Mustafa Kemal Paşa, Adana treninden inip Haydarpaşa rıhtımına ayak bastığında düşman gemilerinin zafer bayrakları açmış şekilde toplarını sağa sola çevirerek İstanbul limanına girdiklerini, gayri Türk azınlıkların da sevinç çığlıklarıyla karşı sahilleri çınlattığını görünce, "Geldikleri gibi giderler" demişti.
Süreç
Yunanlıların İzmir'de denize dökülmesinden sonra Fahrettin Paşa komutasındaki Türk Süvari Ordusu hızla Çanakkale'ye doğru ilerlemeye başladı. Çanakkale'de bulunan İngiliz ordusu General Harrington'un emriyle savunma pozisyonu aldı.İngilizler, TBMM hükümetiyle anlaşma yolları aramaya başladı. İstanbul ve Çanakkale boğazlarının denetimini isteyen Ankara hükumetine İngiliz başbakanı Lloyd George'un reddiyle karşılaştı. Buna kabinesinden tepkiler geldi. Winston Churchill'in başını çektiği bir grup bakan istifa etti.
Diğer taraftan İzmir'in Kurtuluşu'ndan sonra padişah Vahdettin ve Damat Ferit Paşa Eylül 1922'de ülkeyi terk etti. 2 Ekim 1923'de işgal kuvvetleri İstanbul'u terketti. 6 Ekimde Selahattin Adil komutasındaki Türk ordusu şehre girdi.
Kurtuluş Savaşı'nın zaferle bitmesinden sonra Refet Bey komutasındaki bir Türk birliği İstanbul'a girdiyse de, işgali resmi olarak kaldıramadı.
18 Eylül 1923'de Batı Anadolu tamamen düşmanlardan temizlendi. Mudanya Ateşkes Antlaşması'yla İstanbul, Boğazlar Bölgesi ve Doğu Trakya kurtarıldı.
İmzalanan Lozan Barış Antlaşması gereğince de düşman askerleri altı hafta sonra İstanbul'dan ayrılacaklardı. 4 Ekim 1923 günü düzenlenen bir törenle Türk Bayrağı'nı selamlayarak şehirden ayrıldılar.
5 Ekim 1923'te şehrin Anadolu yakasına gelen Türk Ordusu, 6 Ekim 1923 günü coşkun bir bayram havası içinde, sevinç gözyaşları arasında ve çiçek yağmuru altında İstanbul'a girdi. Böylece 5 yıl kan ağlayan güzel İstanbul kurtulmuş oldu.