Bir gün inşaatta, bir ay mobilya mağazasında, 15 gün Milli Gazete'nin dağıtımında, 4 ay Ankara Şık Düğme'de, iki saat bebe donları satan bir mağazada, üç ay Çağdaş Sanat Tiyatrosu'nda, 11 ay Zaman Gazetesi'nde, 10 ay da Belde Gazetesi'nde çalışan Hakan, 1983 Ağustos'unda "Halka Işık" dergisini, Şubat 1989'da da Nihat Genç'le birlikte "Çete"yi çıkardı.
Daha sonra bir dönem Konya'da Merhaba Gazetesi'nde çalıştı ve "Medeni Haklar Mücadelesi" kampanyasını başlattı. Lakin İstanbul'un cazibesine dayanamayıp göç etti. Meydan Gazetesi Dış haberler servisinde yanlış kullanılan dini ve siyasi kavramları çaktırmadan tashih etti.
Hakan Albayrak'ın asıl yurtdışı serüveni İhlas Haber Ajansıyla başladı. İntifada'nın ilk günlerinde Gazze ve Kudüs'teydi. Yine İHA aracılığıyla Bosna'ya gitti. İHH temsilcileriyle orada tanıştı ve 1 Ocak 1994'te Saraybosna İHH temsilcisi oldu. 1995 başında ise evlenip İstanbul'a döndü. Yeni şafak Gazetesi'nde çalıştı. Ayrıldı. Milli Gazete'de yazmaya başladı. Şimdilik Milli Gazete'de yazmaya devam ediyor.
Spesifik.com da yapılan mülakattan:
Hakan Albayrak tutarsız biri mi? Senelerdir izlediğim Hakan Albayrak'ın çalıştığı gazete ve dergilerde bir sürekliliği yok. Bir bakıyorsun İstanbul'da, bir bakıyorsun Ankara'da, Konya'da... Haksızlığa uğramayı tercih eden tarafta mı yer almak istiyorsun? Nedir bu tebdil-i mekan sağanağı?
26 Aralık 1986'dan itibaren 11 ay boyunca çalıştığım Zaman Gazetesi'nde Nabi Avcı'nın ekibinde yer alıyordum. Üstad kovulunca istifa ettim. İstifa etmeseydim de kovulacaktım zaten. 1988'de Belde Gazetesi'ne girdim. Orada da 11 ay çalıştım ve Genel Yayın Yönetmeni Ömer Lütfi Mete'nin ayrılmasından sonra istifa ettim. İstifa deyip duruyorum ama aslında dilekçe milekçe yazmadan çekip gitmişimdir hep. Merhaba'yı geçim derdime derman olamadığı için terk etmek zorunda kaldım. Yeni Şafak'ta ise patronların değişmesinden sonra maaştan başka her şey sorun olmaya başlamıştı. Ayrıldığım zaman genel müdür "Allah razı olsun. Biz kovamıyorduk, kendisi ayrıldı." demiş. Bu vesile ile Ahmet, Mahmut ve Recep Kış'a, yani Yeni Şafak'ın eski patronlarına selam ederim. Cenab-ı Allah herkese böyle ihlaslı, medeni, samimi ve mütevazı patronlar nasip etsin. Onları her zaman sevgiyle, hürmetle anacağım. Gerçek Hayat'ın patronu Levent Gültekin de bu rezil dünyada eğreti duran güzel bir adamdır. Gökhan'la beraber derginin yayın yönetiminden çekilip Ankara'ya döndüm ama kalbimin bir parçası hala İstanbul'da, Levent'in yanında. İnanmazsan gidip bakabilirsin. Orada Murat Zelan diye bir adam var. Murat Zelan benim kalbimden bir parçadır.
Rocky'nin gözlerindeki ateşi görüyor musun Türkiye'ye bakarken? Vaziyet nasıl? İslamÖ® hareket nasıl gidiyor?
O ateşi sıradan liberalizme mehdi diye yapışan siyasetçi ve filozof müsveddelerine baktığım zaman göremiyorum ama Sezai Karakoç'un şiirlerini okuduğum zaman görebiliyorum. Gaddarlığı da mıymıylığı da kendisine asla yakıştıramadığımız İslami hareket çok ağır yaralar aldıysa da toparlanacak ve hem Doğu hem de Batı'daki tecrübelerden istifade ile kendini yeniden üretecektir inşaallah.
"Bana projeni söyle, sana nerede yüzdüğünü söyleyeyim" diyorsun Halifesiz Günler'de. Ebuzer'den sonra sırada ne var? Projelerinden bahsetsene biraz...
Proje çok. Bir aylık dergi projesi var mesela. Sayısız kitap projesi var. Milli Gazete'yle ilgili projeler var. Ayrıca belgesel film projeleri var. İlk ve tek yerli otomobilimiz olan Devrim'in hikayesini çekmek istiyorum. 1948 Savaşı'nda Kudüs'e giren Müslüman tugayların efsanevi komutanlarından Ahmet Abdülaziz'in hikayesini çekmek istiyorum. Kara donlu kafirlerin, yani Frenklerin hikayesini çekmek istiyorum. Köyümün hikayesini çekmek istiyorum. Yana yıkıla kamera arıyorum üstad. Varsa gönder.
Dağılmış bir ümmetin yeşil coğrafyasının tam ortasında bir şair, bir gazeteci olarak değil öncelikle bir Müslüman olarak bir şey söyleyen Hakan Albayrak'ı okuyucuları arayıp soruyor mu? Ne diyorlar? Nasıl buluyorlar seni?
Sıcacık mektuplar alıyorum. Buz gibi mektuplar da alıyorum. Ortası pek nadir.
"Sanal Dünya" ile aran nasıl? Benim müthiş memnun olduğum e - dergiler, antolojiler filan var. Takip ediyor musun? Nasıl görüyorsun bu sanallığın akıbetini?
"Chat"le aram yok. Belirli bir şey aramıyorsam "surf" de yapmam. Müdavimi olduğum siteler var. İslam dünyasındaki gelişmelerin günü gününe hatta saati saatine takip edildiği MSANEWS ve IVIEWS, Amerikalı anti siyonistlerin yayın organı Spotlight, Afrika'yı yakın takibe alan The Final Call, Ertuğrul Fındık'ın imparatorluğu Sipesifik, dünyanın en Müslüman dergisi Sayha, tabii ki Milli Gazete ve birkaç site daha. Sanal alemin akıbeti hakkında bir şey diyemem, ama bu alemde amaçsızca dolaşan birçok kardeşimizin kaybolmak üzere olduğunu söyleyebilirim.
Eserleri
Kitap
* Halifesiz Günler, Denge Yayınları (1997).- Hakan Albayrak Kitabı, Vadi Yayınları (1997).
- Ebuzer, Vadi Yayınları (2000)
- Kemalizm Terakkiye Manidir, Vadi Yayınları (2004)
Belgesel
* Saraybosna Sevgilim - Şam İstanbul Köprüsü
Kaynaklar
VikipediKaynak
Rehber Ansiklopedisi
Kaynak: www.ulumulhikmekoeln.de