İngiliz işgal kuvvetleri iyice zayıflamış olan hıdiv yönetimini güçlendirmek yerine hıdivi istekleri doğrultusunda hareket edecek sembolik bir güç olarak ayakta tutma yolunu seçtiler.Aynı dönemde İstanbul`daki İngiliz büyükelçisinin Mısır`la ilgili olarak hazırladığı raporda yönetimde köklü değişikliklerin gereğine işaret edilerek bunun ancak askeri işgal altında yürütülebileceği görüşüne yer veriliyordu.1883`te tam yetkili temsilci ve başkonsolos olarak Mısır`a gönderilen Sir Evelyn Baring benzer görüşleri savunarak İngiliz hükümetini ``Örtülü Protektora`` politikasını benimsemeye ikna etti.
İngilizler, müdahaleye uluslararası bir meşruluk kazandırmak amacıyla, Mısır`ın mali durumunu düzelterek bütçe fazlasıyla özellikle Fransa`ya olan borçlarını düzenli olarak ödemeye başlamasını ve Süveyş Kanalını hem barış, hem de savaş döneminde açık tutma sözü vererek uluslararası muhalefetin önemini yitirmesini sağladılar.Bu arada İngilizler, danışman sıfatı taşıyan yöneticilerini kilit noktalara yerleştirerek Mısır hükümeti üzerinde dolaylı ama son derece etkili bir denetim sistemi kurdular.
Babasının ölümünden sonra genç yaşta hıdiv olan Abbas Hilmi Paşa ``Örtülü Protektora`` yönetimine tepki göstererek 1893`te kukla başbakan Mustafa Fehmi`yi başbakanlıktan uzaklaştırdı.İngilizler tepki olarak Hıdiv Abbas Hilmi Paşa`nın yetkilerini kısıtladılar.1890ların sonlarında ortaya çıkan milliyetçi akımlar, özellikle yayın ve propaganda çalışmaları temelinde örgütlenmeye çalıştı.Abbas Hilmi Paşa`dan da destek alan hareket, Sudan`ın yeniden Mısır`a bağlanması için yürütülen kampanyalar sırasında (1896-98) geniş bir kitle desteği buldu.Daha sonra kağıt üzerindeki İngiliz-Mısır ortak yönetimine karşın Sudan`ın bir İngiliz sömürgesine dönüştürülmesi, milliyetçi tepkilerin derinleşmesinde önemli rol oynadı.
Zamanla kalıcı bir nitelik kazanan İngiliz işgaline karşı duyulan tepki son derece yoğunlaştı.Haziran 1906`da bir İngiliz subayını öldüren Denşavay köylülerinin acımasızca cezalandırılmasıyla başlayan karışıklıklar, büyük bir boyut kazanarak Sir Evelyn Baring`in görevinden ayrılmasına yol açtı.Yeni yüksek temsilci Sir Eldon Gorst İngiliz denetimini gevşetmeye ve Mısır kurumlarının daha etkili bir konum kazanmasını sağlamaya çalıştı.
I. Dünya Savaşı`nda Osmanlılara savaş açtıktan hemen sonra resmen protektora yönetimini ilan eden İngilizler Abbas Hilmi Paşa`yı hıdivlikten uzaklaştırarak amcası Hüseyin Kamil`i sultan unvanıyla başa geçirdiler.Savaş`tan hemen sonra Saad Zaglul Paşa başkanlığındaki üç Mısırlı siyasetçi, İngiliz hükümetine bağımsızlık konusunun görüşülmesini önerdiler.İngiliz hükümetinin öneriyi reddetmesi ve Saad Zaglul`un tutuklanması ülke çapında kitle gösterilerine yol açtı.Mısır`a gönderilen Lord Edmund Allenby, milliyetçilere ödün vererek bir uzlaşma politikası izledi.Saad Zaglul serbest bırakıldı ve ülke düzeyinde bir örgüte dönüşmüş olan Vafd, Mısır`ın en etkili siyasi gücü haline geldi.Lord Allenby , İngiliz çıkarlarını koruyacak bir antlaşmayı sonraya bırakarak tek yanlı bağımsızlık ilan edilmesini (Şubat 1922) sağladı.Böylece Mısır sorunlarla dolu olarak bağımsızlığını kazanırken, Ahmed Fuad da I. Fuad adıyla kral unvanı aldı.