Jaguar

Kısaca: Jaguar Familyası: Kedigiller (Felidae). Yaşadığı yerler: Güney ve Orta Amerika’nın bataklık ve sazlık ormanlarında. Özellikleri: Etçil bir memeli. Tarçın renkli postu halka şeklinde siyah beneklerle süslüdür. Beneklerin ortasında siyah noktalar bulunur. İyi yüzücü ve ağaçlara tırmanıcıdır. Ömrü: 20 yıl kadar. Çeşitleri: 12 alt türü vardır. ...devamı ☟

Jaguar
Jaguar

Kedigiller ailesinden, Güney ve Orta Amerika’nın sık ve bataklık ormanlarında yaşayan etçil bir memeli. 180-220 cm boyunda, 90 cm yükseklikte, 60-120 kg ağırlığındadır. Kuyruk uzunluğu 75 santimetreye varır. Kısa ve parlak tüylü postu, sırt tarafta kahverengi ve sarımtrak olup, kara çemberler biçiminde beneklerle kaplıdır. Karın kısmı ise açık beyazdır. Amazon Vadisinde yaşayan siyah jaguarlar da vardı. Bunların benekleri ancak aydınlıkta görülebilir. Jaguar, leopara çok benzer. İkisinde de deri siyah halkalı beneklerle kaplıdır. Fakat jaguarın bu beneklerinin ortasında siyah bir veya bir kaç nokta bulunur. Ayrıca, jaguar yalnız Amerika kıtasında yaşar.

Çene ve pençeleri çok kuvvetli olan jaguar, sabırlı ve kurnaz bir avcıdır. Gündüzleri dinlenip akşam karanlığında genellikle su kenarlarında avlanır. Su üstüne uzanan dallara yatar, su içmeye gelen hayvanları saatlerce pusu kurarak bekler. İyi yüzücü olduğundan avını su içinde de takip eder. Su içinde tapir, alligator ve timsahları avladığı gibi, ağaçlarda daldan dala atlayarak maymunları da avlar. İnsan dahil çeşitli memelilerle beslenen korkunç, yırtıcı bir hayvandır. Öldürdüğü avını bir yere taşıyıp yer. Artanını da yumuşak toprağa gömerek saklar. Kayalık yerlerde ise meydana bırakır. Balık ve leş de yiyecekleri arasındadır.

Üreme mevsimi dışında yalnız dolaşmayı sever. Genellikle haziran ayında çiftleşir. Dişisi 110 gün kadar sonra gözleri kapalı 2-3 yavru doğurur. Yavrular 2-3 yıl içinde erginleşirler. Bunları küçükken evcilleştirmek mümkünse de, büyüyünce insanlar için çok tehlikeli olurlar.

Etimoloji





Yaşadığı yerler
Yaşadığı yerler
Jaguar kelimesinin etimolojisi tam olarak belli değildir. Bazı kaynaklar Güney Amerika Tupi dilinden Portekizce'ye geçtiğini belirtir. Başka bazı kaynaklar bu sözcüğün Guarani diline ait olduğunu savunur. Tupi dilindeki özgün ve tam isim jaguaradır ve aynı zamanda tüm etçil hayvanları tanımlamak için de kullanılır. Birleşik hali olan jaguareté sözcüğündeki -eté "gerçek" anlamına gelir.Guarani dilindeki yaguareté sözcüğü de "gerçek yırtıcı hayvan", "köpek gövdeli", ya da "yırtıcı köpek" diye farklı çevirilere sahiptir. İlk etimolojik raporlara göre jaguara sözcüğü "avını bir kerede öldüren hayvan" anlamına gelir ve bu bilgi birçok kaynakta bulunmaktadır. Ancak bu bilginin doğru olmadığı öne sürülmüştür. Birçok Orta ve Güney Amerika ülkesinde bu kediye el tigre ("kaplan") denir.

Panthera onca bilimsel adının ilk kısmının Yunanca pan- ("tüm") ve ther ("hayvan") sözcüklerinden türetildiği söylense de, bu da halk arasında yayılmış doğru olmayan bir etimolojik yorumdur. Panthera büyük olasılıkla Doğu Asya kaynaklıdır ve "sarımsı hayvan" ya da "beyazımsı sarı" anlamlarına gelir.

Onca sözcüğünün, hayvanın güçlü pençeleri nedeniyle "çengel" ya da "kanca" olduğu söylense de en doğru etimolojik yorum basitçe, hayvanın Portekizce ismi olan onçadan (on-sa) geldiğidir.

