Gorgias'ın aslında kozmoloji okuyacakken, Elea felsefesiyle karşılaşmasının ardından felsefi şüpheci olduğu söylenir. "Olmayan Şey Üzerine" ya da "Doğa" incelemesinde hareket ve değişimi çevreleyen paradoksların bir sonucu olarak bilginin mümkün olduğunu reddeder (Achilles ve kaplumbağa karşılaştırması). Eğer varlık (being) basitçe yokluğa (non-being) katılmayan ise; tüm değişim ve hareket, yokluğa katılıyorsa ve bütün olgular (phenomena), değişim ve harekete katılıyorsa bu terminolojide herhangi bir olgunun, varlık olduğunu söyleyemeyiz. Gorgias'ın buraya kadar şunları söylediği varsayılabilir:
1- hiçbir şey yoktur, ve 2- eğer bir şey var olsa da o bilinemez, ve 3- bilgi mümkün olsa bile, başkalarıyla paylaşılamaz.
Gorgias'ın gerçekten bunu mu kastettiği yoksa bu tezlerin sadece hitabetin insanları en saçma iddiaları kabul etmeye nasıl ikna edebileceğini göstermek üzere yapılan denemelerin başlangıç noktasını mı oluşturduğu tartışılmıştır. Belki de Gorgias, Elea'nın varlık (being), varlık olmayan (non-being), değişim (change) anlayışları ve bizim değişebileni tanıma yetimizin dışında olarak, gerçekten felsefenin umutsuz bir biçimde bizatihi kendini yalanlamak olduğu sonucuna varmıştır. Bu yoruma göre, bu 3 itidalsiz noktadaki formülasyon, felsefenin anlamsız olduğunu gösteren bir dizi düşüncenin parçasını oluşturur. Şu halde Gorgias, hitabet uygulamasına sadece bir ikna yöntemi olarak geçmiştir; zira artık doğru bilginin mümkün olduğuna inanmamaktadır. Bu görüşe göre, rasyonel tartışma (discussion) ve rasyonel kanaat (conviction) var olamaz, var olan sadece ikna sanatıdır.
Gorgias'a göre hitabet (rhetoric), münakaşa ve rasyonel kanaat aracı değil, bir ikna yöntemi olarak geliştirilmek için vardır. Onun için iknanın başta gelen amacı dinleyicilerin görüş ve tutumlarını değiştirmektir. Kısaca belirtmek gerekirse, Gorgtas, dinleyicilerin herhangi bir şeyi kabullenmeleri ve doğru bilgiyi elde ettikten sonra muhtemelen görüşlerini değiştirmeleri için uğraşmıyor. Doğruyu yanlıştan, geçerliyi geçersizden ayırmak gibi bir derdi de yok; sadece dinleyiciyi etkilemeye çalışıyor. Hitabet öncelikli olarak bir kandırmaca aracı haline geldi, en iyi argümanla ikna olmaya açık katılımcıları olan bir söylem değil.