Irak Taki Kürtler ve Şiiler
Kısaca: IRAK’TAKİ KÜRTLER VE ŞİİLER Irak dini ve etnik yapı olarak 3 unsurdan oluştuğundan söz etmiştik. Kürtler, Sünni Araplar ve Şiiler... Ülkede şu anda fiili olarak bu 3 unsur doğrultusundan bölünmüş durumda Kuzeyde bulunan Kürtler körfez savaşı ve 36. Paralelin kuzeyine getirilen uçuşa yasak bölge oluşturulması doğrultusunda kısmi bir otonomi kazanmış durumda. Kuzey Irak Kürtleri geçmişte de sürekli olarak Irak yönetimine karşı ayaklanmalar düzenlemiştir. Kürtlerin Irak yönetimine bakış ...devamı ☟
Kuzeyde bulunan Kürtler körfez savaşı ve 36. Paralelin kuzeyine getirilen uçuşa yasak bölge oluşturulması doğrultusunda kısmi bir otonomi kazanmış durumda. Kuzey Irak Kürtleri geçmişte de sürekli olarak Irak yönetimine karşı ayaklanmalar düzenlemiştir. Kürtlerin Irak yönetimine bakışıyla Güneyde yaşayan Şiilerin Irak yönetimine bakışı arasında temel farklılıklar vardır. Kürtler Irak yönetimine karşı çıkışlarının temelinde özgürlük ve ayrı bir devlet olabilme arzusu yatmaktadır. Bu yönüyle Küret hareketleri daima ayrılıkçı olmuştur. Şiilerin itirazları ise yönetimedir. Irak rejiminin değişmesini ve yerine daha özgürlükçü ve eşit bir yönetim isteği vardı.
Kuzey Irak’ta etkin iki ayrı Kürt bölgesi ve grubu vardır. Bunlardan ilki Mesut Barzani önderliğindeki KDP (Kürdistan demokrasi partisi) diğeri ise Celal Talabani önderliğindeki KYB (Kürdistan Yurtseverler Birliği)’dir.
KDP ilk 1947 yılında partileşme sürecine girmiş zamanla Kürt gruplar arasında çıkan ayrılığın büyümesi ile başlayan ayrışmalar 1976 yılında KYB’nin kurulması ile sonuçlanmıştır.
KDP Türkiye sınırına yakın olan Bahtinan bölgesinde hakimiyetini sürdürmektedir. Bu bölgenin Türkiye’nin Güneydoğusuna oldukça benzeyen bir yapısı vardır. Özellikle bu iki bölgedeki halkın konuştukları lehçe aynıdır. KDP bir ara Sovyetler birliği ile yakın ilişkileri olsa da daha sonra Sovyetlerin yıkılması ile bu ilişkiler sonuçlanmıştır. Günümüzde ise Barzani yönetimindeki KDP: ABD, İngiltere, Türkiye ve İsrail’in farklı derecelerle desteğine sahiptir. Talabani kontrolündeki KYB ise kuruluşunda Suriye’nin etkisinde olmuş daha sonra ise İran ve Almanya’nın desteğini almıştır. Bu Kürt grubu ise konuştuğu dil açısından İran Kürtleriyle aynı lehçeye sahiplerdir.
Irak Kürtlerinin Irak yönetimi ile ilk etkileşimleri resmi verilere göre 1970 yılında olmuştur. 1970 antlaşması ve 1974 otonomi yasası 1958 yılında Irak monarşisinin yıkılmasından bu yana Kürtlere en çok hak tanıyan belgeler olmuştur. 1970 antlaşması ana hatlarıyla kültürel idari ve siyasi hakların geliştirilmesi, örgütlenme ye konan sınırların kaldırılması ve toprak reformu vaadini içeriyordu.