Taksonomi

Jaguar Panthera onca, Panthera cinsinin Yeni Dünya'daki tek temsilcisidir. DNA araştırmalarıyla elde edilen kanıtlara göre aslan, kaplan, pars, jaguar, kar parsı ve bulutlu pars ortak bir ataya sahiptir ve bu da yaklaşık altı ile on milyon yıl önceye dayanır. Fosil kayıtları, Panthera cinsinin 2 ile 3,8 milyon yıl önce ortaya çıktığını göstermektedir. Bulutlu pars (Neofelis nebulosa) genel olarak bu grubun başına konur. Diğer türlerin evrim ağacındaki konumu değişik çalışmalarda farklılık gösterir ve henüz çözülememiştir. Çalışmaların çoğu kar parsını Panthera cinsine katar, ya da Panthera uncia olması konusunda belirli bir ortak görüş yoktur.

Morfolojik kanıtlara dayanan Britanyalı zoolog Reginald Pocock, jaguarın daha çok pars ile bağlantılı olduğu sonucuna varmıştır. Ancak DNA kanıtları yetersizdir ve çalışmadan çalışmaya jaguarın konumu değişiklik gösterir. Avrupa jaguarı (Panthera gombaszoegensis) ve Amerika aslanı (Panthera atrox) gibi soyu tükenmiş Panthera türlerinin fosilleri incelendiğinde hem aslanların hem de jaguarların özelliklerini gösterdikleri görülür. Jaguar mitokondriyal DNA'sının analizi, türün ortaya çıkışını fosillerin belirttiğinden daha yeni bir tarih olan 280.000 ile 510.000 yıl öncesine dayandırmaktadır.

Coğrafi Tanım

Jaguar alttürlerinin en son betimlemesi 1939 yılında Pocock tarafından yapılmıştır. Pocock, coğrafi orijin ve kafatası morfolojisine dayanarak sekiz alttürü belirlemiştir. Ancak tüm alttürleri dikkatle inceleyebilmek için yeterli sayıda örneğe sahip olmaması nedeniyle önerdiği alttürlerin bir kısmı için şüphelerini belirtmiştir. Daha sonraları çalışmalarının değerlendirilmesi sonucu yalnızca 3 alttür önerilmiştir: P. o. onca, P. o. paraguensis ya da P. o. palustris, P. o. hernandesii

Çok iyi tanımlanmış alttürler oluşturma konusunda son yıllarda yapılan çalışmalar da başarısız olmuştur ve artık kabul görmemektedir. Larson (1997) jaguarın morfolojik değişikliklerini incelemiş, güneyde ve kuzeyde yaşayanlar arasında farklılık olduğunu göstermiştir. Ancak varolduğu ileri sürülen alttürler arasında, alttür olacak kadar büyük farklılıklar bulamamıştır. Eizirik ve arkadaşlarının 2001 yılında yaptıkları genetik bir çalışma, belirgin bir coğrafi alttür dağılımının olmadığını göstermiş, ancak Amazon Nehri gibi büyük coğrafi engellerin farklı popülasyonlar arasındaki gen alışverişini sınırladığını da ortaya koymuştur. Sonraki daha detaylı bir çalışma, Kolombiya'daki jaguarların tahmini popülasyon yapısını doğrulamıştır.

Pocock'un alttür sınıflandırması hala kedinin genel tanımları arasında belirtilmektedir. Seymore bunları üç alttürde gruplandırmıştır:

  1. Panthera onca onca: Venezuela'dan, Brezilya'nın Rio Grande do Sul nehrinin güney ve doğusuna kadar ve
    • P. onca peruviana: Peru sahili dahil olmak üzere.
  2. P. onca hernandesii: Batı Meksika ve ayrıca
  3. P. onca palustris ya da P. onca paraguensis: Paraguay ve kuzeydoğu Arjantin


Biyoloji ve davranış

Fiziksel nitelikler

Jaguar güçlü kaslara sahip bir hayvandır. Vücut ölçüleri önemli değişiklikler gösterir. Ağırlığı genellikle 56–96 kilogram arasında dolaşsa da 131–151 kilogram gelen daha iri jaguarlarla (dişi aslan ve kaplanların ortalama ağırlığına erişir) 36 kilogram gelen daha küçük jaguarlar da kaydedilmiştir. Dişiler genelde erkeklerden %10–20 daha küçüktür. Kedinin boyu 1,62–1,83 metre arasında değişir ve bu boya kuyruk 75 santimetre daha ekler. Omuz yükseklikleri 67–76 santimetre arasındadır.

