Surlar: İstanbul’un meşhur surları tarihte dört defa yapılmıştır. Surlar üzerinde 400 kule, 500 kapı bulunuyordu. Kara surları 6800 m, Marmara surları 8000 m ve Haliç surları 5000 m idi. Langa, Davutpaşa, Samatya, Narlıkapı, Yaldızlı, Yedikule, Belgrat, Silivrikapı, Sıgma, Mevlevihane, Topkapı, Sulukule, Edirnekapı, Kostantin, Eğrikapı, Ayvansaray, Balat, Fener, Yenikapı, Aiya, Yeni Aya, Cibali, Ayazma, Zindan, Balıkpazarı ve Yeni Cami kapıları surların meşhur kapılarıdır. Marmara ve Haliç surlarının büyük kısmı yıkılmıştır. Kara surlarının yarısından fazlası yıkık vaziyettedir. Bir bölümü aslına uygun şekilde tamir ettirilmiştir.
Anadolu Hisarı: Boğaz’ın Anadolu yakasında Sultan Yıldırım Bayezid tarafından yaptırılmıştır. Akça Hisar, Yeni Kale ve Güzelce Hisar isimleriyle anılmıştır. Boğazın bekçisi durumunda olup, üç ana kuleden ibarettir.
Rumeli Hisarı: Boğazın Rumeli yakasında Fatih Sultan Mehmed Han yaptırmıştır. Kendisi ve paşalar taş taşıyarak inşaatta çalıştılar. Hisarın planı Muhammed isminin yazılışı şeklindedir. 17 kulesi vardır. Yüksekliği 22 metredir. Sanat ve mimari bakımında şaheserdir.
Tekfur Sarayı: Edirnekapı, Kariye Camii yakınında olup, harabe halindedir. Bizans dönemine aittir.
Topkapı Sarayı: İstanbul’un fethinden sonra Fatih Sultan Mehmed Han tarafından yaptırılmaya başlandı. 1466’da başlanan sarayın inşaası, 1478’de bitirilmiştir. 699 dekar yer kaplayan sarayın çeşitli bölümleri vardır. Sarayın sahildeki saltanat kapısındaki kule ve önlerindeki toplar sebebiyle “Topkapı” denmiştir. (Bkz. Topkapı Sarayı)
Dolmabahçe Sarayı: On dokuzuncu asırda dünyada yapılan sarayların en meşhurudur. Sarayın bulunduğu yer bir koy idi. Sultan Birinci Ahmed Han ile Sultan İkinciOsman Han devirlerinde bu koy doldurularak burada Çinili Köşk ismiyle bir kasr yaptırıldı. Daha sonra aynı yerde Sultan Üçüncü Selim tarafından Beşiktaş Sarayı yaptırıldı. Sultan Abdülmecid Han bu sarayı yıktırarak 1851’de Dolmabahçe Sarayını yaptırmaya başladı. Yapımı beş sene süren bu sarayda 200 oda ve 8 büyük salon vardır. Mermerleri, Marmara Adasından getirilmiştir. Osmanlı sultanlarının Bayezid ve Topkapı saraylarından sonra oturdukları üçüncü yerdir. (Bkz. Dolmabahçe Sarayı)
Çırağan Sarayı: Beşiktaş’ta deniz kıyısında Yıldız Parkının karşısındadır. Sultan Abdülaziz Han 1871’de yaptırmıştır. Mermer işçiliğiyle meşhur olan saray, 1910’da yanmıştır. Günümüzde restore edilmiş ve turistik otel olarak kullanılmaktadır.
Yıldız Sarayı: Beşiktaş’ta Yıldız Camiinin karşısındadır. Sultan Abdülaziz Han 1866’da yaptırmıştır. Çok geniş bir koruluğun içinde yer alan saray, çeşitli köşklerden meydana gelmiştir. Bayezid, Topkapı ve Dolmabahçe saraylarından sonra Osmanlı sultanlarının oturduğu dördüncü saraydır. Sekiz sultana mesken olan bu saray, bir sanat abidesidir. (Bkz. Yıldız Sarayı)
Beylerbeyi Sarayı: Boğaziçi’nin pırlantası olan bu saray Sultan Abdülaziz Han tarafından yaptırılmıştır. Sarayın doğu duvarları ve iç yapısı çok süslemelidir. Havuzlu salonu set biçiminde düzenlenmiş bahçesi ve değerli eşyaları ile meşhurdur. (Bkz. Beylerbeyi Sarayı)
İbrahim Paşa Sarayı: Kanuni Sultan Süleyman’ın eniştesi İbrahim Paşanın düğün hediyesi olarak verdiği bu saray, daha sonraları kışla ve okul olarak kullanılmıştır. Sultanahmed semtinde bulunan saray, son senelerde tamir edilip, Türk-İslam Eserleri Müzesi olmuştur.
Eyüp Sultan Camii ve külliyesi: Fatih Sultan Mehmed Hanın emriyle 1453-1459 yılları arasında Eshab-ı kiramdan Ebu Eyyub el-Ensari’nin İstanbul’u şereflendiren kabr-i şerifinin yanında yaptırılmıştır. Külliye, cami, türbe, medrese, imaret ve çifte hamamdan meydana gelmektedir. Çeşitli zamanlarda tamir görmüştür. Senenin her gününde, bilhassa Ramazan ayında ziyaretçilerle dolup taşan, Türk milletince mukaddes tanınan bu türbe ve cami, yalnız İstanbul’un değil, Türkiye’nin hatta İslam dünyasının dini ziyaret merkezlerinden biridir.
Fatih Camii ve külliyesi: Fatih Sultan Mehmed Han tarafından 1463-1471 seneleri arasında yaptırılmıştır. Külliye; cami, medreseler, darüşşifa, tabhane, imaret, sıbyan mektebi, kitaplık, hamam, saraçlar çarşısı ve çeşitli türbelerden meydana gelmiştir. Fatih külliyesi, İstanbul Üniversitesinin ilk çekirdeğidir. Buradaki tetimme medreselerinde hazırlık dersleri görüldükten sonra, medresede yüksek tahsil yapılırdı. Klasik Osmanlı külliyelerinin öncüsüdür. Çeşitli zamanlarda tamir görmüştür. Kütüphanesinde Osmanlı devrine ait el yazma ve basma 10.000 eser vardır. Bu eserler bugün Süleymaniye Kütüphanesinde okuyucuya açıktır.
Mahmud Paşa Camii ve külliyesi: Mahmudpaşa semtinde sadrazam Mahmud Paşa tarafından yaptırılmıştır. Cami, türbe, hamam, medrese, sıbyan mektebi, mahkeme, çarşı ve imaretten meydana gelmiştir. Çeşitli zamanlarda tamir gören külliyenin günümüze sadece cami, türbe, han, medresenin dersanesi ve hamamının bir bölümü ulaşmıştır.
Mihrimah Sultan Camii ve külliyesi: Edirnekapı’da Kanuni Sultan Süleyman Hanın kızı Mihrimah Sultan tarafından Mimar Sinan’a yaptırılmıştır. Cami medrese, sıbyan mektebi, hamam, türbeden ve dükkanlardan meydana gelmiştir. 1894 zelzelesinde zarar görmüş ve tamir edilmiştir.
