- Birinci tekil şahıs:
- defter - im
- silgi - m
- İkinci tekil şahıs:
- defter - in
- silgi - n
- Üçüncü tekil şahıs:
- defter - i
- silgi - si
- Birinci çoğul şahıs:
- defter - imiz
- silgi - miz
- İkinci çoğul şahıs:
- defter - iniz
- silgi - niz
- Üçüncü çoğul şahıs:
- defter - leri
- silgi - leri
İki ayrı sözcük üzerinde gösterdiğimiz ekler iyelik ekleridir. Görüldüğü gibi eklendiği isimlerin kime ait olduğunu bildiriyorlar. İyelik eklerinin değişik işlevleri vardır. Bunlardan önemli olanları açıklayalım.
- Belgisiz sıfatların, belgisiz zamir durumuna dönüşmeleri sırasında, düşen ismin yerine iyelik eki getirilir.
- Bazı öğrenciler gelmedi.
- Bazıları gelmedi.
- Yer bildiren zamirlerde kullanılır.
- Burası çok sıcak.
İsim tamlaması yapar.
- Sıfat görevinde bulunan bazı sözcüklerde bulunur. Ancak bu durumda iyelik eki olma özelliğini tamamen kaybeder:
- Güzelim memleketi ne hale getirdiler.
- O canım ağaçları kesmişler.
İyelik eklerini benzer eklerle karıştırmamak gerekir.
- Kitab - ı geri verdim.
- "Kitab - ı çok değerlidir onun."
- Cümlelerinde altı çizili eklerin şekil olarak aynı olduklarını görüyoruz. Bunlardan hangisinin iyelik eki olduğunu hangisinin olmadığını anlamak için sözcüğe "kimin" sorusunu soralım. İyelik ekleri aitlik bildirdiğinden bu soruya cevap verecektir. Buna göre “Kimin kitabı?” diye sorduğumuzda ikinci cümlenin cevap verdiğini ve “Onun kitabı kayboldu.” şeklinde söylenebildiğini görüyoruz. Öyleyse "- ı" eki ikinci cümlede iyelik eki, birinci cümlede ise "Neyi aldı?" sorusuna cevap verdiğinden "-i" hal eki olarak kullanılmıştır.
- "Öğretmenim beni severdi."
- Öğretmenim artık ben de.
- Cümlelerinde de benzer ekleri görüyoruz. Hangisinin iyelik eki olduğunu aynı yöntemle bulalım. “Kimin öğretmeni?” sorusuna sadece birinci cümle cevap verir ve “Benim öğretmenim.” şeklinde söylenebilir. İkinci cümle ise öğretmen isminin ait olduğu kişiyi bildirmez. Bu cümleyi ancak “Ben öğretmenim.” şeklinde söyleyebiliriz; aitlik değil oluş bildirir.