Bölgeler ve habitatlar arasında boyut farklılıkları da ortaya çıkarılmıştır. Kuzeyden güneye gidildikçe boyut büyür. Meksika'nın pasifik sahilinde Chamela-Cuixmala Biyosfer Rezervi'nde jaguarlar üzerine yapılan bir çalışma yaklaşık bir puma boyutlarında yalnızca 30–50 kilogramlık jaguarların varlığını göstermiştir. Buna karşın Brezilya'da Pantanal bölgesinde yapılan bir çalışmada da ortalama jaguar ağırlığı olarak 100 kilogram bulunmuştur. Orman jaguarları açık alanda bulunan jaguarlara göre daha koyu renklerde ve daha küçüktürler. Bunun nedeni büyük bir ihtimalle ormanlık alanlarda büyük otçul avların daha az olmasıdır.

Kısa ve kalın bacak yapısı jaguarın iyi tırmanmasını, sürünerek ilerlemesini ve yüzmesini sağlar. Kafa sağlamdır ve çene aşırı bir şekilde güçlüdür. Jaguarların tüm kedigiller içinde en güçlü ve memeliler içinde de ikinci en güçlü çeneye sahip olduğu önerilmiştir. Bu güçlülüğün nedeni jaguarların kaplumbağa kabuklarını bile delecek kadar güçlü olmak için adaptasyonudur. Vücut oranına göre ısırma gücünün karşılaştırması jaguarı aslan ve kaplanın önünde, bulutlu parsın yanında en üst sıraya oturtmuştur. National Geographic dergisinin özel bir sayısı da jaguarın dünyanın en kuvvetli kedisi olduğunu önermiştir. Bir jaguarın, 300 kg'lık bir boğayı bile çenesiyle 8 metre sürükleyebileceği ve en ağır kemikleri bile ezebileceği bildirilmiştir. Jaguar cengel içinde 300 kilograma kadar olan hayvanları avlar, kısa ve kalın fiziksel yapısı avına ve çevresine göre geçirdiği adaptasyonun bir sonucudur.

Jaguarın postu asıl sarımsı kahverengi renkteyse de kızıl-kahverengiden siyaha kadar çeşitlilik gösterir. Kedinin kürkü cengel habitatında kamufle olabilmek için gül tarzı beneklerle kaplıdır. Post üstündeki benekler bir jaguardan diğerine farklılık gösterir, gül şeklindeki benekler farklı tipte bir ya da birkeç benek içerebilir. Genellikle kafa ve boyundaki benekler dolu, boşluk olmayan beneklerdir. Kuyruk bölgesinde de aynı şeklde olan benekler birleşerek bir kuşak haline gelir. Göbek, boyunaltı ve ayakların dış yüzleri ile aşağı yanlar beyazdır.

Bu türde melanizm diye bilinen durum oluşur. Melanizme sahip tip benekli tipten daha az yaygındır. Güney Amerika bölgesinde yüzde altılık bir oran bildirilmiştir. Melanizm baskın allelin sonucudur. Melanizm olan jaguarlar tamamen siyah görünseler de yakından incelendiğinde benekler hala görülebilirdir. Melanizmi olan jaguarlar halk arasında kara panter olarak bilinse de ayrı bir tür oluşturmazlar. Bazen beyaz panter diye adlandırılan nadir görülen albino bireyler, diğer kedilerde olduğu gibi jaguarlar arasında da görülür.

Jaguar parsa çok benzer ama daha kısa ve kalın yapısı vardır. İki hayvan, postlarının üzerindeki gül şeklindeki beneklerden ayırtedilebilirler. Jaguarın benekleri sayıca daha az ve büyüktür. Genelde koyu renklidir ve kalın çizgili beneklerin ortasındaki küçük benekler parsda bulunmaz. Jaguarın kafası daha yuvarlaktır, daha kısa ama kalın bacakları vardır.

Üreme ve yaşam çevrimi

Dişi jaguarlar cinsel olgunluğa yaklaşık iki yılda gelirken erkek jaguarlar üç ya da dört yıl sonra ulaşırlar. Doğal ortamında kedinin yıl boyunca çiftleştiği sanılmaktadır ancak av arttığında doğumların sayısı da artış gösterir. Esaret altındaki erkek jaguarlarda yapılan çalışma yıl boyunca çiftleşme varsayımını destekler. Semen özellikleri ve boşalma kalitesinde mevsimsel değişikliklere rastlanmamış ancak esaret altında üreme başarısının düşük olduğu gözlemlenmiştir. Dişilerin adeti 37 günlük çevrimin içinde 6–17 gün sürer ve dişiler idrar ile bıraktıkları koku ve daha yüksek ses tonu ile çiftleşmeye hazır olduğunu bildirir.

