Kasım 1918`de İzmir`in önde gelen tüccarları Moralızade Halit ve Nail Beyler ile arkadaşlarınca kuruldu. Ama İttihat ve Terakki`nin güçlü olduğu merkezlerden biri olan İzmir`de Mondros Mütarekesi`nin hemen ardından örgütlenmeye gidilmesi sakıncalı bulunabileceği için, kuruluş bildirgesi ancak 1 Aralık`ta vilayete verilebildi. Örgütün etkin bir yapıya kavuşması, Nurettin Paşa`nın İzmir`e vali olarak atanmasından sonra gerçekleşti. Ocak 1919`da bu dönemde kurulmuş bir başka örgüt olan Heyet-i İlmiye`yle birleşti.
İzmir Müdafaa-i Hukuk-ı Osmaniye Cemiyeti, daha çok diplomatik etkinliklere ağırlık verdi. İlk iş olarak İstanbul`a bir kurul gönderildi ve Sadrazam Tevfik Paşa ve İtilaf Devletleri yüksek komiserleri ile ilişki kurulmaya çalışıldı. Amaç, Paris Barış Konferansı`na (1919) katılma olanağını elde ederek büyük devletleri ikna etmek ve İzmir`in Yunanlılarca işgalini önlemeye çalışmaktı. İzmir`den İstanbul`a gönderilen kurula yalnızca öteki devletlerin saf dışı bırakmaya çalıştıkları İtalya`nın yüksek komiseri Kont Sforza yakınlık gösterdi; kurul, İzmir`in yakında Yunanlılarca işgal edileceğini de ondan öğrendi. Bu arada sağlanan bir İtalyan gemisiyle Avrupa`ya bir yolculuk hazırlıklarına girişildiyse de, örgüt içinde patlak veren bir anlaşmazlık nedeniyle bu yolculuktan vazgeçildi.
Yunan işgalinin yaklaşması ve bu konudaki söylentilerin artık gizlenemez duruma gelmesi üzerine, İzmir Müdafaa-i Hukuk-ı Osmaniye Cemiyeti Mart 1919`da bir kongre düzenledi. Çevre kent ve kasabalardan delegelerin de katıldığı bu kongrede İzmir`in nüfusunun çoğunluğunu Türklerin oluşturduğunu hatırlatan ve işgal söylentilerini kınayan bir uyarı bildirisi hazırlandı ve bu bildiri Barış Konferansı`nın toplandığı Paris`e iletildi. Örgüt çalışmalarını Haziran 1919`a değin İzmir`de sürdürdü. Daha sonra, Alaşehir Kongresi`nde alınan bir karar gereğince merkezini İstanbul`a taşıdı. İstanbul`un işgalinden sonra çalışmalarına son verdi.
türk-tarihi-taslak