Hıdivlik makamı, Osmanlı İmparatorluğu`nun Mısır valilerine verdiği ünvandır. 19. yüzyılın sonlarında, genç yaştaki "Hıdiv Abbas Hilmi Paşa"`nın, Osmanlı Devleti`nden Mısır`daki İngiliz nüfuzunu kırabilmek için destek sağlayabilmek için uzun süreli İstanbul`da kalması gerekti. Bunun üzerine, 1903 yılında günümüzde kasrın bulunduğu yerde bulunan iki ahşap yalı satın aldı. Abbas Hilmi Paşa bir süre sonra yalılarının arkasındaki ağaçlık yamaçları ve üst düzlüğü kapsayan 270 dönümlük bahçeyi de aldı ve Delfo Seminati`ye o devrin mimari modasına uygun olarak art nouveau tarzındaki 1000 m2 alan üzerine yapılan yapıyı yaptırdı.
Uzun süre bakımsız kalan kasır, 1980`lerde Çelik Gülersoy tarafından restore edilmiş ve bir süre otel olarak da hizmet vermiştir. Şu anda lokanta ve sosyal tesis olarak kullanılmaktadır. Kasrın bir yüzündeki İstanbul `un en büyük gül bahçelerinden olan dış mekanı ve tarihi iç mekanında ayrıca düğün gibi organizasyonlar da düzenlenmektedir. Arkasındaki koruluk ve dik yürüyüş yolu ise spor ve yürüyüş yapanlarca değerlendirilir.
Kasrın mimari olarak, Osmanlı mimarisinin dışında, batılı tarzı (art nouveau) vardır. Ana girişin ortasında mermerden ihtişamlı ve anıtsal bir çeşme vardır. Tavanı çatıya varıncaya kadar yükselir ve vitrayla kaplıdır. İçinde çeşitli yerlerinde zarif çeşme ve havuzlar vardır. Bina plan olarak, salonlar arasındaki bağlantılar aracılığıyla havuzun etrafında bir daire çizmektedir. Bu daire sadece giriş holü tarafından kesilmektedir. Bu holdeki tarihi asansör dikkat çekici başka bir detaydır. Üst katta ise özel odalar bulunmaktadır.