Eşler çiftleştikte sonra ayrılır ve yavruların bakımını dişi yapar. Hamilelik 93-105 gün arası sürer ve dişi sıklıkla iki bazen de dörde kadar varan sayıda yavrular. Yavrular doğduktan sonra anne erkeklerin etrafta dolaşmasına izin vermez. Kaplanlarda da görülen bu davranış yavru yamyamlığını önlemek içindir.

Gözü kapalı doğan yavrular iki hafta sonra gözlerini açar. Üç ayda sütten kesilen yavrular anneleriyle birlikte ava çıkmadan önce altı aylık olana kadar inlerinen ayrılmaz. Yavrular bir ile iki yıl arasında anneleriyle birlikte kaldıktan sonra kendilerine ait bir bölge oluşturmak için ayrılırlar. Genç erkekler önceleri göçmendir ve yaşlı erkeklerle kendilerine ait bir bölge oluşturana kadar itişip kakışırlar. Doğal yaşam alanlarında jaguarların yaşam süresi 12 yıl civarındadır. Esaret altında 23 yıl kadar yaşadıkları görülmüştür ki bu onları en uzun yaşayan kedilerin arasına sokar.

Sosyal yapı

Kedilerin çoğunluğu gibi, anne-yavru gruplarının dışında jaguar tek başına dolaşır. Erişkinler genelde kur yapmak ve çiftleşmek için biraraya gelir ve kendilerine geniş bölgeler ayırırlar. Dişilerin 25 ile 40 km2 lik bölgeleri birbirini kesebilir ama hayvanlar genellikle yüzyüze gelmekten kaçınır. Erkeklerin bölgeleri av ve yeterli alan durumuna göre yaklaşık iki katı yer kaplar ve birbirini kesmez. Pençe izleri, idrar ve dışkı bölgeyi belirlemek için kullanılır.

Diğer büyük kediler gibi jaguar da kükreyebilir. Genellikle, bölge ve eş için rakiplerini uyarmak amacıyla kükrerler. Doğal yaşam yerlerinde bireyler arasında karşılıklı kükremeler gözlemlenmiştir. Kükremeleri tekrar eden bir öksürüğe benzer ve bazen miyavlama ile homurdanma sesleri de çıkarırlar. Çok nadir de olsa erkekler arasında çiftleşme nedeniyle kavga çıkabilir ama genellikle saldırgan davranışlarda bulunmadıkları gözlemlenmiştir. Çıkan kavgalarda anlaşmazlık konusu genellikle bölge hakimiyetidir. Bir erkeğin bölgesi içinde iki ya da üç dişinin bölgesi yer alır ama başka bir erkeğin girmesine tahammül edemezler.

Jaguar genellikle gece hayvanı olarak tanımlanırsa da daha çok yarı karanlıkta (gündoğuşundan önce ve günbatışından sonra) aktiftir. Erkekler de dişiler de avlanır ama erkekler daha büyük bölgede olduklarından her gün daha çok yol katederler. Av olduğu takdirde jaguar gündüzleri de avlanabilir. Zamanının %50-60'ını aktif olarak geçiren jaguar oldukça enerjik bir kedidir. Bulunması zor olan jaguarın doğal yaşam alanlarına kolay erişilemediğinden, gözlemlenmesi oldukça zor bir hayvandır.

Avlanma ve beslenme

Tüm kediler gibi jaguar yalnızca et ile beslenen bir etçildir. Fırsatçı bir avcıdır ve 85'e yakın türü avlar. Jaguar büyük avları tercih eder ve geyik, tapir, pekari, köpek ve kaymanları bile avlar. Ancak kedi, kurbağa, fare, kuş, balık, ve evcil hayvan gibi yakalayabildiği her türlü hayvanı yiyebilir.

Jaguar Panthera cinsinde yaygın olan derin ısırık ve boğma tekniğini kullansa da kediler arasında istisna teşkil eden kendine has bir öldürme yöntemini tercih ederek, köpekdişleriyle avının kulakları arasından şakak kemiklerini ısırarak doğrudan beynini deler. Emmons (1987) bu tekniğin Pleistocene dönemin sonunda türlerin yokolması ve jaguarların temel avlarının kaplumbağa olması nedeniyle kaplumbağa kabuklarını kırarak açabilmek için bir uyum sağlama olduğunu önermiştir. Kafatası ısırığını memeliler için uygulayan jaguar, cayman gibi avlarda ise arkaya sıçrayarak omuriliğine zarar verdiği avını hareketsizleştirir. Kaplumbağa kabuğunu kırabilecek güçte olsa da, kabuğun içindeki etleri sıyırarak da yiyebilir. Köpek gibi avlarda ise kafatasını kırabilecek bir pençe darbesi yeterli olur.

