İstiklâl Mahkemeleri

Kısaca: İstiklal Mahkemeleri, 1920 yılında Milli Mücadele sırasında ayaklanma çıkaran ve yağmaya girişenleri, bozguncuları, orduya ait silah ve mühimmatı çalanları, casusları, asker kaçaklarını ve Milli Mücadele'yi engelleme amacıyla propaganda yapanları yargılamak için özel kanunla kurulan mahkemelerdir. İlk dönem İstiklal Mahkemeleri Ankara'daki hariç 1921 yılında kapatılmıştır. Ankara' daki İstiklal Mahkemesi ise 1927 yılında kapatılmıştır. ...devamı ☟

İstiklal Mahkemeleri, 1920 yılında Milli Mücadele sırasında ayaklanma çıkaran ve yağmaya girişenleri, bozguncuları, orduya ait silah ve mühimmatı çalanları, casusları, asker kaçaklarını ve Milli Mücadele'yi engelleme amacıyla propaganda yapanları yargılamak için özel kanunla kurulan mahkemelerdir. İlk dönem İstiklal Mahkemeleri Ankara'daki hariç 1921 yılında kapatılmıştır. Ankara' daki İstiklal Mahkemesi ise 1927 yılında kapatılmıştır. Kurtuluş savaşı yıllarında görev yapan birinci dönem İstiklal Mahkemeleri dışında daha sonraları da dönemlerine göre farklı vazifeler yürüten İstiklal Mahkemeleri kurulmuştur. Sonradan kurulan bu mahkemeler birer devrim mahkemesi niteliğindedir. Uğur Mumcu'ya göre bu kurumlar mahkeme değil, savaş ve ihtilal gibi özel durumlarda isyancı, bozguncu ve karşı devrim yargılandığı anti-demokratik "infaz kurulları"dır. Arka plan Yunan ordusu karşısında asker kaçakları sebebiyle düzenli bir ordu kurulamıyordu. Karşılarında duracak bir güç olmadığından Yunan ordusu hiçbir direnişle karşılaşmadan ilerleyebiliyordu. Halife ve saltanat propagandası yapanlar halkın milli direniş kuvvetlerine katılmasını olumsuz etkiliyordu. Cemiyet-i Müderrisin tarafından yayınlandığı izlenimi veren, Kuvayı Milliye hakkındaki olumsuz bir fetva, Yunan uçakları tarafından Anadolu'ya atılıyordu. Asker kaçaklarından meydana gelen çeteler köy ve kazaları soyuyordu. Büyük Millet Meclisi tarafından 29 Nisan 1920 tarihinde Hıyanet-i Vataniye Kanunu çıkarılmıştı. Bu kanun cürümleri ve vatana ihanet niteliğindeki suçları önlemeye yeterli gelmemişti. İhtilal ve savaş koşullarında sivil mahkemelerin ve harp divanlarının çalışma usulleri bir caydırıcılık unsuru taşımıyordu. Kanunsuzlukların önüne geçilemiyor en önemlisi hem Yunan ordusunun Anadolu'daki ilerleyişi karşısında düzenli bir ordu çıkarılamıyor hem de asker kaçakları çeteler oluşturarak soygun yol kesme gibi suçlar işliyor ve iç isyanların insan kaynağı oluyordu. Asker kaçağı yakalansa bile cephede ölmek yerine hapse girmek daha çok işine geliyordu. Kuruluşu Hiyanet-i Vataniye Kanunu, 4 aydır yürürlükte olduğu halde Dr. Tevfik Rüştü Bey, asker kaçakları, bozguncu ve casusların ve çoğunlukla firarilerden kurulu çetelerin önlenebilmesi için İhtilal Mahkemelerinin kurulmasını önerdi. Refik Şevki Bey bu fikre destek verdi ancak isminin İstiklal Mahkemeleri olmasının daha uygun olacağını bildirdi. 2 Eylül 1920 tarihinde "Firar Ceraimini İrtikap Edenler Hakkında Kanun Tasarısı" isimli yasa teklifi incelenmek üzere Milli Savunma encümenine verildi. Encümen bir karara varamadığı için Milli Savunma Bakanı Ferik Fevzi meclise Şimdiki durum dolayısıyle ve görülen lüzum ve olağanüstü ihtiyaca dayanarak savaş zamanına ait olmak üzere firariler hakkındaki kanun önergesini meclise sundu. Sait Molla'dan ele geçen belgelerde isyan bölgelerine paralar gönderildiği ve İngiliz Muhipler Cemiyeti Başkanı Rahip Frew'a gelişmeleri bildirdiği ortaya çıkmıştı. İngili ajanı Mustafa Sagir Ankara'da yakalanmış ve deşifre edilmişti. Damat Ferit Paşa, sadrazam olduğunda Kuvayı Milliye'ye karşı alınacak tedbirleri görüşmek üzere İngiliz Başkomiseri Robbeck ile görüştü. Bu isyanlara katılan elebaşılara idam cezası veriliyordu. Casuslara eğer suçu sabitse idam cezası veriliyordu. Delil yetersizse sürgün veya beraat kararı veriliyordu. Bunlardan en tanınmışı Hint asıllı Müslüman bir İngiliz vatandaşı olan Mustafa Sagir'di. Tartışmalar Kurtuluş Savaşı sırasında savaşın kazanılması için ve sonra Türk Devrimi'ne karşı yapılan saldırı ve müdahalelerin önlenmesi gayesiyle çalışmıştır. Dünyadaki devrim mahkemeleri örneklerine göre verdiği cezalar bakımından enaz ölüm cezası vermiş mahkemelerdir. Örneğin Fransız Devrimi'nde 1793 yılında 17 000 kişi yargılanıp idam edilmiştir. Yargılanmadan idam edilenler ile birlikte Fransız Devrimi'nde bir yılda 40.000 kişi infaz edilmiştir. Rus Devrimi'nde ise aristokrat ve burjuva sınıfından milyonlarca kişi öldürülmüştür. Ergün Aybars İstiklal Mahkemeleri isimli çalışmasında bu mahkemelerinin Türk Devriminin bir parçası olduklarını ve bu devrimi gerçekleştirmek için çalıştıklarının unutulmaması gerektiğini yazmıştır. İstiklal Mahkamelerinin verdiği idam kararı Ergün Aybars'a göre birinci dönemde resmi kayıtlara göre gerçekleşen infaz 1054, İsyan bölgesi dahil ikinci ve üçüncü dönem mahkemlerin verdiği azami infaz sayısı ise 576'dır. Toplamda bütün idam kararlarının sayısı 1.630 kişidir.