Sultan Selim Camii ve külliyesi: Haliç’e bakan bir tepe üzerinde 1522’de yapılmıştır. Cami inşaatını Yavuz Sultan Selim Han başlatmış, oğlu Kanuni Sultan Süleyman tamamlatmıştır. Külliye; cami, tabhane, imaret, sıbyan mektebi, hamam, türbe ve medreseden meydana gelmiştir. Medrese, imaret ve Ayşe Hatun türbesi yıkılmıştır. Diğer kısımları günümüze kadar gelmiştir. Caminin kıble istikametinde Yavuz Sultan Selim Hanın türbesi vardır.
Haseki Camii ve külliyesi: Aksaray’dan Silivrikapı’ya giden cadde üzerindedir. 1551’de Haseki Hurrem Sultan tarafından Mimar Sinan’a yaptırılmıştır. Külliye; cami, medrese, sıbyan mektebi, imaret, darüşşifa ve çeşmeden meydana gelmiştir. Darüşşifa, dispanser olarak kullanılmaktadır. Sultan Birinci Ahmed 1612’de camiyi genişletmiştir.
Davutpaşa Camii ve külliyesi: Davutpaşa semtindedir. 1485’te Fatih Sultan Mehmed Han ve Sultan İkinci Bayezid devri vezirlerinden Davud Paşa yaptırmıştır. Külliye, cami, medrese, türbe, imaret, sıbyan mektebi, mahkeme, çeşme ve hamamdan meydana gelmiştir. Medrese yıkık vaziyettedir. Zaviyeli camiler planındadır. 1984 zelzelesinde imaret, mahkeme ve mektep kısmı yıkılmıştır.
Kara Ahmed Paşa Camii ve külliyesi: Topkapı’da, Kanuni Sultan Süleyman’ın sadrazamlarından Kara Ahmed Paşa tarafından Mimar Sinan’a yaptırılmıştır. Külliye, cami, medrese ve sıbyan mektebinden meydana gelmektedir. Medrese odaları U biçiminde caminin avlusunda dizilmiştir. Sıbyan mektebi caminin biraz uzağındadır.
İbrahim Paşa Camii ve külliyesi: Silivrikapı’da Sadrazam İbrahim Paşa tarafından 1551’de Mimar Sinan’a yaptırılmıştır. Geniş bir avlu içinde cami, türbe, sıbyan mektebi, hamam, şadırvan ve çeşmeden meydana gelmektedir. Kapılardaki ahşap geometrik geçme ve fildişi kakma işçiliği çok güzeldir. Şadırvan, cami, türbe, çeşme dışındaki kısım yıkılmıştır.
Hekimoğlu Ali Paşa Camii ve külliyesi: Davutpaşa semtinde, Hekimbaşı Nuh Efendinin oğlu ve Sultan Birinci Mahmud Hanın sadrazamlarından Ali Paşa tarafından 1734’te yaptırılmıştır. Külliye, kütüphane, zaviye, türbe, sebil ve çeşmeden meydana gelmiştir. Devrinin güzel çinileri ile süslüdür. 1830’da tamir görmüştür.
Cerrahpaşa Camii ve külliyesi: Cerrahpaşa semtinde saray cerrahı iken sadrazam olan Mehmed Paşa tarafından 1593’te yaptırılmıştır. Mimarı Davud Ağa’dır. Cami, medrese, türbe, hamam, çeşmeden meydana gelen külliyeden sadece hamam günümüze ulaşmamıştır. 1958-1960 arasında tamir görmüştür.
Amcazade Hüseyin Paşa Camii ve külliyesi: Fatih’te Saraçhane başında Amcazade Hüseyin Paşa tarafından yaptırılmıştır. Külliye cami, medrese, kütüphane, çeşme, dükkanlardan meydana gelmiştir. Medresenin önem kazandığı külliyelerin örneklerindendir. Bütün yapılar bir avlu duvarı içine alınmıştır.
Zal Mahmud Paşa Camii ve külliyesi: Eyüp’te vezirlerden Zal Mahmud Paşa ile eşi Şah Sultan tarafından 16. asır ortalarında Mimar Sinan’a yaptırılmıştır. Cami, iki medrese, türbe ve çeşmeden meydana gelen küçük bir külliyedir. Planı değişik ve ilgi çekicidir.
Koca Mustafa Paşa Camii ve külliyesi: Cerrahpaşa semtindedir. Sultan İkinci Bayezid’in sadrazamı Koca Mustafa Paşa tarafından Haghios Andreas Kilisesi camiye çevrilerek kurulmuştur. Ekmekçizade Ahmed Paşa bazı ilaveler yaptırmıştır. Külliye, cami, tekke, şadırvan, medrese ve imaretten meydana gelmiştir.
Mihrimah Sultan Camii ve külliyesi: Üsküdar iskele meydanındadır. İskele Camii de denir. Kanuni Sultan Süleyman Hanın kızı Mihrimah Sultan tarafından Mimar Sinan’a yaptırılmıştır. Külliye; cami, medrese, sıbyan mektebi, imaret, hamam, kervansaray, ambar, muvakkithane, çeşme ve türbeden meydana gelmektedir. Bunlardan cami, türbe, medrese, sıbyan mektebi, çeşme ve hamam sağlamdır. Medrese, sağlık merkezi; sıbyan mektebi ise çocuk kitaplığı olarak kullanılmaktadır.
Eski Valide Sultan Camii ve külliyesi: Üsküdar Toptaşı’ndadır. Sultan İkinci Selim Hanın eşi ve Sultan Üçüncü Murad Hanın annesi Nurbanu Valide Sultan tarafından 1577-1583 arasında Mimar Sinan’a yaptırılmıştır. Külliye, cami, medrese, darüşşifa, kervansaray, tabhane, imaret ve darulkurradan meydana gelmiştir. Caminin içi çini ve tahta oymalarla süslüdür.
Şemsi Paşa Camii ve külliyesi: Şemsipaşa semtinde, deniz kıyısındadır. Kanuni Sultan Süleyman’ın vezirlerinden Şemsi Paşa, Mimar Sinan’a yaptırmıştır. Külliye, cami, türbe ve medreseden meydana gelmiştir. Medrese 1953’ten beri kütüphane olarak kullanılmaktadır.
Çinili Camii ve külliyesi: Üsküdar’da Toptaşı semtindedir. Kösem Mahpeyker Sultan tarafından 1640’ta Mimar Kasım Ağaya yaptırılmıştır. Külliye; cami, medrese, sıbyan mektebi, çeşme, şadırvan, sebil, çifte hamam ve mezarlıktan meydana gelmiştir. Cami duvarları beyaz üstüne çeşitli renkte çiçek motifi çinilerle süslüdür.
Yeni Valide Camii ve külliyesi: Üsküdar iskelesi meydanının güneyindedir. 1708-1710 arasında Sultan Üçüncü Ahmed Hanın annesi Gülnuş Emetullah Sultan tarafından yaptırılmıştır. Külliye; cami, sıbyan mektebi, muvakkithane, imaret, çeşme, türbe ve dükkanlardan meydana gelmektedir. 1964’te tamir görmüştür.
