Benzetmenin iki temel öğesi vardır, benzeyen ve benzetilen. İstiare bunlardan birinin söylenmemesiyle yapılır.
Çeşitleri
İstiare genel olarak 3 çeşide ayrılır:Açık İstiare
Yalnızca kendisine benzetilenin söylendiği istiareye "açık istiare" (istiare-i musarraha) denir.
Örnek
"Bir hilal uğruna yarab ne güneşler batıyor" Mehmet Akif Ersoy
Ersoy, benzetilen güneşi söylerken, benzeyen askerden sözetmiyor.
Kapalı İstiare
Yalnızca benzeyenin söylendiği istiareye de "kapalı istiare" (istiare-i mekniye) denir.
Örnek
Her taraf kırık dökük Dalların boynu bükük "Kederliyiz" der gibi Orhan Seyfi Orhon
Dallar boynu bükük insana benzetiliyor ama kendisine benzetilen insandan söz edilmiyor. Boynu bükük sözcüğü ile insanın bir özelliği vurgulanıyor.
Yaygın İstiare
Benzetmenin temel öğelerinden yalnızca birisiyle çok sayıda benzerliği sıralayarak yapılan istiareye ise "yaygın istiare" (istiare-ı temsiliye) adı verilir.
Örnek
Bin gemle bağlanan at şaha kalkıyor Gittikçe yükselen başı Allah`a kalkıyor Son macerayı dinlememiş varsa anlatın Ram etmek isteyenler o marur, asil atın Beyhudedir her uzvuna bir halka bulsa da Boştur köpüklü ağzına gemler vurulsa da... Coştukça böyle sel gibi bağrındaki hisleri Bir gün başında kalmayacaktır seyisleri! Faruk Nafiz Çamlıbel
Çamlıbel, milleti mağrur bir ata benzeterek çok sayıda benzerliği sıralıyor.