Mahkemelerin karakteri

İstiklal Mahkemeleri'nin en temel karakteri yargılananların itiraz yani temyiz hakkının bulunmamasıdır. Mahkemelerde yargılananların birçoğu aynı gün-hafta içerisinde tutuklanır, yargılanır ve cezaları infaz edilirdi. Ergün Aybars, 1975 baskılı İstiklal Mahkemeleri adlı kitabında şu yorumda bulunur: Dünyadaki devrim mahkemeleri içinde en adil hüküm verdiklerini ve yasalara en çok bağlı çalıştıklarını ve az kıyıcı olduklarını söyleyebileceğimiz İstiklal Mahkemeleri, Türk Devrimi'ne, rejime karşı koymak isteyen her gerici ve olumsuz girişimi sert şekilde bastırmış, hiyanet-i vataniye, casusluk, karşıdevrimci ayaklanma, siyasi suikast gibi önemli davalar yanında eşkıya, şehir kabadayılığı, yolsuzluk ve rüşvet suçlarına karşı amansız bir çalışma göstermiştir. Uğur Mumcu ise , 11 Kasım 1992 tarihli Cumhuriyet Gazetesinde yayımlanan "İstiklal Mahkemeleri" adlı makalesinde İstiklal Mahkemeleri "mahkeme" sayılmazlar. Bunlar, savaş ve ihtilal dönemlerinde rastlanan anti-demokratik "infaz kurulları"dır yorumunda bulunur. Ayrıca bakınız * Son Devrin Din Mazlumları * İskilipli Atıf Hoca Okuma *Mahmut Akyürekli, Şark İstiklal Mahkemesi (1925-1927) (Kitap Yayınevi, 2013) *Tahir'ül-Mevlevi, Matbuat Alemindeki Hayatım - İstiklal Mahkemesi Hatıraları (Büyüyen Ay Yayınları, 2012) *Ahmet Turan Alkan, İstiklal Mahkemeleri ve Sivas'ta Şapka İnkılabı Duruşmaları (Ötüken Neşriyat, 2011) *Ahmet Süreyya Örgeevren, Şeyh Sait İsyanı ve Şark İstiklal Mahkemesi (Temel Yayınları, 2007) *Ergün Aybars, İstiklal Mahkemeleri (1920-1923 / 1923-1927) (Zeus Kitabevi, 2006) *Fahrettin Gün, Eşref Edib İstiklal Mahkemelerinde (Beyan Yayınları, 2002)