Beylerbeyi Camii ve külliyesi: Beylerbeyi iskelesinin ilerisinde, deniz kıyısındadır. Sultan Birinci Abdülhamid Han tarafından yaptırılmıştır. Mimarı Mehmed Tahir Ağadır. Külliyesinde; cami, sıbyan mektebi, imaret, hamam, muvakkithane ve çeşme bulunmaktadır. Muvakkithane ve çeşme Sultan İkinci Mahmud Han tarafından eklenmiştir. 1984’de geçirdiği yangın yüzünden caminin kubbesi çöktü. Eskisine uygun olarak yeniden tamir edildi. Diğer ismi Hamid-i Evvel Camiidir.
Süleymaniye Camii ve külliyesi: Kanuni Sultan Süleyman Han tarafından 1549-1556 arasında Mimar Sinan’a yaptırılmıştır. Külliye; cami, dört medrese, türbeler, türbedar dairesi, darülhadis, darüttıp, darüşşifa, bimarhane, darülkurra, sıbyan mektebi, imaret, konukevi, han, hamam, kütüphane ve birçok dükkandan meydana gelmektedir. Cami dış görünüşü ve iç süslemeleri ile Türk mimarlık sanatının şaheseri ve dünyanın başta gelen bir sanat abidesidir. Kütüphanesinde bulunan 53.332 el yazma, 25.673 basma eser Cumhuriyet devri öncesine aittir. (Bkz. Süleymaniye Camii)
Şehzade Camii ve külliyesi: Şehzadebaşı semtindedir. Kanuni Sultan Süleyman Han tarafından 22 yaşında ölen oğlu Şehzade Mehmed hatırası için 1543-1548 arasında Mimar Sinan’a yaptırılmıştır. Külliye; cami, medrese, imaret, tabhane, fırın ve türbeden meydana gelmiştir. Medrese, kız öğrenci yurdu, tabhane ise Vefa Lisesinin laboratuvarı olarak kullanılmaktadır.
Yeni Valide Camii ve külliyesi: Eminönü meydanındadır. Sultan Üçüncü Mehmed’in annesi Safiye Sultanın emri ile 1597’de temelleri atılan caminin yapımıÜçüncü Mehmed Hanın ölümü üzerine elli sene durdu. Sultan Dördüncü Mehmed Hanın annesi Hadice Turhan Sultan tamamlattı ve 1633’te ibadete açıldı. Külliye; cami, hünkarkasrı, darülkurra, sıbyan mektebi, arasta, sebil, çeşme ve kütüphaneden meydana gelmiştir. Hünkarkasrı günümüzde müze olarak kullanılmaktadır.
Sultan Ahmed Camii ve külliyesi: Sultan Ahmed meydanında, Sultan Birinci Ahmed Han tarafından 1609-1616 arasında Mimar Sedefkar Mehmed Ağaya yaptırılmıştır. Külliye; cami, hünkarkasrı, sıbyan mektepleri, medrese, arasta, darüşşifa, tabhane, imaret ve türbelerden meydana gelmektedir. Caminin içi 21.043 çini ile süslüdür. Batılılar bu camiye, Mavi Cami demektedirler. Altı minaresi vardır. (Bkz. Sultan Ahmed Camii)
Bayezid Camii ve külliyesi: Bayezid Meydanında Sultan İkinci Bayezid tarafından 1501-1506 arasında yaptırılmıştır. Külliye; cami, mektep, türbeler, tabhane, kervansaray, medrese ve hamamdan ibarettir. Günümüzde medrese, Belediye Kitaplığı, imaret, Bayezid Devlet Kitaplığı olarak kullanılmaktadır. Kütüphanesinde 240.500 basma ve 10.698 el yazması eser vardır.
Nuruosmaniye Camii ve külliyesi: Kapalıçarşı’nın kuzeyindedir. Külliyenin inşasına Birinci Mahmud Han başlamış, 1755’te Üçüncü Osman devrinde tamamlanmıştır. Külliye; cami, medrese, imaret, kütüphane, sebil, çeşme ve dükkanlardan meydana gelmiştir. Asıl adı Nur-ı Osmani’dir. Kütüphanesinde 10.000 el yazması ve 6000 basma eser vardır.
Laleli Camii ve külliyesi: Laleli semtinde, Ordu Caddesi üzerindedir. Sultan Üçüncü Mustafa Han tarafından 1759-1763 arasında Mimar Mehmed Tahir Ağaya yaptırılmıştır. Barok üslubunda yapılmış olan külliye; cami, sebil, türbe, mumhane, sipahiler hanı, çarşı, çeşme ve muvakkıthaneden meydana gelmiştir. Medrese günümüze ulaşmamıştır.
Merzifonlu Kara Mustafa Paşa Camii ve külliyesi: Çarşıkapı’dadır. Sadrazam Merzifonlu Kara Mustafa Paşa külliyesinin inşaatını 1681’de başlatmıştır. 1690’da oğlu Damad Ali Paşa tarafından tamamlanmıştır. Külliye; cami, medrese, sıbyan mektebi, sebil ve türbeden meydana gelmektedir. Taş işçiliği, oymacılık ve dökümcülük sanatı bakımından şaheserdir. Külliye 1960’da tamir edilmiştir.
Sokullu Mehmed Paşa Camii ve külliyesi: Sultan Ahmed Meydanının alt yanındadır. Sadrazam Mehmed Paşa adına hanımı İsmihan Sultan tarafından 1572’de Mimar Sinan’a yaptırılmıştır. Külliye; medrese, cami, tekke ve şadırvandan meydana gelmektedir. Orta kapısı, mihrabı ve minber kapısı üstlerinde birer Hacer-ül-Esved taşı parçaları vardır.
Atik Ali Paşa Camii ve külliyesi: Çemberlitaş’ta Sultan İkinci Bayezid’in sadrazamlarından Ali Paşa 1497’de yaptırmıştır. Külliye; cami, medrese, sıbyan mektebi, imaret, türbe, çeşme ve elçi hanından meydana gelmektedir. Elçi hanı ve imaret yıkılmış, medrese ilk yapıldığı şeklini kaybetmiştir.
Köprülü Mehmed Paşa Camii ve külliyesi: Divanyolu’nda Sadrazam Köprülü Mehmed Paşa tarafından 1661’de yaptırılmıştır. Külliye; cami, medrese, türbe, çeşme, sebil, kitaplık, han ve dükkanlardan meydana gelmekte olup, geniş bir yer kaplamaktadır.
Kılıç Ali Paşa Camii ve külliyesi: Tophane Meydanında donanma komutanı Kılıç Ali Paşa tarafından 1580’de Mimar Sinan’a yaptırılmıştır. Cami, medrese, hamam, türbe ve sebilden meydana gelen külliye çeşitli zamanlarda tamir görmüştür. Medrese kısmı Çocuk Esirgeme Kurumu tarafından kullanılmaktadır.
