Bugün Girit Savaşı (1941) dünya tarihindeki en büyük hava indirme operasyonu olarak nitelenmekte olup ve tüm dünyada hava indirme tümenlerinde taktik açıdan öğretilen önemli bir savaştır. Her ne kadar Müttefiklerin II. Dünya Savaşı`nda yapmış olduğu Market Garden Operasyonu`nda daha fazla sayıda paraşütçü komando kullanıldıysa da söz konusu operasyon zırhlı birliklerle desteklendiğinden, hava desteği dışında destek olmadan yapılan bu Alman saldırısı en büyük hava indirme operasyonu olarak kabul edilir.
Girit adasındaki İngiliz kontrolünün hava indirme birlikleriyle kırılabileceği fikri, Alman Hava İndirme Birlikleri komutanı general Student`e adfedilmektedir. Hitler`in de bu fikre olumlu bakması olağandır. Hitler, Romanya petrol tesislerine, Girit`teki İngiliz üslerinden yapılabilecek hava akınları dolayısıyla tedirgindir. Alman sanayinin ve ordusunun petrol gereksiniminin güvence altına alınmasının, savaşın sürdürülmesi yönünden ne denli yaşamsal öneme sahip olduğunu, Hitler çok iyi değerlendirmektedir.
25 nisan 1941 de Hitler tarafından imzalanan 28 sayılı direktifle Girit`in istilası karara bağlanıyor. Merkür Operasyonu kodadıyla hazırlanan planın uygulamasında 7. Paraşüt Tümeni, havadan intikal deneyimi olmayan 5. Dağ Tümeni ve Planör alayı kullanılıyor. Harekat bin kadar Alman uçağı tarafından desteklenecektir.
General Student`in planı, Maleme plajına indirilen bir paraşütçü birliği yakındaki havaalanını ele geçirmesi tarzındadır. Hemen ardından harekata katılacak diğer birlikler ve malzeme bu havaalanına indirilecektir.
Sınırlı sayıdaki (3.000 kadar) Alman paraşütçünün adaya indiği 20 mayıs 1941 sabahı saat 08:00`da adada 28.600 İngiliz, Yeni Zelandalı ve Avustralyalı askerin yanı sıra iki de Yunan tümeni bulunmaktaydı.
Almanlar paraşütle, planörlerle ilk dalgada 2 bin askeri adanın kuzey batısındaki Maleme plajına indiriyorlar. Ve hemen ardından bu küçük birliği kısa sürede takviye ettiler. Adaya indirilen Alman askerleri kısa sürede 22.000`i bulacaktı.
Havaalanlarına indirilen paraşütçüler, yoğun bir direnişle karşılaştı. Daha sonra bırakılan planörlerden bazılarının denize düşmesi, bazılarının da kayalıklarda parçalanmış olmasına rağmen Almanlar durumlarını koruyabildiler ve bir köprübaşı elde ettiler.
Derme çatma motorlarla çıkarma yapmayı deneyen 5. Dağ Tümeninin iki taburu ise gece karanlında İngiliz gemilerinin radarına yakalanınca 4 bin kadar kayıp vererek limanlarına dönmek zorunda kaldılar. Bu teknelerde bulunan tanksavar, uçaksavar ve toplar gibi ağır silahların adaya ulaştırılamamış olması da başlı başına bir şanssızlık olacaktır. Ağır silahlardan yoksun olan Alman birliklerine ciddi kayıp verdiren iki düzine İngiliz tankıyla, güç bela başaçıkabildiler.
Girit adasında hakim rüzgar, karadan denize doğru eser. Bunu bilen paraşütçüler, denize iniş yapmamak için adanın daha iç kesimlerine atladılar. Bir bölümü İngiliz hatlarının gerisine ya da içine iniş yaparak daha ilk anda savaş dışı kaldılar. Dahası malzeme taşıyan planörler için inişe uygun alanların olmaması, bir kısmının kayalıklarda parçalanmasına ve taşıdıkları malzemenin önemli ölçüde kullanılamaz hale gelmesine yol açtı.
Harekatın Almanlar açısından en kritik saatleri çıkarmanın yapıldığı 20 mayıs gecesidir. Gün boyu süren çatışmalarda herhangi bir hava alanının kontrolü ele geçirilememiştir. Harekata kumanda eden general Student, elindeki yedekleri Maleme hava alanına yapılacak bir taarruzda kullanmaya karar verir. Ertesi gün bu hava alanını ele geçip havadan ikmal ve takviye almaya başlarlar.
Harekatın ikinci gününde Churchill, Avam Kamarası`nda, adadaki Alman birliklerinin yok edildiğini bildirdiği saatlerde, adadaki müttefik birlikler, yetersiz eğitim ve teçhizata ve Yunanistan`dan güç bela tahliye edilmiş olmalarının moral bozukluğuna rağmen savaşarak, yoğun Alman saldırılarına direnmeye çalışmaktaydılar.
26 mayıs günü general Freyberg, durumun umutsuz olduğunu, direnme güçlerinin kalmadığını rapor etti. Müttefik unsurların tahliyesi 28 mayıs gecesi başlatıldı. 31 mayıs gecesine gelindiğinde ise tahliye tamamlanmıştı. 23 mayısta, yoğun Luftwaffe saldırılarına dayanamayan İngiliz donanması Mısır`daki limanlarına çekilmişken, “Orduyu göz göre göre ölüme bırakamayız” diyen amiral Cunningham, donanmasıyla bu tahliyeyi sağlamıştır. Yine Alman uçaklarının yoğun saldırısı altında gerçekleştirilmek zorunda kalınan tahliye, İngiliz donanmasına üçü kruvazör, altısı destroyer olmak üzere dokuz gemiye mal olmuştur. Üç zırhlı ve bir uçak gemisi, ki Akdeniz`deki tek İngiliz uçak gemisidir, olmak üzere on beş gemi de ağır hasar görmüştür.