Kaynaklar

Vikipedi

Bu konuda henüz görüş yok.
Görüş/mesaj gerekli.
Markdown kullanılabilir.

Abdullah Servet Akdağ
3 yıl önce

öncülük etti. Abdullah Servet Efendi, İstiklâl Mahkemesinde de görev yaptı. 22 Kasım 1920'de Diyarbakır İstiklâl Mahkemesine üye seçildi. Ancak görevine 22 Ocak...

Abdullah Servet Akdağ, 10 Haziran, 12 Haziran, 14 Kasım, 1880, 1899, 18 Ekim, 1913, 1919, 1920, 1921
Ergün Aybars
7 yıl önce

tarih yöntemini benimseyen Aybars, doktora ve doçentlik tezlerinde "İstiklâl mahkemeleri" konusunu ele aldı. 2015'te eseriyle Yunus Nadi Ödülleri'nde Sosyal...

Ahmet Nafiz Özalp
6 yıl önce

Milletvekilliği, Memurin Muhâkemâtı Tetkik Heyeti Reisliği, Diyarbekir İstiklâl Mahkemesi Üyeliği (Seçilmiş ancak göreve gitmemiştir) yapmıştır. Evli ve...

Ahmet Nafiz í–zalp, Biyografi, Ilgın, Konya, Siyasetçi, TBMM, Taslak, Türk, Türkiye
Rıza Silsüpür
3 yıl önce

ile iş birliği yaptığı iddia edilmiştir. Bu iddialar nedeniyle İstiklâl Mahkemeleri'nin 10 Ocak 1926 tarihli ve 16 sayılı kararıyla idama mahkûm edilmiş...

Rıza Silsüpür, 1877, Ali Rıza Baba, Ankara, Biyografi, Kırşehir, Osmanlı, Taslak, Türk, İstanbul
Ali Fuat Cebesoy
3 yıl önce

sonrasında İzmir Suikastı sanığı olarak Orgeneral rütbesindeyken İstiklâl Mahkemeleri tarafından yargılandı. 1931'de siyasete dönerek TBMM başkanlığı,...

Kurtuluş Savaşı, Türkiye, Türk tarihi, Osmanlı Devleti,
Takrir-i Sükûn Kanunu
3 yıl önce

yakalandı. Suçlu oldukları hükûmet tarafından iddia edilenler İstiklâl Mahkemeleri'nde yargılandılar. Suçlu görülenler çeşitli cezalara (idam) çarptırıldılar...

Necip Ali Küçüka
3 yıl önce

, III., IV., V. ve VI.Dönem Denizli Milletvekilliği, II. Dönem Ankara İstiklâl Mahkemesi Savcılığı, III. Dönem Divân-ı Riyâset Kâtipliği ve III. ve IV...

Necip Ali Küçüka, Denizli, Hakikat, I. TBMM, Kuvay-ı Milliye, Sivas Kongresi, Türk, İstiklal Mahkemesi, İzmir Suikastı, İzmir’in İşgali
Hüseyin Avni Ulaş
6 yıl önce

seçimlerinde meclis dışı kaldı. İzmir Suikastı'na adı karışmış olup İstiklâl Mahkemelerinde yargılansa da suçsuzluğu kanıtlanarak beraat etmiştir. 1945'te...

Hüseyin Avni Ulaş, 1887, 1948, 23 Şubat, Bingöl, Erzurum Kongresi, Hüseyin Avni, Politikacı, Sivas Kongresi, Son Osmanlı Mebusan Meclisi, TBMM