İstiklal Marşı ve Açıklaması

Kısaca: Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;O benimdir, o benim, milletimindir ancak.Mehmet Akif, Türk milletine cesaret ve tahammül aşılamak için ve onda bulunan duyguları harekete geçirmek için, şiirine korkma sözüyle başlıyor. ...devamı ☟

Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;

Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.

O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;

O benimdir, o benim, milletimindir ancak.

Mehmet Akif, Türk milletine cesaret ve tahammül aşılamak için ve onda bulunan duyguları harekete geçirmek için, şiirine korkma sözüyle başlıyor. Bayrak bir milletin geleceğinin ve bağımsızlığının sembolüdür. Bayrağın sönmesi Türk milletinin istiklalini kaybetmesidir. Şair ülkemizde tek bir insan kalana kadar bu vatanı savunacağımızı belirtiyor. O halde en son Türk bireyi son nefesini vermeden Türk istiklal ve bağımsızlığını yok etmek, Türk bayrağını söndürmek mümkün değildir. Zira bayrağımız milletimizin yıldızıdır. Bayrağın kaderi ile milletimizin kaderi birbirine bağlıdır. Bayrak bizimdir, biz yaşadıkça onu elimizden kimse alamaz.Türk milletinin bütün fertlerini öldürmedikçe bağımsızlığını kimse yok edemez.

Çatma, kurban olayım çehreni ey nazlı hilal!

Kahraman ırkıma bir gül! Ne bu şiddet, bu celal?

Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helal...

Hakkıdır, Hak’a tapan milletimin istiklal!

Şair, ikinci kıtada bayrağımızın o zaman ki kırgın, küskün, öfkeli halini dile getiriyor. Türk vatanının bazı parçaları, işgal edilmiştir. Bu yüzden bazı bölgelerde bayraklarımız indirilmiş, yerine düşman bayrakları asılmıştır. Kaş çatmak, öfke halini ifade eder. Kaş ayrıca, edebiyatımızda hilale benzetilir. Sevgilinin kaşları daima hilal şeklinde gösterilmiştir. Bayraktaki hilal de tıpkı nazlı bir sevgilinin kaşı gibi çatılmıştır. Kahraman Türk milletini üzmektedir. Türkün beklediği, özlediği gülen bir bayraktır.Türk bayrağının gülmesi göklerde dalgalanmasıdır. Bir aşığın sevgilisinden güler yüz beklemesi gibi bağımsızlığa aşık Türk milleti de özgürlüğün sembolü olan bayraktan gülmesini beklemektedir. Bu milletimizin en doğal hakkıdır. Çünkü, Türkler bağımsızlıkları ve bayrakları uğruna pek çok kan dökmüşlerdir. Bu kanları bayrağa helal etmeleri için onun da nazlanmayı bırakıp, göklerde dalgalanması gerekir. Türk milleti daima Allah’a inandığı için özgürlük onun hakkıdır.

Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım.

Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaştım!

Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarim.

Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.

Şair “ben” diyor.(Ancak kastettiği mana aslında bizdir Türk milleti adına konuşmaktadır) Türk milleti ezelden beri hür yaşamıştır,hür yaşayacaktır. Onun özgürlüğünü elinden almak isteyen ancak çıldırmış olmalı,zira böyle bir harekete kalkışanlar ağır bir şekilde cezalandırılır. Türk milleti bağımsızlığı uğrunda önüne çıkacak her engeli aşacak güçtedir. O; böylesine yüce bir amaç için dağları delecek, enginlere sığmayıp,denizleri taşıracaktır güçtedir.

Garbın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar,

Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var.

Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar,

“Medeniyet!” dediğin tek dişi kalmış canavar?

Bu kıtada şair vatanımızı istilaya kalkışan Avrupalılara meydan okuyor. 20. asrın başında Avrupa medeniyeti 19.yy. deki görkeminden oldukça uzaktır. O sebeple şair batıyı tek dişi kalmış canavara benzetiyor. Ancak Avrupa mevcut teknik imkanlarını seferber ederek topuyla, tüfeğiyle, tankıyla bizi yok etmeye çalışmaktadır. Mehmetçik ise bu güce topla, tüfekle, mızrakla, kılıçla cevap vermeye çalışmaktadır. Avrupalı kendini çelik zırhla korurken Mehmetçik ona iman dolu altın göğsüyle karşılık vermektedir.

Arkadaş! Yurdumu alçakları uğratma, sakin.

Siper et gövdeni, dursun bu hayasızca akın.