Çorlulu Ali Paşa Camii ve külliyesi: Çarşıkapı’da Divanyolu Caddesi üzerindedir. 1708’de Çorlulu Ali Paşa tarafından yaptırılmıştır. Külliye; medrese, cami, kütüphane ve şadırvandan meydana gelmiştir. Külliyenin mimarisi ve kalem işlerinde Barok üslubunun etkisi görülür.
Damad İbrahim Paşa Camii ve külliyesi: Şehzadebaşı’nda Nevşehirli Damad İbrahim Paşa tarafından 1720’de yaptırılmıştır. Külliye; cami, medrese, sebil, kütüphane ve mezarlıktan meydana gelmektedir. Külliyenin kalem işi süslemeleri Lale Devri özelliklerini göstermektedir.
Ayasofya Camii ve külliyesi: Bizanslılar devrinde M.S. 326 veya 360 senesinde yapılan ve 4 defa yenilenen Ayasofya kilisesi İstanbul’un fethi üzerine camiye çevrilmiştir. Mihrap, minber, 4 minare, imaret, medrese, sıbyan mektebi, muvakkıthane, şadırvan, mahfil, türbeler, kütüphane, sebiller, top kandilleri, saltanat kapısı ilave edilerek, külliye meydana getirilmiştir. 1935’te müze haline getirilen cami, halen müze olarak kullanılmaktadır. Kütüphanesinde 5275 eski eser vardır.
Hırka-ı Şerif Camii: Fatih Atikali semtindedir. Sultan Abdülmecid Han tarafından 1850’de yaptırılmıştır. Planı, Peygamber efendimizin, Veysel Karani hazretlerine hediye ettiği mübarek Hırka-i şeriflerinin ziyaretine ve muhafazasına uygun olarak yapılmıştır. Mihrap ve minber al somaki mermerdendir.
Aziz Mahmud Hüdayi Camii: Üsküdar’da Hüdai sokağındadır. 1855’te Sultan Abdülmecid Han tarafından yaptırılmıştır. Yanında büyük alim Aziz Mahmud Hüdayi hazretlerinin ve yakınlarının türbe ve kabirleri vardır.
Selimiye Camii: Selimiye kışlası karşısındadır. Sultan Üçüncü Selim Han tarafından 1803’te yaptırılmıştır. Caminin içi mermer, ağaç oyma ve nakış işçiliği bakımından zengindir. Yanında okul, muvakkıthane ve hamam vardır.
Rüstem Paşa Camii: Eminönü’nde Hasırcılar Çarşısında sadrazam Rüstem Paşa tarafından 1560’ta Mimar Sinan’a yaptırılmıştır. Altında 16 dükkan bulunan cami, Osmanlı çini mimarisinin en zengin örneklerindendir.
Hamidiye (Yıldız) Camii: Beşiktaş’ta Yıldız Sarayı yakınında Sultan İkinci Abdülhamid Han tarafından 1886’da yaptırılmıştır. Planını ve süslemelerinden bir bölümünü sultan bizzat kendisi yapmıştır. İkinci Abdülhamid Han, Cuma namazlarını ve bayram namazlarını burada kılar ve muayede denilen bayramlaşma burada yapılırdı.
Dolmabahçe Camii: Dolmabahçe Sarayının yan tarafında Bezm-i Âlem Valide Sultan tarafından yapımı başlatılmış, 1852’de Sultan Abdülmecid Han tarafından tamamlanmıştır. Cami ampir ve barok mimarisinin karışımıdır. Aşırı süslemesi ile ilgi çekmektedir.
Ortaköy (Büyük Mecidiye) Camii: Ortaköy İskelesi yakınındadır. Sultan Abdülmecid Han tarafından 1853’te yaptırılmıştır. Çeşitli zamanlarda tamir görmüştür. Barok mimari tarzına göre yapılmıştır.
Teşvikiye Camii: Şişli Teşvikiye’de Sultan Abdülmecid Han tarafından 1854’te yaptırılmıştır. Son devir Osmanlı mimari özelliklerini taşıyan caminin tavanı renkli nakışlarla süslüdür.
Nusretiye Camii: Tophane’de Sultan İkinci Mahmud Han tarafından 1826’da imar ettirilmiştir. Bu caminin yerinde Sultan Üçüncü Selim’in yaptırdığı Tophane-i amire Arabacılar Kışlası Camii vardı. Bu cami yanınca yerine Nusretiye Camii inşa edilmiştir. Cami, Barok üsluba göre yapılmıştır. Caminin iç duvarlarındaki Amme suresini meşhur hattat Rakım Efendi yazmıştır. 1955-1958 arasında tamir görmüştür.
Valide Camii: Aksaray’da Sultan Abdülaziz Hanın annesi Pertevniyal Valide Sultan tarafından 1869-1871 arasında yaptırılmıştır. Camide gotik, klasik ve Hint mimari üsluplarının tesiri görülür.
Emirgan Camii: Boğaziçi’nde Emirgan semtindedir. Sultan Birinci Abdülhamid Han tarafından 1782’de yaptırılmıştır. Caminin yanında Hünkar Dairesi bulunmaktadır. Köşesindeki muvakkıthane, Sultan Abdülmecid Han tarafından yaptırılmıştır.
Arap Camii: İstanbul’un fethi için 714’te gelen hazret-i Mesleme tarafından Beyoğlu semtinde Haliç kenarında yaptırılmıştır. Emevi ordusu Şam’a geri dönünce, Dominiken rahipleri burasını kilise haline getirdiler ise de, Dördüncü Murad Han zamanında tekrar camiye çevrilmiştir. Sultan Birinci Mahmud Hanın annesi Saliha Sultan, bu camiye şadırvan ve ilaveler yaptırmıştır.
Bali Paşa Camii: Fatih’te Bali Paşa Caddesi üzerindedir. 1504’te İkinci Bayezid Hanın kızı Hüma Hatun tarafından eşi Sadrazam Bali Paşa adına yaptırılmıştır. 1894 zelzelesinde çöken kubbesi 1939’da Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından tekrar yaptırılmıştır. Tek şerefeli minaresi sağdadır. Kesme taştandır.
Ağa Camii: Beyoğlu İstiklal Caddesi üzerinde olup, 1597’de Hüseyin Ağa tarafından yaptırılmıştır. Tek kubbeli olan caminin saçakları işlemelidir. İç duvarlar mavi, pencere içleri yeşil Kütahya çinileriyle kaplıdır. Mihrabı taştan, minberi ise oymalı tahtadır.
Cihangir Camii: Fındıklı sırtlarında Boğaz’a nazır bir tepe üzerindedir. Kanuni Sultan Süleyman tarafından oğlu Şehzade Cihangir adına 1559’da Mimar Sinan’a yaptırılmıştır. Altı yangın geçiren cami, 1889’da İkinci Abdülhamid Han tarafından yeniden yaptırılmıştır. İki minaresi olan cami barok uslubundadır.
Fındıklı Camii: Fındıklı’da deniz kıyısında İstanbul kadısı Molla Mehmed Çelebi tarafından 1589’da Mimar Sinan’a yaptırılmıştır. Sanat değeri çok yüksektir.
