Etimoloji
İsrailiyyat Arapça kökenli bir sözcük olup çoğuldur. Tekili ``İsrailiyye`` olan sözcük, "``İsraili kaynaktan rivayet edilen kıssa veya hadise``"} anlamına gelmektedir. Terimin kökeni ve anlamı açıkça ``İsrail`` sözcüğüne dayanır ki İsrail ile kastolunan İsrailoğulları yani Yahudilerin kökeni olan milli ve etnik gruptur.Terimin Kullanımı ve Kapsamı
İslam dinine göre, İbrahimi Dinler`de geçen neredeyse tüm peygamberler aynı zamanda İslam peygamberleridir ve insanlığın doğuşunda İslam tek din olarak var olmuştur. Buna göre her türlü din ve inanış ilk inanış olan İslam`ın sapmış versiyonları olarak kabul edilir. Musevilik ve Hristiyanlık ise, İslam`da ehl-i kitap yani kitap ehli olarak anılır ve bu dinlerde kutsal olan Musa ve İsa`nın İslam peygamberleri olduğu, getirdikleri mesajın İslami olduğu fakat daha sonra halklar tarafından tahrif edildiği düşünülür. Bu arkaplan İslam dininin kutsal kitabı Kur`an`da açıkça mevcuttur. Buna göre israiliyyat sözcüğü olumsuz bir anlama sahiptir. Genellikle tefsir ve hadis alimleri terimi sadece yahudi kaynaklı kıssalar olarak görmemiş daha geniş biçimde kullanmıştır. Fakat terimin kullanım alanına ve yorumuna dair iki ana tanım vardır:- Tefsir ve hadise karışmış başta Yahudi olmak üzere zaman zaman Hristiyan veya daha eski kültür veya mitolojiler kaynaklı efsane ve asılsız kıssalar;
- Kasıtlı olarak, İslam inancını tahrif etmek amacı taşıyarak, başta Yahudiler olmak üzere karşıt görüşlü gruplar tarafından tefsir ve hadise sokulmuş, eski kaynaklarda geçmeyen efsane veya asılsız kıssalar.
Genel görüş birinci israiliyyat tanım ve yorumunu kabul etse de, bazı tefsir ve hadis alimleri ikinci tanımda ısrar etmişlerdir.
Amaç veya süreç ne olursa olsun, bilinen gerçek İslam tefsir ve hadis geleneğinde yer etmiş, birebir İslam (yani Kur`an veya Sünnet) kaynaklı olmayan çoğu hurafe veya rivayetin Yahudi kaynaklı olduğudur. Burada son dönem araştırmacıları tarafından kaydedilmiş bir başka detay da bu kıssaların bir kısmının birebir Tevrat kaynaklı olmaktan ziyade, Sümer mitolojisinden yoğun oranda etkilenmiş olan İsrail efsane ve folkloru kaynaklı olduğudur. Yahudi kültür ve inancının İslam`ın özellikle tefsir ve hadis ilimlerini belli noktalarda etkilemesi, Müslümanlarla ilişkisi en çok olan kitap ehli olduğundan normal karşılanabilir. Sonuç olarak, tefsir ve hadiste karşılaşılan İslam kaynaklı olmayan kıssaların geneline İsrailiyyat denmesinin en büyük nedeni bu kıssaların çoğunun Yahudi kaynaklı olmasıdır, yine de farklı kaynaklar da mevcut olsa da bütünü kapsayan terim İsrailiyyat olmuştur.
İsrailiyyat, Tefsir ve Hadis
İslam Öncesi Dönem
İsrailiyyat İslam öncesi dönemde zaten Arap kültür ve mitolojisinde büyük oranda bulunmaktaydı. Bunun en büyük nedeni Arap yarımadasındaki Yahudi nüfus idi, sonuçta yakın yaşayan bu toplumlar arasında inanç ve kültür etkileşiminin oluşması kolaydı. Yine de kaydedilmesi gereken bu etkişemin çok büyük çapta olmadığıdır, her ne kadar hakkındaki bilgi sınırlı da olsa Arap mitolojisinin belirgin bir şekilde Yahudi kültür ve dininden farklı olduğu bilinmektedir.İslam ve İsrailiyyat
İslam`ın ortaya çıkışından sonra özellikle Medine`ye hicret (göç) etmenin sonucunda Müslümanlar ve Yahudiler arasında yakın ilişkiler olmuştur. Medine`de çeşitli Yahudi toplulukları bulunmaktaydı ve Müslümanlar bu topluluklarla ilişki halindeydi. Zaman zaman İslam peygamberi de bu toplulukları tebliğ (İslam dinine çağırmak) amacıyla ziyaret ederdi. Bu sırada İslam dinine giren çeşitli Yahudi din adamları da olmuştur, Abdullah bin Suriya ve Ka`bu`l-Ahbar gibi.İslam tarihinde bu kültürel etkileşimin boyutları rahatlıkla görülebilir. Ayrıca bu etkileşim sadece tefsir ve hadis ilimlerinde kendine yer bulmamış, kelam ilmini de zaman zaman etkilemiştir. Örneğin kelam ilminin önemli konularından olan ``Kur`an`un mahluk olup olmadığı`` meselesinin ilk ortaya çıkış yerinin Yahudi kaynaklar olduğuna dair çeşitli rivayetler vardır}.
Erken dönemde İslam peygamberi insanlara birebir dini bilgiler aktarır daha sonra bu bilgileri sahabiler tabiilere aktarır tabiiler ise kendi talebeleri tebeu`t-tabiine aktarırdı. Tabiin döneminde çeşitli ``uydurma hadis`` olayları baş gösterdikten ve bu olaylar tebeu`t-tabiin döneminde artınca, rivayetleri yapan kişilerin adlarına ve diğer unsurlara dikkat edilmeye başlandı. Fakat yine de, özellikle sonraki dönemlerde, rivayet eden kişiler doğruluk ve doğrulanabilirlik yönlenrinde pek titiz davranmamışlardır. Daha sonraları tefsir ve hadislerin tedvin edilmeye başlandığı dönemlerde bu zayıf rivayetlerin de etkisiyle tefsir ve hadis ilmine çeşitli İsrailiyyat sızmıştır. Fakat İsrailiyyatın sonradan asıl anlamda yaygınlaşmasına neden olan belki başlıca unsur bu dönemde yapılan tefsir ve hadis tedvinlerinden sonraki dönemlerde yapılan tedvinlerde genellikle sadece metinlerin aktarıldığı, metinleri rivayet eden, kaleme alan isimlerin aktarılmamasıdır. Daha sonraki dönemlerde İsrailiyyat temelli rivayetler büyük artış gösterdi ve tefsir ile hadis alanına iyice yayıldı. Zaten önceki dönemlerde hadis tedvin edilirken karışmış çeşitli İsrailiyyat temelli bilgiler, tefsir tedvin edilirken de kullanılmıştır.
İbn Haldun`da ünlü eseri ``Mukaddimede İsrailiyyatın tefsire girişine dair açıklama ve tahliller bulunmaktadır.
Zamanla İsrailiyyat farklı kültürlerle kaynaşmış ve çeşitli kültürlerce İslami dogmalara dahi karıştırılmıştır.
Referanslar
- } Muhammed es-Seyyid Hüseyin ez-Zehebi, ``Tefsir ve Hadiste İsrailiyyat``, çeviren: Enbiya Yıldırım - Asiye Yıldırım, Rağbet Yayınları, İstanbul, Mart 2003; s. 23, İsrailiyyat kelimesinin izahı.
- } İbnu`l-Esir, ``el-Kamil`` VII/26