Doğacaktır sana va’dettiği günler Hakk’ın...

Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın.

Şair kahraman Türk askerine hitap ediyor. Türk yurdunu alçakları uğratmaması için gerekirse canini feda etmesini öneriyor. Şehit gövdelerinin meydana getireceği siperler düşmana mani olacaktır. Mehmet Akif düşmanın çok kısa bir süre içinde bu hayasızca akına son vereceği Allah’ın Türk milletine Kuran-Kerimde vaat ettiği zafer gününün yarından bile daha yakın bir zamanda doğacağına inanmaktadır.

Bastığın yerleri “toprak!” diyerek geçme, tanı:

Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı.

Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır, atanı:

Verme, dünyaları alsan da, bu cennet vatanı.

Şair Türk ordusuna vatanin kutsallığını hatırlatıyor. Toprak ile vatan arasında büyük bir fark vardır. Toprağı vatan haline getiren onu elde etmek ve korumak için savaşan fertlerin varlığıdır. Kısacası sıradan bir toprak büyük bir değer taşımaz; ama vatan toprağı uğrunda şehit olan atalarımızın o topraktaki mezarlarıdır. Bu kutsal vatani dünyalara değişmeyiz. Toprak dünyanın her yerinde bulunur. Ancak atalarımızın kanlarıyla sulanan topraklar vatanimiz üzerindedir.

Kim bu cennet vatanının uğruna olmaz ki feda?

Şüheda fışkıracak toprağı sıksan, şüheda!

Canı, cananı, bütün varımı alsında Huda,

Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda.

Bu vatan cennet kadar kıymetlidir. Şehit olanların ruhu dini inanışımıza göre doğrudan doğruya cennete gider. Şehitlerimiz bu vatan toprağında yattığı için cennetten farksızdır. Bir avuç toprağı sıksak şehitler fışkıracak sanırız. Canımızdan çok sevdiğimiz insanları varımızı yoğumuzu Allah alsında yalnız yaşadığımız sürece bizi vatanımızdan ayrı düşürmesin.

Ruhumun senden, ilahi, şudur ancak emeli:

Değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli.

Bu ezanlar-ki şahadetleri dinin temeli-

Ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli.

Allah’a şair hitap ediyor. Mehmet Akif’in Allah’tan tek dileği ibadet yerlerinin göğsüne düşman elinin değmemesidir. Camilerimizden okunan ezanlar sonsuza kadar Türk yurdunun üstünde inlemelidir. Çünkü bu ezanlar dinimizin temelidir.

O zaman vecd ile bin secde eder-varsa-taşim,

Her cerihamdan, ilahi, boşanıp kanlı yaşım,

Fışkırır ruh-ı mücerred gibi yerden na’şım;

O zaman yükselerek arşa değer belki başım.

Ezan sesleri yurdumuzun üstünde inledikçe şehitlerimizin de ruhları şad olacaktır. Ezan sesi sadece yaşayanlara değil, ölülere hatta onların mezar taşlarına bile tesir eden yüce bir anlam taşır. Şehit atalarımızın her şeyden arınmış ruhları yerden fışkıracak, ezan sesiyle ayağa kalkacak ve dışa yükselecektir.

Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilal!

Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helal.

Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlal:

Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet;

Hakkıdır, Hakk’a tapan, milletimin istiklal!

Şair zafer gününün heyecanını yaşıyor. Şanlı bayrağımız dalgalandıkça gökyüzünü şafakla yarış edercesine gökyüzünü kızıl renge boyamaktadır. Türk milleti yeniden bağımsızlığına kavuşmuştur. Artık onun için yok olma korkusu kalmamıştır. Bayrağımız şehitlerimizin kanlarını hak etmiştir. Bağımsızlık Allah’a tapan ve doğruluktan ayırmayan Türk milletinin en doğal hakkıdir.