İskender Paşa Camii: Fatih’te Sofular Mahallesindedir. Sultan İkinci Bayezid Hanın vezirlerinden İskender Paşa tarafından 1505’te yaptırılmıştır. Çeşitli dönemlerde tamir görmüştür. Terkim Mescidi de denir.
Ayazma Camii: Üsküdar’da Kızkulesi karşısında tepe üzerinde Sultan Üçüncü Mustafa Han tarafından 1760’ta yaptırılmıştır. Hünkar mahfilinin duvarları İtalyan çinileri ile kaplıdır. Bahçesinde birçok kabir vardır.
Mümin gönüllerinin feyz alıp huzur bulduğu İstanbul camileri yerli ve yabancı ressamlar ile fotoğrafçılara da en nefis manzaraları sunmaktadır. Şairlerin gönüllerini coşturan bu muhteşem abide eserler için Türk edebiyatında yüzlerce şiir yazılmıştır. Bunlardan Yahya Kemal Beyatlı’nın aşağıdaki şiiri, İstanbul camilerini en iyi anlatanlardan biridir.
SÜLEYMÂNİYE’de BAYRAM SABAHI
Artarak gönlümün aydınlığı her saniyede, Bir mehabetli sabah oldu Süleymaniye’de. Kendi gök kubbemiz altında bu bayram saati, Dokuz asrında bütün halkı, bütün memleketi Yer yer aksettiriyor mavileşen manzaradan, Kalkıyor tozlu zaman perdesi her an aradan. Gecenin bitmeğe yüztuttuğu andan beridir, Duyulan gökte kanad, yerde ayak sesleridir. Bir geliş var!.. Ne mübarek, ne garib alem bu!.. Hava boydan boya binlerce hayaletle dolu... Her ufuktan bu geliş eski seferlerdendir; O seferlerle açılmış nice yerlerdendir. Bu sükunette karıştıkça karanlıkla ışık, Yürüyor, durmadan, insan ve hayalet karışık; Kimi gökten, kimi yerden üşüşüp her kapıya, Giriyor, birbiri ardınca, ilahi yapıya. Tanrının mabedi her bir tarafından doluyor, Bu saatlerde Süleymaniye tarih oluyor. Ordu-milletlerin en çok döğüşen, en sarpı Adamış sevdiği Allahına bir böyle yapı. En güzel mabedi olsun diye en son dinin Budur öz şekli hayal ettiği mimarinin. Görebilsin diye sonsuzluğu her yerden iyi, Seçmiş İstanbul’un ufkunda bu kudsi tepeyi; Taşımış harcını gazileri, serdarıyle, Taşı yenmiş nice bin işçisi, mimariyle. Hür ve engin vatanın hem gece, hem gündüzüne, Uhrevi bir kapı açmış buradan gökyüzüne, Ta ki geçsin ezeli rahmete ruh orduları... Bir neferdir bu zafer mabedinin mimarı. Ulu mabed! Seni ancak bu sabah anlıyorum; Ben de bir varisin olmakla bugün mağrurum; Bir zaman hendeseden abide zannettimdi; Kubben altında bu cumhura bakarken şimdi, Senelerden beri rü’yada görüp özlediğim Cedlerin mağfiret iklimine girmiş gibiyim. Dili bir, gönlü bir, imanı bir insan yığını Görüyor varlığının bir yere toplandığını; Büyük Allahı anarken bir ağızdan herkes Nice bin dalgalı tekbir oluyor tek bir ses; Yükselen bir nakaratın büyüyen velvelesi, Nice tuğlarla karışmış nice bin at yelesi! Gördüm ön safta oturmuş nefer esvaplı biri Dinliyor vecd ile tekrar alınan tekbiri; Ne kadar saf idi siması bu mü’min neferin! Kimdi? Banisi mi, mimarı mı ulvi eserin? Ta Malazgird ovasından yürüyen Türkoğlu Bu nefer miydi? Derin gözleri yaşlarla dolu, Yüzü dünyada yiğit yüzlerinin en güzeli. Çok büyük bir işi görmekle yorulmuş belli; Hem büyük yurdu kuran hem koruyan kudretimiz, Her zaman varlığımız, hem kanımız hem etimiz; Vatanın hem yaşayan varisi hem sahibi o, Görünür halka bu günlerde teselli gibi o, Hem bu toprakta bugün, bizde kalan her yerde, Hem de çoktan beri kaybettiğimiz yerlerde. Karşı dağlarda tutuşmuş gibi gül bahçeleri, Koyu bir kırmızılık gökten ayırmakta yeri. Gökte top sesleri var, belli, derinden derine; Belki yüzlerce şehir sesleniyor birbirine. Çok yakından mı, bu sesler, çok uzaklardan mı? Üsküdar’dan mı? Hisar’dan mı? Kavaklardan mı? Bursa’dan, Konya’dan, İzmir’den, uzaktan uzağa, Çarpıyor birbiri ardınca o dağdan bu dağa; Şimdi her merhaleden, ta Bayezid’den, Van’dan, Aynı top sesleri bir bir geliyor her yandan. Ne kadar duygulu, engin ve mübarek bu seher! Kadın erkek ve çocuk, gönlü dolanlar, yer yer, Dinliyor hepsi büyük hatıralar rüzgarını, Çaldıran topları ardınca Mohaç toplarını. Gökte top sesleri, bir bir, nerelerden geliyor? Mutlaka her biri bir başka zaferden geliyor. Kosova’dan, Niğbolu’dan, Varna’dan, İstanbul’dan... Anıyor her biri bir vak’ayı heybetle bu an; Belgrad’dan mı? Budin, Eğri ve Uyvar’dan mı? Son hudutlarda yücelmiş sıradağlardan mı? Deniz ufkunda bu top sesleri nereden geliyor? Barbaros, belki, donanmayla seferden geliyor! Adalardan mı? Tunus’dan mı, Cezayir’den mi? Hür ufuklarda donanmış iki yüz pare gemi Yeni doğmuş aya baktıkları yerden geliyor; O mübarek gemiler hangi seherden geliyor? Ulu mabedde karıştım vatanın birliğine, Çok şükür Allah’a, gördüm, bu saatlerde yine Yaşayanlarla beraber bulunan ervahı. Doludur gönlüm ışıklarla bu bayram sabahı. YAHYÂ KEMÂL BEYATLI
Eyüp Sultan Türbesi: Eyüp Sultan Camii karşısında olup, 1458’de Fatih Sultan Mehmed Han tarafından yaptırılmıştır. Bu türbede Resulullah efendimizin mihmandarı Halid bin Zeyd Ebu Eyyub el-Ensari hazretlerinin mübarek kabr-i şerifleri vardır. Türbeye Sultan Birinci Ahmed, Sultan Üçüncü Ahmed, Sultan Üçüncü Selim ve Sultan İkinci Mahmud ekler yaptırmış ve değerli eşyalar koymuşlardır. Türbe, küfeki taşından yapılmış olup, sekiz köşeli ve tek kubbelidir.
Abdülfettah-ı Bağdadi Akri Türbesi: Üsküdar’da Bağlarbaşı ile Karacaahmed arasındaki ana cadde üzerinde Kartal Baba Camii karşısındadır. İslam evliya ve alimlerinin en büyüklerinden hazret-i Halid-i Bağdadi’nin talebelerinden olup, İstanbul halkını irşad ile görevlendirdiği halifesidir. Türbesinin üzeri açıktır.
