Sulukule, Selamsız ve Ziba`yla birlikte İstanbul`un en ünlü Çingene yerleşimlerinden biridir.İstiklal Mahallesi`nin Hacı Ahmet Mahallesi`ne komşu olduğu batı kesiminde yer alır.Semt adını buradaki Hacı Hüsrev Caddesi`nden alır.Bu cadde Ali Kabuli Sokağı`yla Feriköy`e çıkan Yay Meydanı Caddesi`ne bağlanır.Doğudaki Hacı Ahmet Bostanı Sokağı ile batıdaki Piyale Paşa Bulvarı arasında yükselen sırtta bulunan yerleşme alanı günümüzde Hacıhüsrev olarak adlandırılır.Hacıhüsrev kuzeyde Feriköy Mezarlığı ile sınırlıdır.
1934`te, Beyoğlu İlçesi`nin Kasımpaşa Nahiyesi`ne bağlı Hacı Hüsam Mahallesi`nin sınırları içinde kalıyordu.Daha sonra Hacı Hüsrev olarak anılan mahallenin adı, halkın da isteğiyle 1991`de İstiklal biçiminde değiştirildi.
Bölgenin ne zamandan beri meskun olduğu bilinmemektedir.Buraya adını veren Hacı Hüsrev`in İstanbul`un fethi sırasında gemilerin Haliç`e indirilmesini kolaylaştıran yağlama yönetmini bulan kişi olduğuna ilişkin bir halk söylencesi vardır.Bu söylence göz önüne alınırsa semtin Osmanlıların İstanbul`daki varlığıyla yaşıt olması muhtemeldir.Daha sonra çevresindeki öbür yerleşim alanlarına göre daha yüksek ve havadar olduğundan Kasımpaşa tersanelerinde görev yapan önemli devlet memurları ve denizci paşaların konaklar yaptırarak buraya yerleştikleri söylenir.1940`lara gelindiğine söz konusu köşk ve konaklardan pek azı ayakta kalmıştı.Buna karşılık, sırtın eteklerini kaplayan bostanlar ve çayırlar yüzünden İstanbul halkının sevdiği bir mesire yerine dönmüştü.Bu bostanların arasından akan Piri Paşa ve İplikhane dereleri, üzerlerindeki Tahtaköprü ve Kadınlar Çeşmesi Köprüsü`yle aşılırdı.Günümüzde bu köprülere ilişkin herhangi bir kalıntıya rastlanmaz.Yöre yaygın olarak yerleşmeye açıldığında bu dereler de yeraltı kanallarına alınmıştır.
1950`lerde yaygınlaşmaya başlayan gecekondulaşma, bugün de varlığını korumaktadır.Nüfus yoğunluğu diğer gecekondu bölgelerinin tersine oldukça düşüktür.Hacı Hüsrev, 11. yüzyıl`dan beri İstanbul`da oldukları bilinen Çingenelerin yerleşik düzene geçtikleri ilk mahallelerden biridir.Kendilerini ``Roman`` olarak adlandıran Hacıhüsrevlilerin arasından zaman zaman suç niteliği taşıyan işlere karışanlar da çıktığı için, bölge kötü bir üne sahiptir.