmeye başladı ve uyuşturucu satın alıcak para bile bulamamaya başladı. Bu sırada “Niandra Lades and Usually Just a T-shirt” albümünde olduğu gibi bir albüm daha yaparsa ve konserler verirse para kazanabileceğini düşündü ve daha önceden kaydettiği şarkıları birleştirip “Smile from the Streets you Hold” adlı bir albüm çıkardı. Ancak Frusciante teknik açıdan müzikalitesini yitirmişti, ve Red Hot Chili Peppers`da icra ettiği müzikten çok uzak bir tarzda seyircisinin karşısına çıkmaya başladı. Konserler sırasında hayal kırıklığı yaratan performansı ile 18 yaşında büyük başarılara imza atmaya başlamış, 21 yaşında dünyaca ünlü bir gitarist olan Frusciante hayatında ilk defa başarısızlıkla yüzleşmişti. Böylece kendini soyutladığı dünyaya kendini biraz daha soyutlayabilmek için tekrar açılmak isteği suya düştü ve yakın bir dönemde hastaneye kaldırıldı. Bu arada Red Hot Chili Peppers yeni albümde bir türlü istedikleri başarıyı yakalayamadılar. Grup eski albümleri “Blood Sugar Sex Magik” adı altında adeta ezilmeye başladı. Bu durumun sonunda yeni gitarist Dave Navarro ile anlaşmazlıklar olmaya başladı. En sonunda Dave Navarro gruptan ayrıldı. Aynı zamanlarda Flea Frusciante`yi ziyaret etmeye başladı. Bir ziyaretinde Kiedis`le birlikte gittiler ve bu Frusciante için bir süprizdi. Normal bir insanın vücundaki kanın dörtte biri ile yaşam mücadelesi veren Frusciante birden Red Hot Chili Peppers üyelerinin maddi ve manevi yardımlarıyla karşılaştı ve mucizevi bir şekilde hayata döndü. Ancak Frusciante gitardaki tüm yeteneğini kaybetmişti. Bir dönem teknik yeteneklerine tekrar kavuşmaya çalışan Frusciante bu sefer yalnız kaldığı dönemde etkilendiği The Clash, Depeche Mode, Joy Division, The Cure, Fugazi gibi grupların matematiksel müziğe olan derinliği yönünde oldukça etkilenmişti. Böylece Frusciante`nin günümüze kadar uzanmış olan kendi tarzı tamamen ortaya çıktı ve müziğin sadeliğinde güzelliğe kavuşmanın çabasıyla Red Hot Chili Peppers ile yaptığı üçüncü albüm “Californication” ile grubu büyük bir başarıya taşıdı. “Otherside”,”Scar Tissue”,”Porcelain” gibi şarkılarda görüldüğü gibi sade ama zengin rifflerle grubun müzik anlayaşını “Blood Sugar Sex Magik” de olduğu gibi oldukça değiştirdi. Albüm bir yıl içerisinde tam 12 milyon adet satıldı ve bu Red Hot Chili Pepper`sın bugüne kadar yakaladığı en büyük başarıydı. Bu arada, bu albümle birlikte Frusciante ilk defa gruba arka vokaliyle eşlik etmeye başladı. Grubun bu başarısı üzerine Frusciante Slovak`ın müzik perspektifini kaybetmedi ve kendi müziğini solo albümleriyle icra etme kararı aldı. Böylece kendi müziğini gerçek hayranlarıyla maddi kaygı olmadan paylaşabilecekti. Californication albümünden iki sene sonra “To record only water for Ten Days” adlı albümle solo kariyerine bıraktığı yerden devam etmeye başladı. Bu albüm ilk iki albüme göre daha aydınlık ve daha teorik bir deneysellik içeren bir albümdü. Özellikle “Going Inside” ve “Moments Have You” adlı parçalar, son Chili Peppers albümüne çok paraleldi. Ancak “Ramparts” ve “Saturation” gibi parçalar da Frusciante`nin eski tarzının tamamen yokolmadığının göstergesi idi. Bu albümden bir yıl sonra 2002`de Red Hot Chili Peppers ile birlikte bir albüm daha çıkaran Frusciante(By the Way) yine büyük bir başarıya imza attı. Grup son on yıldır Blood Sugar Sex Magik ile yakaladıkları başarıları daha olgun bir müzik anlayışıyla devam ettirdi. Dosed, Warm Tape ve Minor Thing gibi şarkılar grubun daha önce icra etmediği kadar değişik ve derin şarkılardı. Bu albümün ardından Frusciante bu sefer yanına grubun davulcusu Chad Smith`i ve arkadaşı olan Bicycle Thief grubunun üyesi olan Josh Klinghoffer`i alarak The Mars Volta grubunun gitaristi Omar Rodriguez`in ve Flea`nın yardımlarıyla 2004`te “Shadows Collide With People” adlı albümü yayınlandı. Frusciante ilk defa birden çok müzisyenle birlikte çalışıp kendi adına bir albüm yaptı ve bu albümün popüleritesi diğer albümlere oranla oldukça yüksekti. Bu albüm oldukça geniş bir kitleye hitap ediyordu. Omission ve The Slaughter gibi klişe bir akor örgüsü üzerine kurmuş olduğu vokal ve klavye ağırlıklı parçalarının yanında “-00 Ghost 27”, “Failure 33 Object” gibi şarkılarında deneysellik ağırlıktaydı. Frusciante bu albümün ardından aynı sene içerisinde The Will to Death, The DC EP, Inside of Emptiness, A sphere in the heart of silience adlarında dört albüm yayınladı. Ayrıca yine aynı yıl Fugazi grubunun basçısı Joe Lally ve Klinghoffer`la birlikte Ataxia adında bir grup kurdu ve dört parçadan oluşan ilk albümünü yayınladı (Automotic Writing). Yani Frusciante 2004 senesi içerisinde tam 5 albüm yayınladı ve bir albümün içerisinde gitarist ve vokalist olarak yer aldı. 2005 yılında Curtains adlı albümü çıkardığı son albümdür. Bu albümün ardından Red Hot Chili Pepper`sın 2006 yılında çıkardığı Stadium Arcadium adlı albüm adına hazırlıklara başladı ve solo albüm projelerine ara verdi. John Frusciante, Chad Smith ve Deep Purple`ın eski basçısı Glenn Hughes`la birlikte kaydettikleri “Night in White Satin” parçasına yenilerini eklemek üzere Hughes`la çalışmalara devam ediyor. Bu seneki Red Hot Chili Peppers konserlerine alt grup olan çıkan The Mars Volta yeni albümünde John Frusciante`nin grubun gitaristi Omar Rodriguez kadar yer alıcağını açıkladı. Ayrıca 1993`te Johnny Depp`in yönettiği “Stuff” adlı filmin ve 2003`te Vincent Gallo`nun yönetip prodüktörlüğünü yaptığı “The Brown Bunny” adlı filmerin müziklerini yaptı. John Frusciante`nin bugüne kadar şarkılarını çaldığı ve söylediği müzisyen veya gruplar : Velvet Underground,Lou Reed,Roy Orbison,Beatles,Black Sabbath,David Bowie,Depeche Mode, Elton John,Jimi Hendrix,Nirvana,Joy Division,Syd Barett,Radiohead,Frank Zappa,Thelonius Monsters,T-Rex.emir.davarkan.