Jaguar eğer sürek avındaysa, avını izleyip pusuya düşürür. Orman patikalarında yavaşça dolanarak pusuya düşürmeden ve saldırmadan önce avını dinler ve izler. Jaguar saklandığı yerden ve genelde hedefinin ölü noktasından çevik bir sıçrayışla saldırır. Türün pusu yetenekleri, hem yerliler hem de saha araştırmacıları tarafından hayvanlar dünyasında eşine pek rastlanmayan bir yetenek olarak görülür. Pusu yeteneği büyük bir ihtimalle çok farklı ortamlarda süper avcı olmanın geliştirdiği bir yetenektir. Pusuda avın arkasından suya sıçramak da yer alır. Yüzerlerken çok rahat bir şekilde avlarını öldürebilirler. Öyle kuvvetlidirler ki genç bir inek ölüsünü dahi bir ağacın üzerine çıkarabilirler.

Avını öldürdükten sonra cesedini çalılığa ya da gözden uzak başka bir noktaya taşır. Avını karnından değil de boyun ve göğsünden yemeye başlar. Kalp ve ciğerlerden sonra omuzlarını yer. Türün 34 kilogramlık en zayıf üyelerinin günlük besin gereksinimlerinin 1,4 kilogram olduğu tahmin edilmiştir. 50-60 kilogram arasında esaret altındaki hayvanlar için günlük besin miktarı olarak 2 kilogramdan fazla et önerilmektedir. Doğal ortamlarında bu değer değişkenlik gösterir çünkü avının yakalanması ve öldürülmesinde önemli ölçüde enerji harcayan yırtıcı kedi bir kerede 25 kilogram et yedikten sonra açlık dönemine girer.

Ekoloji

Dağılım ve habitat

Fosil incelemelerine göre jaguar iki milyon yıllık bir yaşa sahiptir ve Pleistosen döneminde Bering kara köprüsünden geçtiğinden beri bir Amerikan kedisidir. Panthera onca augusta adı verilen en yakın atası günümüzdeki kediden daha büyüktür. Günümüzdeki dağılımı Meksika'dan Orta Amerika'ya ve Breziya Amazonu'nun büyük bir kısmı dahil olmak üzere Güney Amerika'ya uzanır. Bu dağılım içinde kalan ülkeler ABD, Arjantin, Belize, Bolivya, Brezilya, Ekvador, Fransız Guyanası, Guatemala, Guyana, Honduras, Kolombiya,Kosta Rika, Meksika, Nikaragua, Panama, Paraguay, Peru, Surinam, ve Venezuela yer alır. El Salvador ve Uruguay'daki jaguar soyu tükenmiştir.

Listeye ABD'nin eklenmesinin sebebi güneybatıda özellikle Arizona, New Mexico ve Teksas'da görüldüğü bildirilen jaguarlardır. 1990'ların başında, jaguarların yaşam alanları Güney Kaliforniya ve batı Teksas'a kadar kuzeye uzanıyordu. Jaguarlar, "Tehdit altındaki türler yasası" ile ABD'de koruma altına alınmış ve postu için hayvanların avlanması yasaklanmıştır. 2004 yılında doğal yaşamı koruma memurları Arizona'nın güneyinde jaguarları görüntülediler. Arizona'da sürekli bir popülasyonun yaşaması için yeterli bir av miktarı, öldürülmekten korunmaları ve Meksika'daki popülasyon ile bağlantılarının sağlanması gereklidir.

Türün tarihsel dağılımına Amerika Birleşik Devletleri'nin güney kısmının tamamına yakını, güneyde de Güney Amerika kıtasının hemen hemen tamamı dahildir. Toplamda kuzey sınırı 1.000 km, güney sınırı da 2.000 km gerilemiştir. 40 milyon ile 11,5 milyon yıl öncesine ait Buz Çağı'ndan kalma jaguar fosilleri Missouri'ye kadar kuzeydeki bazı kazı alanları da dahil olmak üzere farklı yerlerde günyüzüne çıkarılmıştır. Fosiller, günümüzdeki ortalama ağırlıktan oldukça fazla olan 190 kilogramlık jaguarların varlığını ortaya çıkarmıştır.