Aziz Mahmud Hüdayi Türbesi: Üsküdar’da aynı isimle anılan caminin bahçesindedir. Büyük alim Aziz Mahmud Hüdai hazretlerinin kabr-i şerifi buradadır. Türbenin kabirleri yanında akrabalarının ve halifelerinin kabirleri vardır. (Bkz. Aziz Mahmud Hüdai)
Murad-ı Münzavi Türbesi: Eyüb Nişancasında Münzavi Camii karşısındadır. İstanbul’da medfun bulunan en büyük üç evliyadan biri olan Murad-ı Münzavi hazretlerinin kabr-i şerifi buradadır. Yıkılmak üzere olan türbe 1992 yılında Hak-Yol Vakfı tarafından restore edilmiştir.
Mehmed Emin Tokadi Türbesi: Unkapanı’na inen cadde ile Zeyrek yokuşunun kesiştiği tepe üzerinde, Soğukkuyu Piri Paşa Medresesi kabristanında, üstü açık türbedir. Evliyanın meşhurlarından olan Mehmed Emin Tokadi hazretleri medfundur.
Fatih Sultan Mehmed Türbesi: Fatih Camiinin avlusunda, kıble yönündedir. Fatih Sultan Mehmed Han medfundur. Sekizgen planlı ve tek kubbelidir. Çeşitli zamanlarda tamir görmüştür.
Yavuz Sultan Selim Türbesi: Yavuz Selim Camiinin kıble istikametinde ve mihrabın önündedir. Türbede Yavuz Sultan Selim medfundur. Sandukasının üzerinde, Mısır Seferi dönüşünde şeyhülislam İbn-i Kemal’in atının ayağından sıçrayan çamurlu kaftanı vardır. Bu türbenin yanında Osmanlı sülalesine ait altı türbe vardır.
Kanuni SultanSüleyman Türbesi: Süleymaniye Camiinin bahçesindedir. Mimar Sinan tarafından 1566’da yapılmıştır. Sekiz köşeli ve kubbelidir. İçinde üçü padişahlara ait olmak üzere yedi sanduka vardır.
Emir Buhari Türbesi: Fatih ilçesi, Emir Buhari sokağındadır. Kesme taştan kubbeli bir yapıdır. Ubeydullah-ı Ahrar hazretlerinin talebelerinden Emir Ahmed Buhari medfundur. Darüsseade Ağası Cevher Ağa yaptırmıştır.
Sultan İkinci Mahmud Türbesi: Divanyolu’ndadır. Sultan Abdülmecid 1840’ta babası İkinci Mahmud Han için yaptırmıştır. Sekiz köşeli, tek kubbeli bir yapıdır. İçinde on bir sanduka vardır. İkinci Mahmud Han, Abdülaziz Han, İkinci Abdülhamid Han ve yakınları medfundur.
Sümbül Efendi Türbesi: Koca Mustafa Paşa Camiinin önündeki mezarlıktadır. On dokuzuncu asrın başlarında yaptırılmış olup, şehrin önemli ziyaret yerlerindendir. Büyük alim Sümbül Efendi ve serasker Rıza Paşa medfundur.
Merkez Efendi Türbesi: Topkapı semtinde Merkez Efendi Mezarlığının arkasındadır. Önemli ziyaret yerlerindendir. Büyük alim Merkez Efendinin sedef kakmalı parmaklıkla çevrili sandukası bulunmaktadır.
Zenbilli Ali Efendi Türbesi: Zeyrek Yokuşu başında yaptırdığı mescid ve mektebin yanındadır. Çok büyük bir zat olan Zenbilli Ali Efendi 23 sene şeyhülislamlık makamında bulunmuştur.
Barbaros Hayreddin Paşa Türbesi: Beşiktaş meydanındadır. Mimar Sinan yaptırmıştır. Sekiz köşeli ve tek kubbelidir. Barbaros Hayreddin Paşanın sandukası bulunur. Denizlerin evliyası ve büyük Türk denizcisi, Preveze Savaşının muzaffer amirali Barbaros, devrin bütün denizlerinde Osmanlı donanmasını hakim kılan bir kahramandır.
Sokullu Mehmed Paşa Türbesi: Eyüp, Camikebir caddesinde olup, 1579’da Mimar Sinan tarafından yapılmıştır. Türbede bulunan üç sıra halinde 17 sandukada, Sokullu Mehmed Paşa, eşi İsmihan sultandan doğma İbrahim Paşa, Sadrazam Lala Mehmed Paşa ve Sokullu Mehmed Paşanın yakınları yatmaktadır.
Ebüssü’ud Efendi Türbesi: Sokullu Mehmed Paşa türbesinin karşısındadır. Büyük alim ve şeyhülislam Ebüssü’ud Efendi ve yakınlarının kabirleri vardır.
Hazret-i Yuşa Türbesi: İstanbul Boğazının Anadolu Kavağı ile Beykoz arasında Yuşa Tepesindedir. Yuşa aleyhisselamın mübarek kabirlerinin Halep, Nablus, Gaziantep ve Bağdat’ta olduğu rivayetleri de vardır. Buradaki kabrin ona ait olduğu kesin değildir. Hazret-i Yuşa, hazret-i Musa aleyhisselamın kızkardeşinin oğludur ve ölümünden sonra, ona halef olmuş bir peygamberdir. İstanbul’daki makamı çok ziyaret edilen bir yerdir.
Telli Baba Türbesi: Rumeli Kavağı yolu üzerindedir. Çok ziyaret edilen bir türbedir.
İbn-i Kemal PaşaTürbesi: Edirnekapı Mezarlığında üstü açık bir türbedir. Kanuni devri şeyhülislamlarından büyük alim İbn-i Kemal Paşa medfundur. Müftiyü’s-Sekaleyn ismi ile meşhur olup, insan ve cinlere fetva verirdi.
Gazi Osman Paşa Türbesi: Fatih Camii bahçesindedir. Sultan Mehmed Reşad Han tarafından yaptırıldı. 1877-1878 Osmanlı-Rus harbinde Plevne’yi kahramanca savunan Gazi Osman Paşa medfundur. Dört köşeli ve tek kubbelidir.
Rüstem Paşa Medresesi: Cağaloğlu’nda Rüstem Paşa tarafından 1550’de Mimar Sinan’a yaptırılmıştır. Dış duvarları sekiz köşelidir. Avlu çevresinde 22 oda ve bir dershane-mescid vardır. Medrese mimarisinde orjinal bir denemedir.
Koca Sinan Paşa Medresesi: Divanyolu’ndadır. 1594’te yapılmıştır. Bağımsız medrese yapılarının güzel örneklerindendir. Dilim kemerli medrese, günümüzde İktisat Fakültesi olarak kullanılmaktadır.
Gazanfer Ağa Medresesi: Sarachane’de Bozdoğan kemeri yanındadır. 1599’da yaptırılmış olup, bağımsız medreselerin orjinal örneklerindendir. 14 taş odası vardır. Günümüzde belediye müzesi olarak kullanılmaktadır.
