Hipperchia Crates'e olan sevgisini ona actiginda, cirkin bir erkek olan Crates bu evlilikte kendini Hippercia gibi guzel ve ayni zamanda iyi bir gecmisi, kulturu olan bir kadina yakistiramamis ve kendini hep geri cekmistir.
Hippercia'ya gore ise, kadinlarin da secim hakki vardir ve o da suphe goturmez bir sekilde sevdigi Crates'i secmistir. Crates cok az bir parasi olan ve yasam bicimi ile geleneksel yapidaki bir evlilik sartlarini yerine getiremiyecek biri oldugunu devamli vurgulamistir. Crates'in sevkat dolu yaklasimlari, insan sevgisi, mizah gucu ve iyi niyetli yaklasimlari Hipperciayi ailesine karsi koymaya da sevketmis ve eger bu evlilige izin vermezlerse kendini oldurecegini soylemistir.
Hippercia ve Crates 326 BC'de evlendiler ve mukemmel bir beraberlik surdurduler. Hippercia esiyle birlikte, cok populer bir cift olarak her ziyafete davet edilmis ve onlarda her yere birlikte giderek kadin-erkek esitligini her zaman sergilemislerdir. Yasadiklari donemde, bir kadinin bu tur yerlere gitmesi ve davranislar sergilemesi imkansiz gibi birseydi.
Hipparchia bir filozoftu. Onun esas ustunde durdugu konular ve uzman danismanlik yaptigi alanlar evlilik, hastaliklar ve uzuntuler ve olen kisilerin ardinda kalanlarin mahrumiyetleriydi. Bu alanlarda pek cok calismalar yapmis ve sorunlari cozmustur. Bunlarin yani sira pek cok tragedya ve felsefi kitaplar yazmistir. Bu calismalari yaparken ayni zamanda saglikli bir evlilik surdurmekte ve kendi oglunu ve kizini da buyutmekteydi. Hipparcia esiyle birlikte yillarca sadakat icinde bir evlilik gecirmesine ragmen "sevme ozgurlugu" konularinda propoganda yapmis ve kari koca bu dusunceyi hep desteklemislerdir. Cinselligin ayip bir sey olmadigini ve sevginin geregi dogal bir sey oldugunu anlatmislardir. Hipparchia Yunanli olan, olmayan butun kadinlara haklarini savunmalarini, cesurca konusmalarini ve dusuncelerini soylemelerini, kendi sevgililerini ve/veya eslerini kendilerinin secmelerini anlatmis ve yillarca bunun icin ugrasmistir. Toplumdan gelecek butun erkek siddeti ve tacizi, adaletsizligi icin karsi koymaya cagirmistir kadinlari.
Hipparchia yasami boyunca basit ve sade bir hayat yasamis ve hic bir zaman lukse ozlem duymamistir. O tutarli ve dolu bir kadindi. Cok ilginc bir nokta ise, Hipparchia ve Crates'in kizlari sevdigi erkekle evlenmek istedigi vakit anne ve baba olarak Hipparchia and Crates kizlarindan evlilik oncesi o erkekle bir aylik bir birliktelik yasamalarini istemislerdir. Bu, tarihte, evlenmeden once, on evlilik yaparak bir erkekle birlikte yasamaya ilk ornek olarak bilinmektedir.
Crates and Hipparchia'nin ogullari, Pasicles, de Cynic felsefede buyutulmus, sosyal esitlik, insan haklari, insan sevgisi ile toplumda yerini almistir. Hem Hipparchia hem de kocasi cok uzun ve dolu dolu yasadilar. Olumlerinden sonra yasadiklari toplumda daha onceleri yasam bicimlerinden dolayi oldukca elestirilmelerine ragmen olumlerinden sonra hep cok saygiyla anildilar. Ancak yillar gectikten sonra onlarin verdikleri ozgurlukcu mesajlar anlasilabildi ve dunyaca kabul edildi.
Vicki Leon,"Hipparchia," Uppity Women of Ancient Greece (California: Tabula Rasa Press, 1989),37.
Hipparchia
Hipparchia (MÖ. 360-280), kurucusu Antisthenes olan Kynik okulundan sayiliyordu. Kynizm, gereksinimsizlik ogretisini temsil eder. Kynikler icinde en unlu olani, isteyerek dilenci hayatini secen, ficida yasayan Diogenes'tir.Hipparchia, Trakya'da Maroneiali soylu ve zengin bir aileden geliyordu. Erkek kardesi Metrokles araciligi ile Kynik filozof Krates'i tanidi. O, ogretisi ile onu oyle etkiledi ki, Hipparchia, bedeni ve ruhu ile ona ait olmak istedi. Ailesini, eger Krates ile evlenmesine izin vermezlerse, kendisini oldurmekle tehdit etti. Ailesi Krates'e Hipparchia'yi bu niyetinden vazgecirmesi icin rica etti. Kendisinin guzel bir erkek olmadigini bilen ve gereksinimsiz hayatini hicbir sekilde degistirmek istemeyen Krates bunu denedi ama bosuna. Bunun uzerine cirilciplak soyundu, kendisinin olan herseyi Hipparchia'nin ayaklari dibine koydu ve soyle dedi: " senin nisanlin iste bu, varligi da su. Kararini buna gore ver."
Hipparchia duraksamadan onun fakir, gezgin hayatina katildi: Krates gibi sadece bir giysi ile onun gibi acikta yasamaya basladi. Anlatildigina gore, hatta herkesin onunde, acikta sevisiyorlardi. Cok mutlu bir evlilikleri vardi. Geleneklerin bu derece hice sayilmasindan, bircok kimse, kendisini hakarete ugramis gibi hissediyordu. Bu yuzden yapilan elestirileri ve dusmanliklari Hipparchia, cok keskin Kynik anlamli sozlerle (Apophtegmen) yanitliyordu. Bunlarin pek cogu o zaman, agizdan agiza dolasmis olmali. O , ozellikle, kendisini, kadinlarin geleneksel kadin rollerinden kurtulmalari icin de ortaya atti.
Anlatildigina gore, bir solende, bir keresinde, Theodorus ona sitem etmis ve soyle demisti: -"Kim bu dokuma tezgahindan kacan?" O buna su yaniti vermisti: "O benim Theodorus; ama herhalde benim dokuma tezgahi basinda gecirecegim zamani, daha yararli bir tinsel egitim calismasina harcadigim icin, kotuluk gormeyi hakettigimi sanmiyorsundur"