Bu anlaşmaya göre Kürtler kendi dillerinde okullar açabilecek ve yayınlar yapabileceklerdi. Parlamentoda nüfusa orantılı olarak temsil edilebileceklerdi. Fakat bu anlaşama tamamen hayata geçirilemedi. Kürtlerin zaman içinde yaptıkları ayaklanmalarda çok şiddetli karşılıklar gördü. Özellikle dış ülkelerin verdiği destek ve kışkırtmalarla bu ayaklanmaları gerçekleştiren Kürtler sonradan hep Irak yönetimiyle karşı karşıya kalmıştır. Bunlardan zarar gören de her zaman bölge halkı olmuştur. İlk başlardan İran’ın kışkırtmalarıyla hareket eden Kürtler aldıkları destekle ayaklanmışlar Fakat İran’ın 1975’te Irak’la anlaşmasıyla yalnız kalmışlardır. Daha sonra ABD’de Kürtlere verdiği desteği keserek Kürtleri tamamen Saddam yönetimiyle karşı karşıya bırakmıştır. Bu bölge Kürtlerinin yaşadıkları en korkunç olay ise 1988 yılında gerçekleşen Halepçe katliamıdır. Irak yönetimi bölge halkına karşı kimyasal silah kullanmış ve bunun sonucunda Halepçe halkı çocuk, yaşlı demden tümüyle katledilmiştir. Bu katliam sonarsı sokakları dolduran insan fotoğrafları da uluslar arası tepkinin oluşmasını sağlayamamıştır.
Kuveyt savaşından sonra ise ABD Kürtlere karşı politikasını değiştirmiştir. Körfez savaşı sonrası Irak yönetimine karşı ayaklanan Kürtler , yine Saddam’ın tepkisiyle karşı karşıya kalmış ve daha sonra yaşanan Huzur operasyonu, çekiç güç operasyonu gibi harekatlarla yeni bir katliam yaşamaktan kurtulmuşlardır. Bu gün ise Kürt gruplar 1991 yılındaki özgür devlet kurma fikrinde uzaklaşmışlar ve Irak içinde federal bir yapıda birleşme fikrine daha yakın durmaktadırlar.
Körfez savaşından sonra Kürtlerle beraber ülkenin güneyinde Şiiler de ayaklanmıştır. Şiiler etnik bir grup değil dini bir gruptur ve Irak’ın %55-60 nüfusunu oluşturmaktadırlar. Şii ıraklılar hiçbir zaman Kürtler gibi ayrılıkçı olmamışlardır. Daima Irak devletlerinin bütünlüğünü savunan Şiiler, konumlarının düzeltilmesi ve kendilerine eşit siyasi haklar istemişlerdir. Iraklı Şiiler Irak devletine olan sadakatlerini tarih içinde de göstermişlerdir. Irak’ın İngilizlerle olan ilişkilerde hiçbir zaman ikilik çıkartmazmışlar ayrıca Irak- İran savaşı esnasında da Irak’a sadık kalıp İran’dan yana tavır almamışlardır. Ayrıca Şiiler Kürtlerin daha önce yaşadığı tecrübelerden dolayı daima ABD’ye karşı mesafeli olmuşlardır. Irak’la ilgili olarak ABD’nin planlarına destek vermeyip, Irak’ta yapılacak olan bir yönetim değişikliğinin yine Iraklıların yapması gerektiğini her fırsatta açıklamışlardır. Bu nedenle de Kürtlere verilen önem onlara verilmemiştir.
Batı açısından Saddam rejiminden sonra Şii çoğulluğun kurabileceği İran benzeri yeni rejim düşüncesi endişe yaratmaktadır. Bu nedenle Saddam’ın güneyde daha etkin olmasına ses çıkartılmamaktadır. 27 Ağustos 1992’de 32. Paralelin güneyine uçuşa yasak bölge ilan edilmesi bir değişiklik yaratmamış, göz boyamadan öteye gitmemiştir. Bu kararın çıkmasının asıl nedeni Irak yönetimi karşısında sahipsiz kalan Şiilere İran’ın sahip çıkmasının istenmemesi, böylece İran’ın ilgisinin bu bölgeden uzak tutulmasıdır.
Bu konuda henüz görüş yok.