Hasan Paşa Medresesi: Bayezid’de Mimar Çelebi Mustafa tarafından 1745’te yapılmıştır. Barok üslupla yapılan ilk örneklerdendir. En önemli özelliği iki katlı olmasıdır. Alt katta dükkanlar vardır. Günümüzde Türkiyat Enstitüsü olarak kullanılmaktadır.
Galata Mevlevihanesi: Galata Tünel Meydanındadır. İstanbul’da bulunan Mevlevi tekkelerinin en büyüğüdür.Kulekapısı Mevlevihanesi olarak da bilinir. 1491’de İkinci Bayezid Hanın vezirlerinden İskender Paşa tarafından yaptırılmıştır. Çeşitli zelzele ve yangınlarda zarar gören tekke birçok defa tamir edilmiştir. Günümüzde Divan Edebiyatı Müzesi olarak kullanılmaktadır. Müzede birçok divan şairinin eserlerinden örnekler yer alır.
Bereketzade Çeşmesi: Galata semtinde Bereketzade Camii yanında olup, 1467’de Fatih’in müezzini Bereketzade yaptırmıştır. İstanbul’daki en eski Osmanlı çeşmelerinden biridir. Saliha Sultan tarafından tamir edilmiştir.
Bezm-i Âlem Valide Sultan Çeşmesi: Beşiktaş-Maçka arasında Spor Caddesi üzerindedir. Sultan Abdülmecid Han tarafından 1839’da annesi hayrına yaptırılmıştır. Üzerindeki kabartma süsler ve çeşitli motiflerin sanat değeri büyüktür.
Üçüncü Ahmed (Sultan Ahmed) Çeşmesi: Ayasofya Camii yanındadır. Üçüncü Sultan Ahmed Han adına, İbrahim Paşa 1728’de Başmimar Mehmed Ağaya yaptırmıştır. Sanat değeri çok büyüktür.
Alman Çeşmesi: Sultanahmed Meydanında Birinci Ahmed Hanın türbesinin karşısındadır. Alman İmparatoru II. Wilhelm’in 1898’de İstanbul’a ikinci gelişinin bir hatırası olarak 1900’de Şecer-i Vakvak adlı çınarın yerine yapılmıştır. Sekiz dilimli ve kemerli kubbesi vardır.
Tophane Çeşmesi: Tophane semtinde Kılıç Ali Paşa Camiinin yanındaki meydandadır. Birinci Mahmud Hanın annesi Saliha Sultana bir hediye olarak 1732’de yaptırılmıştır. Çok süslü olan çeşme Türk rokoko üslubundadır.
Kapalıçarşı: Nuruosmaniye, Bayezid, Mahmudpaşa ve Mercan camilerinin çevrelediği 30.700 m2lik bir yer kaplayan üstü kubbe ve kemerlerle örtülü büyük bir çarşıdır. İlk defa 1461’de Fatih devrinde, sonra Kanuni devrinde ahşap olarak yapıldı. 1651, 1710 ve 1825 yangınları ile 1894 zelzelesinden sonra Sultan İkinci Abdülhamid Han bugünkü kagir biçimiyle 1890-1894’te yaptırdı. 8’i büyük 18 kapısı, 65 sokak, 400 dükkan, 20 han, 1 okul, 1 cami, 1 mescid, 1 kitaplık, 7 çeşme, 1 dolaplı kuyu, 1 acı akarsu, şadırvan ve 1 sebil bulunmaktadır.
Mısır Çarşısı: Eminönü Yeni Cami arkasındadır. Burada Ceneviz ve Venediklilerin çarşısı vardı. Turhan Valide Sultan burasını medrese haline getirdi. Sonra çarşıya çevrildi. 1869 ve 1940’ta iki yangın geçirdi. 86 dükkan vardır.
Simkeşhane: Bayezid’de cadde üzerindedir. Üç katlı, tek avlulu han planında yapılmıştır. İstanbul’un fethinden sonra yapılan ilk darphane olup, ilk sikke burada bastırılmıştır. Günümüzde büyük tamir gören yapı, halk kitaplığı olarak kullanılmaktadır.
Balkapanı Hanı: Yeni Cami ile Küçükpazar arasındadır. İstanbul hanlarında görülen yapı şekli yanında, Bizans yapı tekniği gösteren tek eserdir. Yapım tarihi ve mimarı belli değildir. İlk günkü orijinalliğini koruyarak günümüze ulaşmıştır.
Çuhacı Hanı: Nuruosmaniye Camii yakınındadır. On sekizinci asırda Damad İbrahim Paşa yaptırmıştır. Orijinalliğini koruyarak günümüze ulaşmıştır.
Bayezid Kulesi: Bayezid’de Üniversite bahçesindedir. 85 m yükseklikte 180 basamaklıdır. İlk olarak 1749’da ahşap olarak yapıldı. Birkaç kere yandı ve yeniçeri ayaklanmasında yıkıldı. 1828’de Sultan İkinci Mahmud Hanın emriyle serasker Hüseyin Paşa kagir olarak yaptırdı.
Ahırkapı Fener Kulesi: Cankurtaran semtindedir. Sultan Üçüncü Osman zamanında kaptan-ı derya Süleyman Paşa tarafından yaptırılmıştır. Yüksekliği 36.27 metredir.
Galata Kulesi: Karaköy-Tünel arasında silindir biçiminde 68 m yüksekliktedir. Yedinci asırda Zenon tarafından yapılan ahşap kulenin devamıdır. Cenevizliler, kendilerine geçen bu kuleyi büyütmüşlerdir. Üçüncü Selim ve İkinci Mahmud zamanında yangın geçirmiştir. 1875’te son olarak tamir edilmiştir. 1717-1962 arasında yangın gözetleme kulesi olarak kullanılmıştır. Günümüzde restore edilip döner lokanta olarak kullanılmaktadır.
Kız Kulesi: Üsküdar sahilinde denizin içinde çok eski devirlerde yapılmıştır. Top ve cephane bulunurdu. Buraya fener konulmasını Sultan Üçüncü Ahmed Hanın sadrazamı Nevşehirli İbrahim Paşa emretmiştir.
Çemberlitaş: Çemberlitaş meydanında 57 m yükseklikte bir sütundur. Frikyalılar devrine ait olup, Afyon civarındaki bir tapınaktan getirilmiştir.
Burma Sütun: Yılanlı sütun olarak da bilinir. Sultanahmed Meydanındadır. Yılan başları İstanbul Arkeoloji Müzesi ve British Museum’dadır.
Dikilitaş: Sultanahmed Meydanındadır. Mısır’da Helvapolis şehrine Firavun Üçüncü Tutmasis’in M.Ö. 1547’de diktiği taş buraya getirilerek dikilmiştir. Üzerinde Hiyeroglif yazılar vardır.
Kıztaşı: Fatih’te Kıztaşı semtindedir. 10 m yükseklikte tek parça granittir.
