Hüseyin Kazım Kadri
Kısaca: Hüseyin Kâzım Kadri Siyâset adamı, yazar. 1870 yılında İstanbul’da doğdu. Soğukçeşme Askerî Rüştiyesinde ilköğrenimini, Mülkiye Mektebini, İzmir İngiliz Ticâret Mektebini bitirdi. Kendi kendini yetiştirdi. Arapça, Farsça, İngilizce, Fransızca, Lâtince ile Grekçe yâni Rumca'yı öğrendi. Zirâat tahsili için Almanya’ya gitti. Dönüşünde, Aydın vilâyeti Muhâsebe Kaleminde, İstanbul Mâliye Nezâreti Mektûbî Kaleminde ve Hâriciye Nezâretinde memurluklarda bulundu. Dârüşşafaka Lisesinde ...devamı ☟
Soğukçeşme Askeri Rüştiyesinde ilköğrenimini, Mülkiye Mektebini, İzmir İngiliz Ticaret Mektebini bitirdi. Kendi kendini yetiştirdi. Arapça, Farsça, İngilizce, Fransızca, Latince ile Grekçe yani Rumca'yı öğrendi. Ziraat tahsili için Almanya’ya gitti. Dönüşünde, Aydın vilayeti Muhasebe Kaleminde, İstanbul Maliye Nezareti Mektubi Kaleminde ve Hariciye Nezaretinde memurluklarda bulundu. Darüşşafaka Lisesinde astronomi öğretmenliği yaptı. Bir sene Manisa’daki çiftliklerine çekilerek çiftçilikle uğraştı. 1908'de Meşrutiyet'ten sonra Tevfik Fikret ve Hüseyin Cahid ile Tanin Gazetesi’ni çıkardı. Samsun, Selanik mutasarrıflıklarında, Halep valiliğinde, İstanbul Şehreminliğinde, vali vekilliğinde, Selanik valiliğinde çalıştı. 1912’de Meclis-i Mebusan’a Manisa mebusu olarak girdi. İttihatçılar tarafından tekrar Selanik valiliğine gönderildi (1912). Rumeli Balkan Harbi ile kaybedilince, İttihatçılarla arası açıldı ve Beyrut’a gitti (1914). Büyük Türk Lügati’ni hazırlamaya başladı. Suriye’nin Osmanlı İmparatorluğundan ayrılması üzerine, yerliler tarafından Beyrut valiliği teklif edildi. Fakat kabul etmedi. İstanbul’a gelerek yeniden siyasi mücadeleye başladı. Mütarekede Meclis-i Mebusan’a Aydın mebusu olarak girdi ve ikinci başkan oldu.
İşgal kuvvetlerince meclisin dağıtılması üzerine, aynı sene, Tevfik Paşa kabinesinde Ticaret, Ziraat ve Evkaf nazırlıklarında bulundu. Ankara hükümeti ile olan anlaşmazlığı çözmek için Müşir Ahmet İzzet Paşa başkanlığındaki heyette bulundu. Bilecik mülakatında uzlaşmanın imkansız olduğunu görerek istifa etti.
Ticaretle uğraşmaya başladı. Son yıllarını Beylerbeyi’ndeki yalısında geçirdi. Hava değişimi için gittiği Tarsus’ta öldü. Naşı İstanbul’a getirilerek Küplüce Mezarlığına gömüldü (1934).
Ölümünden iki yıl önce değerli kütüphanesini Üsküdar’da bulunan Selim Ağa Kütüphanesine bağışladı. Dini eserlerinde Şeyh Muhsin-i Fani takma adını kullandı. Altmışa yakın eseri vardır.
Hak ve Hakikat, Felaha Doğru, İstikbale Doğru, İslam’ın Avrupa’ya Son Sözü, Yirminci Asırda İslamiyet, Arnavutlar Ne Yaptı? Çar Nikola’ya Açık Mektup, 10 Temmuz İnkılabı ve Netayici, Nüzul, Beyan, Tarih Hatıraları, Büyük Türk Lügati, İnsan Hakları Beyannamesinin İslam Hukukuna Göre Îzahı, eserlerinin belli başlılarıdır.
Bu konuda henüz görüş yok.