Kedinin habitatına Güney ve Orta Amerika'nın yağmur ormanları, kısmen sel altında kalan açıklık sulak araziler, ve kuru otlaklar dahildir. Jaguar, bunların arasında en çok yağmur ormanlarını tercih eder. Kedi, Arjantin pampaları, Meksika'nın kurak düzlükleri ve güneybatı ABD gibi kuru habitattaki yerini çok hızlı kaybetmiştir. Kedi tropik, subtropik ve kuru yaprakları dökülen ormanlara yayılmıştır. Su ile birarada düşünülen jaguar genellikle nehir kenarlarında, bataklıklarda ve avlarını izlemeye yarayan yoğun yağmur ormanlarında yaşarlar. Jaguarlar 3.800 metre kadar yüksek rakımlarda da bulunur ama genellikle dağ ormanlarını tercih etmezler ve orta Meksika'nın yüksek platoları ile And dağlarında bulunmazlar.

Ekolojik rolleri

Jaguar bir süper avcıdır, yani besin zincirinin en üstünde yer alır ve onu avlayan başka bir tür yoktur. Jaguar ayrıca kilittaşı tür olarak otçul ve tanecil hayvanların popülasyonlarını kontrol ederek orman sisteminin yapısal bütünlüğünü sağlar. Ancak jaguar gibi türlerin ekosistemler üzerinde tam olarak ne gibi bir etkisi olduğunu belirlemek oldukça zordur çünkü türün olmadığı ve bulunduğu bölgelerden veri toplamak ve insan aktivitesinin etkisini dikkate almak gerekir. Genel olarak kilit türlerin eksikliğinde orta büyüklükteki avcı türlerinin popülasyonunun arttığı ve bunun da birbirini izleyen negatif etkileri olduğu düşünülür, ancak saha çalışmaları bunun doğal bir değişiklik olacağını ve popülasyon artışlarının süreklilik arzetmeyeceğini göstermiştir. Dolayısıyla kilit tür varsayımı tüm bilimadamları tarafından desteklenmez.

Jaguarların diğer avcılar üzerinde de etkisi bulunur. Jaguar ve Amerika kıtasındaki ikinci büyük kedi puma, sıklıkla simpatriktir (aynı bölgeyi paylaşan birbiriyle bağlantılı türler) ve sıklıkla beraber incelenmişlerdir. Jaguar ile simpatrik olan pumalar genelde daha küçüktürler çünkü büyük avları jaguar, küçük avları da puma aldığından, bu pumalar normalden küçük kalırlar. Bu durum pumaların yararınadır. Küçük avlar dahil olmak üzere daha geniş av seçenekleri olan pumalar insanların değiştirdiği doğada jaguarlara karşı daha dayanıklıdırlar. Her iki tür de neredeyse tehdit altındaki tür olarak ilan edilmelerine rağmen puma önemli ölçüde daha büyük bir dağılıma sahiptir.

Korunma durumu

Jaguar, Doğa ve Doğal Kaynakların Korunması için Uluslararası Birlik tarafından neredeyse tehdit altındaki tür olarak değerlendirilmiş olup yakın gelecekte soyu tükenme tehdidi altına girebilir. Tarihsel kuzey yerleşim alanlarını hemen hemen kaybetmesi, şu anda bulunan yerlerde bölünmelerin artması bu durumun seçilmesinde etken olmuştur. Jaguar popülasyonu günümüzde azalmaktadır. Wildlife Conservation Society (Vahşi Yaşamın Korunması Topluluğu) tarafından yaptırılan detaylı çalışmalar sonucunda jaguarın tarihsel yaşam alanlarının %37'sini kaybettiği, %18'inde de durumunun ne olduğunun bilinmediği ortaya çıkarılmıştır. Ancak geriye kalan yaşam alanlarında, özellikle Amazon havzasında ve buraya komşu olan Gran Chaco ile Pantanal'da uzun dönem hayatta kalma olasılığı, umut verici bir şekilde, %70 olarak belirlenmiştir.

Jaguar için önemli riskler; habitatının olduğu ormanların yokedilmesi, insanlarla yiyecek için olan rekabet ve besledikleri hayvanları avlayan kedileri öldüren çiftçilerdir. Bir kere alıştıktan sonra jaguarların beslenmesinin önemli bir kısmını büyükbaş hayvanlar oluşturur. Otlak yapmak için arazi açılması, tür için tehdit unsuru olsa da Güney Amerika'ya ilk kez büyükbaş hayvanlar getirildiğinde bu yeni avdan faydalanan jaguarların başlangıçta popülasyonu artmış olabilir. Beslenen hayvanları çok sık avlamaları nedeniyle çiftlik sahipleri sürekli çalışan jaguar avcıları kiralamıştır ve jaguarlar görüldükleri yerde öldürülürler.