Bozdoğan Su Kemeri: Fatih Camii ile Şehzadebaşı Camii arasında uzanan Bizanslılardan kalma bir su kemeridir. İlk defa 378’de yapılan kemerin bugünkü hali 760’ta yaptırılmıştır. Mimar Sinan tarafından restore edilen kemer, 1697’de de tamir gördü. Bugün yeniden restore edilen kemerlerin Fatih ile Şehzadebaşı Camii arası 592.4 metredir.
Darülaceze: Şişli Okmeydanı’ndadır. Sultan İkinci Abdülhamid Han tarafından fakirlerin, korunmaya muhtaç çocukların, yaşlıların bir çatı altında toplanması için yaptırılmıştır. 31 Ocak 1896’da törenle açıldı. İki hastane, 1 erkek ve kadın hamamı, mutfak, iş yeri, çocuk yuvası, yetimhane, cami ve kiliseden ibarettir.
Kuleli Askeri Lisesi: Vaniköy ile Kandilli arasında deniz kenarında çift kulesi ve haşmetli duruşu ile Boğaziçi’ni süsleyen bir eserdir. Yavuz Sultan Selim Han zamanında (Kule Bahçesi) ismiyle anılırdı. Kanuni Sultan Süleyman buraya kasr yaptırmıştır. Sultan İkinci Mahmud zamanında süvari kışlası oldu. Kırım harbinden dönen İngilizler bu kışlayı kasten yaktılar. Sultan Abdülaziz Han yanan kışlayı yeniden yaptırmış ve Kuleli Kışla denilmiştir. 1878’de Kuleli Askeri İdadisi ismini aldı. Balkan Harbinde hastane oldu. 1924’te Kuleli Askeri Lisesi ismini aldı.
Selimiye Kışlası: Sultan Üçüncü Selim Han tarafından 1805’te yaptırılmıştır. Taş üzerine ahşap olarak yapılan binada, önce Nizam-ı Cedid, daha sonra da Sekban-ı cedid askerleri iskan edildi. Yeniçeri isyanı sırasında yanan kışlayı, İkinci Mahmud Han yeniden yaptırdı ve Asakir-i Mansure-i Muhammediye askerlerini buraya yerleştirdi. Sultan İkinci Abdülhamid devrinde tamir gören kışla, cumhuriyet döneminde önce askeri ortaokul, daha sonra da Birinci Ordu karargahı oldu.
Mimar Sinan Köprüsü: Büyükçekmece ilçesindedir. Kanuni Sultan Süleyman Han zamanında inşasına başlanan köprü, İkinci Selim Han zamanında tamamlanmıştır. Mimar Sinan tarafından yapılmıştır. Büyükçekmece Gölü ile denizi birleştiren boğaz üzerinde yapılmış olup, günümüzde restore edilerek trafiğe açılmıştır.
Mecidiye (Galata) Köprüsü: Eminönü ile Karaköy arasını birleştirir. İlk köprü, 1845’te Sultan Abdülmecid Han tarafından tersanede (500 m) imal edildi. 1863’te ahşap olarak Sultan Abdülaziz yeniden yaptırdı. 1870’te ise demir köprüye çevrildi. Bugünkü köprü, 14 Nisan 1912’de yaptırıldı. 462 m uzunlukta ve 25 m eninde dubalar üzerinde yüzer köprüdür. Yanına yenisi yapılmakta olup, eskisi deniz müzesi olarak kullanılacaktır.
Âtıf Efendi Kütüphanesi: Şehzadebaşı’ndadır. Şair, hattat ve maliyeci Âtıf Efendi kurmuştur. 13.999 eserin 2588’i yazma ve 11.414’ü basma olup, eski eserlerdir.
Ragıp Paşa Kütüphanesi: Laleli’de Ordu Caddesindedir. 1763’te Ragıp Paşa kurmuştur. 1274 yazma ve 2269 basma olarak 3543 eski ve 2114 yeni eser vardır. Ayrıca çocuk kitaplığı bölümü vardır.
Hüsrev Paşa Kütüphanesi: Eyüp Bostan İskelesi sokağındadır. 1839’da Sadrazam Hüsrev Paşa yaptırmıştır. 15.000 cilt kitap bulunur.
Murad Molla Kütüphanesi: Fatih Çarşamba, Murat Molla Sokağındadır. 1775’te Murad Molla kurmuştur. 7000 eserin iki bini Osmanlı devrine aittir.
Mesire yerleri:
İstanbul tabii güzellikler açısından çok zengindir. Uygun iklim şartları, zengin su varlıkları, ili tabii güzellikler yönünden dünyanın sayılı yerlerinden biri durumuna getirmiştir.Çamlıca Tepeleri: İstanbul’un en eski mesire yerlerindendir. Temiz havası ve İstanbul’un her yanını gören manzarası ile meşhurdur.
Belgrad Ormanı: İstanbul’un en büyük ağaçlık arazisidir. Meşe, ıhlamur, çınar, kayın, kestane ve gürgen ağaçları ile kaplıdır. İçinde yedi bent, üç fidanlık ve av hayvanı üretme alanları bulunan ormanda, karaca, tavşan, yaban domuzu, tilki, çulluk, yaban ördeği gibi hayvanlar vardır. Ormanın 700 dönümlük alanı halka açık piknik yeri olarak düzenlenmiştir.
Yıldız Parkı: Beşiktaş sırtlarındadır. Yıldız Sarayının bahçesi olup, bugün park haline getirilmiştir. Servi, badem ağacı, akasya ve akçaağaçlarla kaplıdır. Göller, havuzlar, su kanalları, Boğaz ve Marmara manzaraları ile çok güzel bir mesire yeridir.
Emirgan Parkı: Emirgan semtinin üst kısmında Baltalimanı’ndan İstinye Koyuna kadar uzanan yeşil alanı içine alır. Çam, servi, köknar, İzmir söğüdü, salkım söğüt, kestane, meşe dişbudak, ıhlamur, armut, erik, kiraz, ayva, şeftali ve ceviz ağaçları ile kaplıdır. Her sene, mayıs ayında parkta lale bayramı kutlanır.
Abraham Paşa Korusu: Beykoz ile Paşabahçe sırtlarında yer alan boğaz manzaralı bir mesire yeridir. Koruda az rastlanan ilginç ağaçlar ile iki büyük mağara vardır.
Gülhane Parkı: Topkapı Sarayı ile Sarayburnu arasında yer alır. Topkapı Sarayının dış bahçesi olarak tarihi önem taşır. Şehremini Operatör Cemil Paşa zamanında park haline getirilmiştir.
İçmeler ve kaplıcalar:
Türkiye’nin en meşhur kaplıcalarından olan Yalova Kaplıcaları ile Tuzla İçmeleri İstanbul sınırları içindedir.Tuzla İçmeleri: Pendik ilçesinin, Tuzla semtindedir. Çok eski tarihlerden beri kullanılmıştır. Deniz kıyısındadır. Küçük içme suyu idrar artırıcı özelliğe sahiptir. Büyük içme suyu ise mide, barsak, karaciğer, pankreas gibi organların salgıları üzerinde etkilidir. Bu yüzden gastrit, barsak parazitlerinde ve safra kesesi rahatsızlıklarında kullanılır.
misafir - 9 yıl önce
Ieiei - 3 yıl önce