Mehmet Akif ERSOY



YARIŞMAYA KATILAN DİĞER MARŞLAR

                                          İSTİKLÂL  MARŞI


                          Türk’ün  evvelce  büyük  bir  pederi


                          Çekti  sancağa   hilal-i   seheri


                          Kanımızla  boyadık   bahr  ü   beri


                          Böyle  aldık   bu  güzel  ülkeleri 


                                    İleri, arş  ileri,  arş  ileri


                                    Geri  kalsın  vatanın  kahpeleri


                          Seni  ihya  için  ey  namı  büyük


                          Vatanım  uğruna  öldük,öldük


                          Ne  büyük  kaldı  bu  yolda  ne  küçük


                          Siper  oldu  dağlar  gibi  sana  Türk 


                                    Yürü  ey  milletin   efradı  yürü


                                    Ak  sütü  emmiş  vatan   evladı  yürü 


                          Vatan  evladın  kurban  edeli


                          Milletin  hür   yaşamaktır   emeli


                          Veremez  kimseye  bir  Çamlıbeli


                          Bağlanır  mı  acaba  Türk’ün   eli


                                    İleri, arş  ileri,  arş ileri


                                    Çiğnenir  çünkü  kalan  yolda  geri


                                                            HÜSEYİN  SUAD 






                     İSTİKLÂL   TÜRKÜSÜ


         Millet  aşkı, din aşkı, vatan  aşkı  uyansın


        Yurduma  göz  diken, al  kanlara  boyansın


        Ya  ben  ya  onlar  diyen  silahına  dayansın 


                      Türk  oğludur  bu  millet


                      Türkündür  bu  memleket


                      Türk  oğludur  bu  millet


                      Türkündür  bu   memleket 


        Düşman  gözü  tutama  yanar  dağlar  başını


        Bağrımızda  saklarız  vatanın  her  taşını


        Yurdumuza  yan  bakan  döker  gözün  yaşını 


                      Türk  oğludur  bu millet


                      Türkündür  bu  memleket


                      Türk  oğludur  bu  millet


                      Türkündür   bu  memleket


        Can  veririz  her  zaman  hürriyetin  yoluna


        Ya  gazi  ya  şehitlik  ne  devlettir  kuluna


        Ata  emanet  etmiş  namusunu  oğluna 


                      Bize  Türk  oğlu  derler


                      Hep  bizimdir  bu  yerler 


                                      Ankara  A.S. 






                   İSTİKLÂL  MARŞI 


           Göz  yaşına  veda  et,


           Ey  güzel  Anadolu!


           Hakkını  korur  elbet,


           Türk’ün  bükülmez  kolu. 


                     Cenk  ederiz  genç, koca


                     Bugün  değil,  yarın  da


                     Yadımız  ağladıkça


                     İzmir   ezanlarında. 


           Hak  yoluna  kan  olur.


           Dünyalara taşarız.


           Ya  şerefle  vurulur,


           Ya  efendi  yaşarız. 


                     Her gün  yeni  bir  hile


                     Arkasında   satıldık.


                     Her gün  yeni  bir  dille,


                     Yurdumuzdan  atıldık. 


          Yeter, ey  Kabe'mize


          Elimizden alanlar.


          Alıkoyamaz  bizi,


          Yolumuzdan  yalanlar. 


                     Biz  bu  yolda  sel  olur,


                     Dünyalara  taşarız.


                     Ya  şerefle  vurulur,


                     Ya  efendi  yaşarız. 


          Hangi  alçak  el  alır,


          El  zinciri  boynuna?


          Kim  Yunan’ı  bırakır,


          Türk  kızının  koynuna. 


                     Biz ki  Türk'üz,  muhakkak,


                     Her  milletten  uluyuz.


                     Yeryüzünde  bir  ancak,


                     Yurdumuzun  kulluyuz. 


          Yurt  yolunda  kan  olur,


          Dünyalara  taşarız.


          Ya  şerefle vurulur,


          Ya   efendi  yaşarız. 


                 KEMALEDDİN  KAMİ 








                  İSTİKLÂL  MARŞI


Ey Müslüman, ey Türk oğlu

Açıldı istiklal yolu,

Benim son günlerimdir,

Diyor bize Anadolu.

         Çek  sancağı  Türk   ordusu,


         Olmaz   Türk’ün  can  korkusu


         Esarete   dayanır  mı,


         Türk  vatanı,   Türk  namusu? 


Bu son savaş bize farzdır,

Fırsatımız gayet azdır,

Muzaffer ol da ey millet,,

Altın ile tarih yazdır.

         Birleşelim  özümüzden,


         Dönmeyelim  sözümüzden,


         Hem  silelim  bu  lekeyi,


         Tarihteki  yüzümüzden. 


                                       İSKENDER  HAKİ 






                      İSTİKLÂL   MARŞI 


Altı bin yıl efendilik yaptın,

“Kahraman Türk” idi cihanda adın.

Bir ateşten siperden İslam’a,

Sönmeyen bir güneş gibi yaşasın.

         Ey  büyük  ünlü  milletimin  ileri!


         Hasmına  çiğnetme  koş  bu  şanlı  yeri! 