Jaguar Nesli Tehlike Altında Olan Yabani Hayvan ve Bitki Türlerinin Uluslararası Ticaretine İlişkin Sözleşme'nin 1. maddesi ile korunmaktadır: Jaguar ya da herhangi bir parçasının uluslararası ticareti yasaklanmıştır. ABD, Arjantin, Fransız Guyanası, Honduras, Kolombiya, Nikaragua, Panama, Paraguay, Surinam, Uruguay ve Venezuela'da avlanmaları yasaklanmıştır. Brezilya, Guatemala, Kosta Rika, Meksika ve Peru'da avlanma yalnızca sorun çıkaran hayvanlarla sınırlandırılmış iken Bolivya'da jaguar avı hala serbesttir. Ekvador ve Guyana'da tür herhangi bir koruma altında değildir.

Süregelen korunma çabalarının içinde çiftçilerin bilgilendirilmesi ve ekoturizmin gelişmesine yardımcı olunması yer alır. Jaguar genel olarak "şemsiye tür" olarak tanımlanır yani yaşadığı yer ve habitat gereksinimi öyle geniştir ki onun korunma altında olmasıyla birçok küçük tür de korunacaktır. Korunma örgütleri, jaguara birbirine bağlı habitat sağlamaya çalışarak diğer türlerin de bu korunmadan yararlanması için çalışır.

Türün yaşadığı alanların tamamına ulaşılamadığı için (orta Amazon bölgesi gibi) sayılarını tahmin etmek zordur. Araştırmacılar genel olarak özel biyobölgeler üzerine yoğunlaşır ve tür genelinde bir analize pek rastlanmaz. 1991 yılında Belize'de 600 ile 1.000 hayvanın yaşadığı tahmin edilmiştir. Bir yıl öncesinde Meksika'nın 4.000 km2 lik Calakmul Biyosfer Rezervi'nde 125 ile 180, Chiapas eyaletinde de 350 hayvanın yaşadığı tahmin edilmiştir. Guatemala'daki 15.000 km2 lik komşu Maya Biyosfer Rezervi'nde 465 ile 550 hayvan olabilir. GPS-telemetrisi kullanılan 2003 ve 2004 yıllarındaki çalışmalarda kritik Pantanal bölgesinde 100 km2 de altı ile yedi jaguar bulunduğu görülmüştür (bu sayı, geleneksel yöntemlerle yapılan bir çalışmada 10 ile 11 olarak hesaplanmıştı). Buradan anlaşılan, çoğunlukla kullanılan örnekleme yöntemlerinin kedilerin gerçek sayısını abarttığıdır.

Mitolojide ve kültürde

Mezoamerikan kültürü

Jaguar, uzun çağlar boyunca Orta ve Güney Amerika'da gücün ve kuvvetin sembolü olmuştur. Kolomb öncesi Mezoamerika kültürünün kaynaklandığı Olmek kültüründe belirgin bir "jaguaradam" kavramı gelişmiştir. Stilize jaguar ve jaguara benzeyen insan figürleri ve heykelleri bulunur. Daha sonraki Maya uygarlığında jaguarın ölüler ile yaşayanlar arasındaki iletişimi kolaylaştırdığına ve kraliyet ailesini koruduğuna inanılırdı. Mayalar bu güçlü kedileri ruhsal dünyadaki dostları olarak görmüş ve krallarına içinde jaguar sözcüğü geçen resmi adlar vermiştir. Aztek uygarlığı, yönetenlerin ve savaşçıların sembolü olarak jaguar imajını paylaştı ve jaguar güçlü tanrı Tezcatlipoca'nın totem hayvanı olarak görüldü.

Çağdaş kültür

Jaguar çağdaş kültürde sıklıkla karşılaşılan bir semboldür. Guyana'nın resmi hayvanıdır ve ülke armasında yer alır. Çok sıklıkla ürün adı olarak kullanılan jaguar en çok lüks araba markası olarak tanınır. 1960'ların başında Fender Müzik Aletleri sörf müziği yapanlara yönelik Jaguar adını verdikleri bir elektrogitar modelini üretti.

Kaynaklar

Vikipedi

Jaguar

1. anlamı jaguar.

Jaguar

Jaguar İngilizce anlamı ve tanımı

Jaguar anlamları

  1. (noun) A large and powerful feline animal (Felis onca), ranging from Texas and Mexico to Patagonia. It is usually brownish yellow, with large, dark, somewhat angular rings, each generally inclosing one or two dark spots. It is chiefly arboreal in its habits. Called also the American tiger.

Jaguar tanım:

Kelime: jag·uar
Söyleniş: 'ja-"gwär, -gy&-"wär, -gw&r, esp British 'ja-gy&-w&r
İşlev: noun
Kökeni: Spanish yaguar & Portuguese jaguar, from Guarani yaguara & Tupi jaguara
: a large cat (Panthera onca syn. Felis onca) chiefly of Central and So. America that is larger and stockier than the leopard and is brownish yellow or buff with black spots
[jaguar illustration]

Jaguar ile eşanlamlı (synonym) kelimeler

Panther,

Jaguar

İngilizce Jaguar kelimesinin İspanyolca karşılığı.
s. jaguar, tigre, yaguar

Jaguar

İngilizce Jaguar kelimesinin Fransızca karşılığı.
n. jaguar, mammifère carnassier d'Amérique du Sud, voisin de la panthère

Jaguar

İngilizce Jaguar kelimesinin Almanca karşılığı.
n. Jaguar (Automarke); gefleckte Raubkatze (Zoologie)

Jaguar

İngilizce Jaguar kelimesinin İtalyanca karşılığı.
s. (Zool) giaguaro

Jaguar

İngilizce Jaguar kelimesinin Portekizce karşılığı.
s. jaguar (animal de presa)

Jaguar

i. jaguar

Jaguar

Fransızca Jaguar kelimesinin İngilizce karşılığı.
(m) n. jaguar, large carnivorous member of the cat family which has a yellowish-brown coat marked with black spots (common to tropical America)

Jaguar

Almanca Jaguar kelimesinin İngilizce karşılığı.
n. large carnivorous member of the cat family which has a yellowish-brown coat marked with black spots (common to tropical America)

Jaguar

Portekizce Jaguar kelimesinin İngilizce karşılığı.
n. jaguar

Jaguar

İspanyolca Jaguar kelimesinin İngilizce karşılığı.
[jaguar (m)] n. jaguar, large carnivorous member of the cat family which has a yellowish-brown coat marked with black spots (common to tropical America)

Jaguar

Türkçe Jaguar kelimesinin İngilizce karşılığı.
n. large carnivorous member of the cat family which has a yellowish-brown coat marked with black spots (common to tropical America)
n. jaguar, large carnivorous member of the cat family which has a yellowish-brown coat marked with black spots (common to tropical America)
n. Jaguar, type of British-made luxury car

Jaguar

Flemenkçe Jaguar kelimesinin İngilizce karşılığı.
n. jaguar, leopard

Jaguar

İngilizce Jaguar kelimesinin Flemenkçe karşılığı.
zn. jaguar (roofdier)

Jaguar

n. large carnivorous member of the cat family which has a yellowish-brown coat marked with black spots (common to tropical America)
n. jaguar, large carnivorous member of the cat family which has a yellowish-brown coat marked with black spots (common to tropical America)
n. Jaguar, type of British-made luxury car

Jaguar

Flemenkçe Jaguar kelimesinin Fransızca karşılığı.
(zoölogie) jaguar (m)

Jaguar

Fransızca Jaguar kelimesinin Flemenkçe karşılığı.
(zoologie) jaguar (m)

Jaguar

kedigillerden, orta ve güney amerika' da yaşayan, postu iri benekli bir memeli türü (felis onca).

Jaguar

Fransızca Jaguar kelimesinin Almanca karşılığı.
n. jaguar

Jaguar

Fransızca Jaguar kelimesinin İtalyanca karşılığı.
(zoologie) giaguaro (m)

Jaguar

Fransızca Jaguar kelimesinin Portekizce karşılığı.
(zoologie) jaguar (m)

Jaguar

Fransızca Jaguar kelimesinin İspanyolca karşılığı.
(zoologie) jaguar (m)

Jaguar

Fransızca Jaguar kelimesinin Türkçe karşılığı.
[le] jaguar

Jaguar

Almanca Jaguar kelimesinin Fransızca karşılığı.
n. jaguar (m)

Bu konuda henüz görüş yok.
Görüş/mesaj gerekli.
Markdown kullanılabilir.

Jaguar Resimleri