Düşmanın bir cihansa dostun hak,

Hakkın elbet müstakil yaşamak,

Atıl,ez,vur senindir istiklal,

( Yürü, vur, ez senindir istiklal)

ebedi parlasın şu al bayrak.

         Ey  benim  şanlı  milletimin  ileri!


         Ele  çiğnetme  koş  bu ülkeleri!..






                      İSTİKLÂL  MARŞI 


Yıllarca altı cephede ateşle kanlara;

Türk’ün hilal ü dinine düşman olanlar;

Ceddin o, Yıldırım gibi saldın zaman ,zaman

Yüksek başını eğilmedi bir an cihanlara.

         Ey  kahramanlar   ordusu, ey  yıldırım-şitab


         ( Ey  kahramanlar, ey  berk-ı  pür-şitab)


         göster   cihan-ı  mağribe  bir  kanlı  inkılab! 


Ey mazi-i havarıkı bin destan olan;

Garbın zalam-ı zulmüne yüz yıl kılınç salan salan

( Baş eğmeyen cihanlara yüz yıl kılınç salan)

Aslan yürekli ordu; demir giy, silah kuşan!

Zira hududu kapladı ateşle kan, duman

         Ey  kahramanlar  ordusu, ey  yıldırım-şitab


         (Ey kahramanlar,  ey  berk-ı  pür-şitab)


         Göster   cihan-ı    mağribe  bir  kanlı  inkılab! 


Aslan mücahid ordusu, ey haris-i salah,

Destinde seyf-i Hak gibi pek şanlı bir silah

Açtın sema-yı millete pürnür bir sabah,

Ati bizim… Bizim artık vatan , zafer, felah.

         Ey  kahramanlar  ordusu,  ey  yıldırım-şitab


         ( Ey  kahramanlar, ey  berk-ı  pür-şitab )


         Göster  cihan-ı  mağribe  bir  kanlı  inkılab! 


                                                  MEHMET  MUHSİN


Linkler

* İstiklal Marşı

Bu konuda henüz görüş yok.
Görüş/mesaj gerekli.
Markdown kullanılabilir.

Safahat
3 yıl önce

arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Ağustos 2008.  ^ "İstiklâl Marşının Orijinal Nüshası ve Açıklaması, Tarihimiz.net sitesi, Erişim Tarihi:18.06.2011". 9 Ocak...

Türk Kurtuluş Savaşı
3 yıl önce

Türk Kurtuluş Savaşı, İstiklal Harbi veya Millî Mücadele, I. Dünya Savaşı'ndan yenik çıkan Osmanlı İmparatorluğu'nun İtilaf Devletleri'nce işgali sonucunda...

Kurtuluş Savaşı, Türkiye, Türkiye tarihi, Mustafa Kemal Atatürk, Ankara, Ankara Hükümeti, İstanbul hükümeti, İstanbul'un işgali, İnönü Savaşı, Büyük Taarruz, Kazım Karaberki, Osmanlı Devleti
Ekim 2007 Dağlıca saldırısı
3 yıl önce

sitesinde arşivlendi. Genelkurmay resmi açıklaması Genelkurmay 2. resmi açıklaması Genelkurmay 3. resmi açıklaması Hürriyet Gazetesi - Türkiye şehitler için...

Devlet Mezarlığı
3 yıl önce

iki yanında İstiklal Savaşı’nı simgeleyen iki heykel grubu, Cumhurbaşkanları mezar alanı içinde cumhuriyetin gelişimini simgeleyen heykel ve 25 metre uzunluğundaki...

Devlet mezarlığı, 10 Kasım, 1919, 1931, 1981, 1982, 1988, 19 Mayıs, 30 Ağustos, Ali Fuat Cebesoy, Ankara
Behiç Erkin
3 yıl önce

eski arkadaşı ve devrin cumhurbaşkanı Atatürk'ün bir jestiyle ödüllendirilmiştir. Cumhuriyetin 10. yılı kutlamaları için "Onuncu Yıl Marşı" yazılırken,...

PKK
3 yıl önce

kadın militan Zeynep Kınacı, Tunceli'de vücuduna sardığı bombaları İstiklal Marşı'nın okunduğu sırada tören alanında patlattığı olay, Türkiye'de düzenlenen...

Kürdistan İşçi Partisi, 15 Ağustos, 15 ޞubat, 1984, 1997, 1998, 1999, 1 Ağustos, ABD, ASALA, Abdullah Öcalan